Haftalık Piyasa Beklentileri
Borsa İstanbul’da gündem ve beklenti boşluğuna dış borsalardaki düşüşlerin de eklenmesi BIST100 Endeksi’ndeki kayıpları hızlandırdı. Perşembe günü bankalar öncülüğündeki çıkış denemesi cuma günü satış fırsatı olarak görüldü. Bir bakıma “çıkamayan borsa düşüyor” demek yerinde olacak. Piyasaların yumuşak karnı ise dış piyasalar, zayıf gelen bilançolar, Ortadoğu ve bağlı gelişmeler olarak görünüyor. Borsa İstanbul’u yukarıya taşıyacak temel gelişme para girişleri olacak elbette. Yerli yatırımcının ilgisi ekonomideki yavaşlama, yüksek faiz ve tasarrufların zayıflığı gibi bazı gerekçelerle istenen düzeyde değil. Yabancı yatırımcılar ise tercihini yine yüksek faiz nedeniyle tahvil bonodan yana kullanmaya devam ediyor. Geçen perşembe günü TCMB tarafından açıklanan 26 Temmuz ile biten haftaya ait verilerde; Yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 128 milyon dolar satış yaparken tahvil bonoda 1.3 milyar dolarlık alım yaptılar. Türkiye’nin Moody’s tarafından kredi notunun iki kademe artırılmasına rağmen “hisse sat, tahvil al” yönündeki tavırlarının değişmediği görüldü. Yine aynı hafta; TCMB brüt rezervlerinde 5.9 milyar dolarlık azalış (S. Arabistan döviz depo hesabının sonlanmasının etkisi) görüldü. Kur korumalı mevduatta ise erime devam etti. 06/2024 dönem bilançoları başta bankalar olmak üzere yakından takip ediliyor. Banka bilançolarında beklendiği üzere geçmiş dönemlere göre kârlılıkta bir zayıflık var. Ama beklendiği kadar değil. Bazı büyük bankaların bilançoları yayınlandı. Geçen yıla göre %20-25 düşük veya %30 yüksek gelen kar rakamları söz konusu. Enflasyon dikkate alındığında düşük bir performans gözleniyor. Ancak perşembe günü banka hisselerinde sert bir tepki yükselişi görüldü. Bunun nedeni olarak; 06/2024 dönem dip seviyenin görüldüğü, önümüzdeki dönemlerde banka bilançolarının toparlanacağı algısının olduğu söylenebilir. Fakat cuma günü dış borsalardaki düşüşlerin Borsa İstanbul’a yansımaları nedeniyle banka hisselerindeki çıkışın devamı gelmedi. Önümüzdeki hafta bilanço açıklamalarının yoğunluk kazanmasıyla hisse bazlı hareketlilik artabilir. Gerek ekonomideki yavaşlama, gerekse enflasyon muhasebesi gibi etkenlerin zayıflatıcı yönde bilançolara yansımalarını görmek mümkün olabilir.
İç piyasalar yarın temmuz enflasyonuna odaklanacak. Geçtiğimiz günlerde gerek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gerekse TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın “geçici nedenlerle yüksek gelebileceği” şeklindeki açıklamalarının ardından aylık beklentiler %3’ün üzerine çıktı. Haziran ayını hariç tutarsak Türkiye geneliyle paralellik arz eden İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre İstanbul’da perakende fiyatlar Temmuz ayında aylık % 4,21 yükseldi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ise % 72,80 arttı. Temmuz’da elektriğe, ağustosta doğalgaza yapılan %38 oranlarındaki zamların maliyet enflasyonu açısından yükseltici yönde bir etkisi olacağı muhakkak. Bu durumda akla enflasyondaki katılık, yapışkanlık ve müzminleşme gibi olasılıklar geliyor. Enflasyonda birkaç aylık gecikme veya geçici yükselişler genel seyrini pek bozmaz. Ancak geçici durumların kalıcı hale gelmemesi, istisna olarak kalması önemli olacak. Bilindiği üzere ekonomi yönetimi bu yılın ikinci yarısı için dezenflasyon, yani enflasyonda yavaşlama hedefi vermiş, haziran ayında da ilk sinyaller gelmişti.
Altın fiyatlarındaki yükseliş dikkat çekti. Bu yükselişte; ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı sonrası yapılan açıklamalar ile Ortadoğu’da yaşanan gerginlik ve çatışmaların önemli payı var. Jeopolitik gelişmelerin öne çıkmasıyla “güvenli liman” özelliği tekrar hatırlandı. Fed toplantısı sonrası yapılan açıklamalarla birlikte bu yıl için eylül, kasım, aralık olmak üzere üç defa faiz indirimine gidileceği beklentisi kuvvetlendi. Bu beklentiyi cuma günü açıklanan ve beklenenin oldukça altında gelen ABD tarım dışı istihdam verileri destekledi. Buna paralel olarak dolar zayıflayıp ABD tahvil faiz oranları da gerileyince altının ons fiyatındaki yükseliş ivme kazandı. 17 Temmuz’da denenen 2.483 dolar zirvesine oldukça yaklaşıldı. Sert yükseliş sonrası görülen kâr satışlarını olağan karşılamak gerekir. 2.483-2.500 dolar bandında teknik açıdan ciddi bir direnç söz konusu. Bu seviye geçilirse daha üst hedefleri ayrıca değerlendirmek gerekecek. Bu yıl için 2.800-3.000 dolar hedefleri yabancı yatırım bankaları raporlarında sıkça dillendirilen bir durum. İç piyasalarda altının gram/TL fiyatında da benzer görünüm hakim. 2.643 zirvesi test edildi. Bilindiği üzere gram/TL altının bileşenleri, dış piyasalardaki ons fiyatı ve iç piyasalardaki dolar/TL kurundan oluşmaktadır. Altının ons fiyatındaki yükselişin yanı sıra dolar/TL kuru da hafifçe yükselince zirve yakalandı. 2.643 seviyesi geçilirse daha üst hedefler için güç kazanabilir. Teknik veriler açısından değerlendirme yapıldığında; Ons ve gram/TL altın için direnç noktalarında kâr satışları görülse de çıkış hareketlerinin gücünü koruduğunu söylemek mümkün.
Haftalık Hisse Önerileri
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten