Haftalık Piyasa Beklentileri
Piyasalar yoğun gündem ile birlikte dalgalı bir seyir yaşıyor. Çıkış ve düşüşler sert, yön tayini konusundaki belirsizlikler arttı. Son dönemin ağırlıklı gündemi İsrail-Hamas çatışması. Olayın yayılıp yayılmayacağının yanı sıra İsrail’in Gazze’ye olası bir kara harekatının sonuçları konusunda bekleyiş sürüyor. İlk günkü gibi olmasa da iç ve dış piyasalar bu baskıyı az veya çok hissediyor. Borsalarda satıcılı görünüm hakimken altın başta olmak üzere güvenli limanlara ilgi devam ediyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısında Ortadoğu’ya yönelik açıklamaları yakından takip edildi ve fiyatlamalara konu oldu. Merkez bankaları faiz kararlarıyla ekonomik veriler dışında gündemin diğer önemli ayağı 09/2023 dönemi bilançoları. Dış borsalardaki bilançolarda ağırlıklı görünüm zayıf olarak nitelenebilir. Ekonomilerdeki yavaşlama şirket bilançolarına belli ölçüde sirayet etmiş görülüyor. Ancak Borsa İstanbul için aynı şeyleri söylemek zor. Şimdiye kadar açıklanan gerek banka gerekse sanayi şirketlerindeki kârlar genelde beklentilerden daha iyi. Açıklanan yüksek kârlarda enflasyon etkisini de dikkate almak gerekir. Bilançoların yayın süreci, borsanın çalkantılı dönemine denk geldiği için hisse fiyatlamalarına etkileri sınırlı. Bilançoların gereği gibi fiyatlandığını söylemek zor. Ancak yatırımcılar tarafından iyi bilançolar ve iskontolu hisselerin not edildiği, bir köşeye yazıldığı muhakkak. Piyasa şartları olağan seyrine döndüğünde hisseler fiyatını bulacaktır. Borsanın dalgalı döneminde seçicilik daha çok artar. Çıkış trendleri ve rallilerde çok sayıda hisse birbirini takip eder, sürü psikolojisiyle yükselir. Ama yatay veya düşüşlerde farklılaşma öne çıkar. İçinde bulunduğumuz piyasa şartları artık o yapıya dönmüş durumda. BIST100 Endeksi ve bir çok lokomotif hissede mayıs sonundan itibaren başlayan çıkış trendi tamamlandı, yerini düşüş eğilimine bıraktı. Bu açıdan hisse seçimleri daha da önem kazandı. Bu dönemde yatırımcı anlayışıyla geri çekilmelerde hisse biriktirmek ve destek seviyelerine yaklaştıkça maliyet oluşturmak orta ve uzun dönem için yararlı olabilir.
Merkez bankaları kararları piyasalar için önemli referans noktalarından biri olmuştur. Çünkü ekonomi politikalarının en önemli karar vericisi ve uygulayıcıları arasında merkez bankaları yer alır. Bu açıdan aldıkları kararlar genelde piyasa tarafından fiyalamaya konu olur. Geçen hafta dikkatler TCMB ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantılarındaydı. Her iki toplantıdan da beklenen kararlar çıkınca etkileri sınırlı kaldı. Ayrıca gündemde jeopolitik gelişmelerin ağırlığı fazla. TCMB’nin 500 puanlık artırım ile faiz oranını %35’e çıkarması piyasa tarafından olumlu karşılandı. Enflasyonu kontrol altına almak için parasal sıkılaşma politikasının gereği olarak daha önce öngörüldüğü üzere faiz artırımlarının devamı gerekiyordu. İstikrar, piyasalarla sağlıklı iletişim, kararlılık ve öngörülebilirlik açısından önemliydi. Yatırımcılar artık TCMB’nin politikasına ve alacağı kararlara yönelik daha net. Seçim sonrası göreve gelen ekonomi yönetiminin iç ve dış finans çevrelerinden aldığı eleştiriler olumlu. Ancak bunun özellikle yabancı yatırımcı ayağında sermaye girişine neden olması gerekir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yatırımcı çekme adına yoğun dış temasları geçen hafta da Körfez Ülkelerinde devam etti. Sermaye girişi anlamında henüz somut bir gelişme yok. Şimşek bu durumu, “Yabancı yatırımlar geri dönecek ama zaman alacak.” şeklinde izah etti. Ek olarak; TCMB faiz artışıyla artacak tahvil ve mevduat faizlerinin hisse senetlerine alternatif olarak daha belirginleşmesi durumunu da not edelim.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) geçen haftaki toplantısından beklenen karar çıktı ve faiz %4.50 olarak sabit bırakıldı. ECB Başkanı Lagarde toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda, yüksek enflasyon ve zayıflayan ekonomik görünümden söz etti. Bir süredir ECB yetkilileri faiz artırımında zirvenin görüldüğünden söz ediyordu. Buna bir de Ortadoğu’daki son olaylar eklenince faiz artırımının devamı zorlaşmış görülüyor. Benzer durum 1 Kasım’daki ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı için de geçerli. Faiz değişimi beklenmiyor. Aralık toplantısı için artırım olasılığı biraz daha fazla. Brent petrol 90 doların altında seyrediyor. Önümüzdeki hafta gündem yoğun ve önemli. ABD, İngiltere, Japonya merkez bankaları faiz kararları, ABD tarım dışı istihdamı, Almanya büyümesi (GSYH) ve Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) açıklanacak. Sonuçlarına göre piyasa üzerinde etki bırakabilecek veriler olacak.
Faiz artışıyla birlikte kur korumalı mevduatta (KKM) azalış devam ediyor. TCMB verilerine göre 20 Ekim ile biten haftada 85 milyar TL’lik düşüşle KKM 3.070.174 milyon TL oldu. Aynı hafta; Yabancı yatırımcıların hisse senedi satışları 106.8 milyon dolar ile devam etti. Son bir aydır satıştalar. TCMB brüt rezervleri 1.6 milyar dolar azalışla 126.1 milyar dolara gerilerken bankalar yurtiçi döviz mevduatında ise 2.2 milyar dolar artışla 175.4 milyar dolara yükseldi. Verilerin akışına bakılınca parasal büyüklüklerde çok büyük yer değiştirmeler görülmemekle birlikte KKM’deki çözülmenin yanında bankalarda döviz mevduatı artmaya devam ediyor. BIST100 Endeksi’nde dalgalı seyrin devamı olası görülüyor.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten