Haftalık Piyasa Beklentileri
Satış denemelerine rağmen Borsa İstanbul’da tepki yükselişi korunuyor. Yaşanan büyük depremin borsa açısından yaraları belli ölçüde sarıldı. Çimento, demir çelik, seramik gibi inşaat grubu hisselerinde ciddi primler oluştu. Bu hisselere gelen kâr satışları BIST100 Endeksi’ndeki çıkışı sınırladı. Diğer yandan inşaat grubu hisselerine BIST100 Endeksi’nin bağımlılığı azalmış durumda. Zira önemli ölçüde bu yönde bir fiyatlanma yaşandı. Ayrıca, ekonomi yönetiminin Borsa İstanbul’u desteklemek için aldığı destekleyici tedbirler etkili oldu. Fakat bu tedbirlerin de katkısının zayıfladığı söylenebilir. Varlık ve BES fonlarının alım yönlü destekleriyle şirketlerin belli oranda geri alımlarını yapmış olmaları tedbirlerin piyasa üzerindeki etkisini kısmen zayıflattı. Bu da olağan bir gelişme. Sürekli destek söz konusu olamaz. Bu arada seçim tarihinin yaklaşması nedeniyle Borsa İstanbul’un seçime kadar nasıl bir yol izleyeceği konusu tekrar öne çıktı. Piyasalarda telaffuz edilen veya spekülasyonu yapılan “seçime kadar borsa” algısının deprem ile bir kesintiye uğrayıp uğramadığı konusu henüz net değil. Enflasyonun yüksek seyrini koruması, alternatif piyasalarda bu aşamada ciddi bir hareketlenme olmaması borsaya ilgiyi canlı tutacaktır. Ancak depremin getirdiği ekonomik fatura ve siyasi gelişmeler de piyasalarda dalgalı seyri beraberinde getirebilir. Diğer yandan 12/2022 bilançoları yayınlanmaya devam ediliyor. 2022 yılı şirketler açısından kârlı geçti. Yüksek kârlı şirket bilançoları açıklandıkça son dönemde BIST100 Endeksi’nin de yatay seyretmesi nedeniyle fiyat kazanç oranları gerilemiş durumda. Fiyat kazanç oranı şirket değerlemelerinde elbette tek kriter değil. Başka ölçekler de var. Geçen haftaki görünüme göre fiyat kazanç oranları 5.5-6.0 bandında hareket etti. 2023 yılının ilk günlerinde bu oran 8.0 seviyelerindeydi. Bu açıdan bakınca daha iskontolu olduğunu söylemek mümkün. Yayınlanan bilançolar ile birlikte doğru adreste olmak açısından şirket değerlemeleri büyük önem arz ediyor. Deprem etkisiyle sadece mevcut bilançolar değil, ileriye dönük beklentiler de ciddiyet kazanmış durumda. Bilanço döneminde hisse bazlı hareketler yoğunluk kazanmakla birlikte seçicilik öne çıkmış durumda.
Ekonomik verilere bağlı olarak dış piyasalarda algı değişikliği son dönemde sıkça rastlanılan bir durum haline geldi. ABD ve Almanya ile Euro Bölgesi’nde enflasyonun yönünü aşağıya çevirmesi, ABD ve Avrupa merkez bankalarının faiz artırımında yavaşlama olasılığını gündeme getirmişti. Bu gelişme, borsalara ve altın fiyatlarına yükseliş, ABD ve Almanya tahvil bono faiz oranlarına düşüş olarak yansımıştı. Enflasyonda düşüşün ivme kaybederek direnç göstermesi bu algıyı tekrar değiştirdi. Bu defa borsalarda zayıflama, tahvil bono faiz oranlarında yükseliş ve altın fiyatlarında düşüş görülmeye başlandı. Piyasa algısı ekonomik verilere ve merkez bankalarından gelen açıklamalar çok daha duyarlı hale geldi. Son olarak Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic’in, Fed’in faiz artırım sürecini yaz mevsiminin ikinci yarısında durdurabileceğini açıklaması, ABD borsalarında tepki alımlarına neden oldu. Bu açıklama tepki çıkışı için bahane olarak kullanılmış oldu. Bu hafta Powell ve Lagarde’nin konuşmaları her iki merkez bankasının para politikalarının netleşmesi konusunda belirleyici olacak.
İç gündemde geçen hafta; Siyasi gelişmeler ile 2022 yılı 4.Çeyrek büyüme ve Şubat enflasyonu takip edildi. TUİK verilerine göre; 2022 yılını Türkiye %5.56 büyüyerek kapatırken cuma günü açıklanan şubat enflasyonu aylık %3.15, yıllık %55.18 oldu. Beklentilere yakın olduğu için piyasalar üzerinde bir fiyatlama konusu olmadı. TCMB tarafından açıklanan verilere göre 24 Şubat ile biten haftada; Yabancı yatırımcılar 259.5 milyon dolar hisse senedi satarken tahvil bonoda 13.4 milyon dolar alım yaptılar. Hisse senetlerinde yabancı payı %29’un altına çekilmiş durumda. Bankalardaki döviz mevduatı ile TCMB brüt rezervlerinde düşüş eğilimi sürüyor. Kur Korumalı Mevduatta (KKM) ise yükseliş devam etti ve 1.55 trilyon TL’ye yükseldi. KKM’deki artış faiz artırımı sonrası ciddiyet kazanmış durumda. Belirsizliğin yükselmeye başladığı dönemde yatırımcıların defansif hareket etmesi olağan bir durum. Dış ticaret açığı aylık bazda Şubatta ise 12,2 milyar dolar olarak gerçekleşti ve yüksek seyrini korudu.
Borsa İstanbul’da iyimserlik biraz zayıflamasına rağmen korunuyor. Ancak dalgalı seyrin devamı beklenebilir. Hisse değişimleri ve bilanço dönemi olması nedeniyle hisse bazlı hareketlilik yine yoğun olacak.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten