Haftalık Piyasa Beklentileri
Borsa İstanbul, depremin etkilerini ve kayıplarını telafi etmeye çalışıyor. Ekonomi yönetimi tarafından destekleyici bir dizi tedbir alındı ve etkileri de görüldü. Bu meyanda BIST100 Endeksi 5.000 seviyesinin üzerine taşındı. SPK düzenlemeleri, bazı şirketlerin kendi paylarını geri alım kararları, BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) fonlarından beklenen 10 günlük bir zaman dilimi içinde 10 milyar TL’lik bir kaynak girişi gibi düzenlemeler kayıpların geri alınmasında başlıca rol oynadı. Ancak deprem öncesi yaşanan düşüşte ve deprem sonrası işleme açık birkaç günlük sürede alım yapan yatırımcılar, salı günü işlemlerin tekrar başlamasıyla kısa sürede ciddi primler yazdılar. Bu durum kâr satışlarını beraberinde getirdi. Bununla birlikte destekleyici tedbirlerin etkisi azalsa da katkısının devamı öngörülebilir. BES fonları, alması gereken hisse senetlerinin tamamını henüz alabilmiş değiller. Bu açıdan çıkış hareketinin bir süre daha korunması beklenebilir. BIST100 Endeksi’nin kalıcı görünümü düzenlemelerin etkisi ve fiyatlaması tamamlanınca netleşecek. Diğer yandan “hisselerde seçicilik” öne çıkmaya başladı. Deprem sonrası ciddi sayıda konut ve alt yapı çalışmaları olacak. Bu inşaat demek. “Çimento, demir çelik, cam, seramik, boya” ilk akla gelen sektörlerden. Daha sonraki aşamada “beyaz eşya ve ev tekstili” üreten şirketler geliyor. Borsadaki son fiyat hareketlerine bakıldığında çimento ve demir çelik hisselerinde oluşan primlerle seçicilik öne çıkmış durumda. İnşaat ekonominin lokomotif sektörlerinden ve 200 civarında girdiye neden olduğu bilinen bir durum. Bu açıdan ilk aşamada depremin daraltıcı bir etkisi olsa da yılın ikinci yarısından sonra inşaat sektörünün ivme kazanmasıyla genel ekonominin büyümesi belli ölçüde genişletici yönde etkilenebilir. Makroekonomik veriler üzerinde ise büyük depremin etkileri hissedilecektir. Ek bütçe, belki yeni vergiler, genişleyici ekonomi politikaları olasılık dahilinde. Ancak önce depremin ekonomik boyutunun ortaya çıkması ve hasarın netlik kazanması lazım. Bu durum kısa bir süre zarfında şekillenebilir. İlk telaffuz edilen rakamlar 25 ile 100 milyar dolar arasında gidip geliyor. Sonra bunun finansmanı konusu önem kazanacak. Bu çerçevede, yeni borçlanmalar veya ek gelir artışı akla gelen ilk konu başlıkları. 2023 yılı bütçe açığı hedefi 659 milyar TL olarak konulmuştu. EYT buna dahil değildi. Şimdi deprem ile ciddi bir gider kalemi daha eklenecek. Bu durumda açığın 1 trilyon TL’yi aşacağı yönünde tahminler ağırlık kazanıyor. Deprem bölgesinin genişliği nedeniyle ayrıca vergi kayıpları olacak. Artacak olan kamu finansman açığına bağlı olarak borçlanma faizinin artması olası bir gelişme. Dış kaynak ihtiyacı zaten vardı, bu daha da artabilir. Bir de yaklaşan seçim var. Borsa İstanbul, kendi yarasını alınan önlemlerin etkisiyle sarabilir. Para piyasalarında (döviz, faiz) agresif bir hareketlilik görülmedi, hisse senetlerine göre sakin kaldı. Ama makroekonomik veriler üzerinde daha derin etkileri olacağı aşikar. Ancak; Türkiye’nin geçmişte yaşadığı felaket ve krizleri dikkate aldığımızda, tecrübesi, bilgi ve insan birikimiyle bu badireyi atlatacağına güvenimiz tamdır. Zaman alır, yara alır ama tekrar ayağa kalkılır. Piyasalarda bunu bilir ve fiyatlamasını ona göre yapar. Bu açıdan hisse senetleri tarafında uzun vadeli düşünmek ve ona göre yatırım amaçlı pozisyon almak yerinde olacaktır. Borsa İstanbul’da dalgalı seyrin ve toparlanma eğiliminin devamıyla yeni denge oluşumu biraz zaman alabilir.
23 Şubat Perşembe günü TCMB bu yılın ikinci faiz toplantısını yapacak. 100 baz puan faiz indirimi veya sabit tutulması beklentileri mevcut. ABD’li yatırım bankası J.P.Morgan, 100 baz puanlık faiz indirimi beklediğini açıkladı. Hatırlanırsa, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan “faiz daha da aşağıya inecek” demişti. Ayrıca deprem sonrası genişlemeci para politikası bekleyenler çoğunlukta. Bunlar TCMB faizinde düşüş bekleyenlerin dayanak noktaları. Faiz değişimi beklemeyenler ise TCMB politika faizinin piyasa ve banka kredi, mevduat faiz oranlarıyla bağının koptuğu noktasından hareket ediyorlar. Bilindiği üzere son dönemde TCMB faiz oranı düşmesine rağmen bankaların mevduat ve kredi faiz oranları yükselmişti. Bu açıdan TCMB faiz kararına piyasalar duyarsız kalmaya devam edebilir.
Dış piyasalarda algı tekrar değişti. Son aylarda ekonomik verilerin seyrine göre görünüm sıkça değişiyor. Beklentilerin oldukça üzerinde gelen ABD tarım dışı istihdam verisinin ardından “faiz artırımında yavaşlama” beklentisi yerini faiz artışlarının devamı algısına bıraktı. Fed ve Avrupa Merkez Bankası kaynaklı açıklamalar bunu teyit eder nitelikte. Çarşamba günü Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’ın “faiz artırımı devam edecek” açıklaması bu açıdan önemli. Diğer yandan Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, “Fed’in faiz oranının %5’in üstüne çıkması ve bir süre orada kalması gerekir. Şubat ayı toplantısında 25 yerine 50 baz puanlık artış için ikna edici nedenler vardı” derken Goldman Sachs, Fed’den önümüzdeki 3 toplantıda 25’er baz puan artış bekliyor. Ayrıca 50 baz puan masada diyen yorumlar da var. Beklentiler değişince haliyle piyasa fiyatlaması da değişti ve dış piyasalar daha temkinli bir görünüme evrilmeye başladı.
Borsa İstanbul’da dalgalı seyirle birlikte denge arayışı sürebilir.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten