Haftalık Piyasa Beklentileri
Piyasalarda iyimserlik, Borsa İstanbul’da ise çıkış hareketi devam ediyor. Bir süredir olumlu fiyatlamaya konu olan Moody’s’in kredi not artırımı cuma gecesi geldi. Not artışını uygulanan ekonomik programın sonuçlarından bir olarak görmek gerekir. 11 yıl sonra ve ilk defa iki kademe birden gelen artışın piyasalara olumlu yansımaları beklenebilir. Bir kademe artışa kesin gözü ile bakılırken iki kademe artış bekleyenler de az değildi. Not artışı beklenti olarak bir süredir fiyatlamalara dahil olduğu için borsada ilk olumlu fiyatlamaların ardından “beklenti bitti” gerekçesiyle kâr satışları görülebilir. “Beklentiler alınır, gerçekler satılır” veya “fiyat önden gider olay peşinden gelir” gibi piyasalarda çok bilindik sözlere bu noktada atıfta bulunmak gerekecek. Moody’s Türkiye’nin kredi notunu B1 olarak açıklarken görünümü pozitif olarak koruması, gelecek değerlendirmelerde de kredi not artış olasılığını artıran bir durum. Bunlarla birlikte; Moody’s, S&P ve Fitch gibi en önemli reyting şirketlerine göre Türkiye halen yatırım yapılabilir seviyenin dört kademe altında bulunuyor. Ancak bu trend devam ederse Türkiye bu açığı hızla kapatabilir. Şimdi 6 Eylül’de Fitch, 1 Kasım’daki S&P’nin Türkiye’nin not değerlendirmeleri beklenecek. Kredi notu dışında borsada neler oluyor diye baktığımızda; Son günlerde kâr satışlarının sıklaşması yorgunluk izlenimi vermeye başladı. Bu görünümde; Kısa dönemde oluşan primlerin realize edilme isteği, kredi notu dışında piyasayı taşıyacak yeni gündem bulmakta zorlanılması, dış borsalardaki zayıflama gibi etkenleri saymak mümkün. Sermaye piyasalarındaki (hisse senetleri) canlı görünüme karşılık para piyasaları (faiz, döviz) sakin. Yüksek faiz kurları bir süredir dövizi baskı altında tutuyor. Küçük çaplı yükseliş denemeleri ciddiyet kazanmadı. TCMB’nin rezerv biriktirme eğiliminin sürüyor olması döviz kurlarının bu seviyelerde tutunmasının en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Hatırlanırsa geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “TCMB alımları olmazsa dolar 20’li fiyatlarda olurdu” açıklamasıyla bu durumu teyit etti. TCMB brüt rezervleri 12 Temmuz haftasında 5.3 milyar dolarlık artış ile 153.8 milyar dolara yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken swap hariç net rezervler 22.2 milyar dolara yükseldi. Yüksek faize bağlı olarak TL’ye dönüşün hız kazanması ve sıcak para girişleri rezervlere çok önemli katkı yaptı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Bu fon misafir para. Halbuki biz misafir para yerine sürdürülebilir ihracata, yani kendi kazancımıza daha fazla ağırlık vermeliyiz. Misafir para, her misafir gibi günü geldiğinde kalkar gider” diye durumu kendince izah etti. Rezervler arttı ama kaynakları konusunda iş dünyasında ve piyasada temkin de mevcut. Son bir yıldır uygulanan ekonomik programdan para piyasaları açısından önemli sonuçlar alındı. Türkiye’ye portföy yatırımları girişi (sıcak para) sağlandı, TCMB rezervleri arttı, ülke risk puanı (CDS) ve borçlanma maliyetleri düştü, kredi notları arttı. Şimdi sıra reel ekonomide. Reel ekonomide en önemli ölçeklerden biri enflasyon. Tartışmalara neden olan haziran enflasyonu ile bir yavaşlama emaresi görüldü. Bu yönde bir mesafe alınması moralite ve güven açısından önemli olacak. Bu hafta dikkatler 23 Temmuz Salı günkü TCMB toplantısı ve faiz kararına yöneldi. Ancak faiz değişimi beklenmiyor. Enflasyonda belirgin bir gerileme olmadan faizde indirim zor görülüyor. Bunun için de ağırlıklı görüş yıl sonu gibi. Borsa İstanbul’da olumlu hava korunmakla birlikte kâr satışlarına bağlı yoğunluk izlenimi öne çıkmaya başladı.
TCMB’nin açıkladığı yabancı işlemleri ve parasal büyüklüklere ilişkin veriler yakından takip ediliyor. Haziran enflasyonu sonrası borsada yabancı yatırımcılar 156.4 milyon dolarlık hisse senedi almışlar ve uzun bir aradan sonra tekrar yabancı alımları başladı izlenimi vermişlerdi. Ancak bir sonraki hafta yani 12 Temmuz ile biten haftada bu alımların devamı gelmedi ve yabancı yatırımcılar 57.7 milyon dolarlık hisse satışı yaptılar. Tahvil bonodaki alımları ise 895.4 milyon dolar ile devam etti. Özetle, yabancıların tavrında bir değişim yok. Yüksek faize bağlı olarak tahvil bonoya ilgileri sürüyor, henüz hisseye yanaşmıyorlar. Kur korumalı mevduattaki (KKM) düşüş ivme kazanırken 1.942 milyon dolara geriledi. Bankalardaki yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 1.2 milyar dolarlık artışla 163.7 milyar dolar oldu.
Haftalık Hisse Önerileri
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten