Haftalık Piyasa Beklentileri
Dış piyasalarda algı değişimleri sıklaştı ve sıradanlaştı. Merkez bankalarından gelen açıklamalar ve ekonomik verilere bağlı olarak olası politika değişiklikleri beklentileri de etkiledi. ABD’de uygulanan yüksek faiz ve parasal sıkılaşma politikalarına bağlı olarak enflasyonda yaşanan gerileme “faiz artırımında yavaşlama” algısını öner çıkarmış, bu durum borsalara ve altın fiyatlarına yükseliş olarak yansırken ABD 10 yıllık bono faiz oranını aşağıya çekmişti. Sonraki aşamada enflasyonun düşüşe direnç göstermesi ve yapışkan bir hal almaya başlayıp ekonomik veriler de beklenenden daha olumu gelince başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere faiz artırımına devam yönünde tavır değiştirdiler. Buna Fed Başkanı Powell ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’ın faiz artışını destekleyici “şahin” konuşmaları eklendi. Bu defa ABD tahvil faiz oranları yükselirken borsalar ve altın fiyatlarında düşüşler görüldü. Deyim yerindeyse “doldur-boşalt” türü bir hareketlenme yaşanıyor. senetlerinden tahvil bonoya biraz geçiş oldu. Bank of America’nın (BofA) açıklamalarına göre; Global hisse senedi fonlarından 8 Mart ile sona eren hafta 500 milyon dolar çıkış, global tahvil fonlarına 8.2 milyar dolar giriş oldu. Tahvil faiz oranlarındaki yükselişle birlikte ABD’de yatırımcılar bankaların taşıdıkları tahvillerin değerine ilişkin tedirginlik duymaya başladılar. Faizlerdeki yükseliş taşınan tahvil bono pozisyonlarının portföy değerini azaltan bir durum. Ayrıca ticari bir banka olan SVB Finansal Grup’un mevduat çıkışları, tahvil zararları nedeniyle 2 milyar doların üzerinde sermaye artırımına gitmesi sonrası hisseleri yüzde 60’ın üzerinde değer kaybetmesi bankacılık hisselerindeki satışları tetikledi. Bu durum risk iştahını azaltarak ABD borsaları ve diğer dış borsalara da düşüş olarak yansıdı. Bu defa Fed faiz politikasına ilişkin algı değişikliği yansımaları biraz daha genişledi. Enflasyon esas belirleyici. Hatırlanırsa pandemi öncesi küresel ekonominin derdi düşük enflasyondu. “Biraz enflasyon iyidir” söylemini sıkça duyardık. Enflasyonu yükseltmek için merkez bankaları ve ekonomi yönetimleri bazı önemler de almıştı. Şimdilerde ise sorun yüksek enflasyon. Düşürmek için merkez bankaları bir dizi tedbir alıyorlar ama istenen sonuca henüz ulaşmış değil. Dış piyasalarda temkinli görünüm öne çıkmış durumda.
ABD tahvil ve bonolarına gelen alımlar ABD tahvil faiz oranlarını aşağıya çekince bu durum altın fiyatına tepki olarak yansıdı. Ayrıca güvenli liman ihtiyacının da bir parça tekrar hatırlandığı anlaşılıyor. Geçen hafta içinde 1.810 dolara kadar gerileyen altının ons fiyatı Cuma günü 1.880 doları geçti. Bu durum iç piyasalarda dolar/TL kurundaki yükselişle birleşince gram/TL altın fiyatı yükselerek 1.140 TL’ye yaklaştı. Geleneksel ve temel yatırım araçlarından biri olan altının bir süre daha çok daha yakın bir takipte olacağa benziyor.
İç piyasalarda geçen hafta fiyatlamalar daha çok siyaset içerikli. Seçim için 14 Mayıs tarihinde mutabık kalınması ve muhalefetin adayının netlik kazanması belirsizliği azalttı. Bu durum Borsa İstanbul’da olumlu fiyatlandı ve çıkış görüldü. İş Bankası C lokomotif olmak üzere yükselişe bankacılık hisseleri öncülük etti. Diğer yandan Türkiye’nin 5 yıllık CDS primiyle 10 yıllık eurobond faiz oranında kısa süreli düşüşler yaşandı. İç gündeme odaklanan piyasalar Cuma gününe kadar dış piyasalardaki dalgalanmaya duyarsız kaldı. Ancak haftanın son günü dış borsalardaki düşüşler ivme kazanmaya başlayınca BIST100 Endeksi kâr satışlarına bağlı olarak kazançlarının bir kısmını geri verdi. Döviz kurlarında ise tedrici bir yükselişten söz etmek mümkün. Deprem sonrası özellikle Borsa İstanbul’da yaşanan sert hareketlenmeler, alınan destekleyici tedbirlerin etkisiyle yerini daha dengeli bir seyre bıraktı. Ancak son günlerde para piyasalarının hareketlenmeye başlaması kayda değer bir durum. Önümüzdeki hafta yine siyasi gelişmeler izlenmekle birlikte ödemeler dengesi-cari denge verileriyle 12/2022 dönem bilançolarının yayınlaması tamamlanacak. Borsa İstanbul’daki iyimserlik son günlerde zayıflamaya başladı.
Yabancı yatırımcılar son dönemde genelde satışta görünmelerine rağmen 3 Mart ile biten haftada 139.9 milyon dolarlık hisse alımı yaptılar. Bu son 3 ayın yani 2 Aralık 2022’den bu yana haftalık bazda yabancıların yaptığı en yüksek hisse alımı oldu. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı tekrar %29’un üzerine çıktı. Aynı hafta yabancılar tarafından 69.1 milyon dolarlık tahvil bono(DİBS) alımı gerçekleşti. Diğer yandan 3 Mart haftasında; Kur korumalı mevduatta artış devam etti. BDDK verilerine göre, kur korumalı mevduatlar 25,4 milyar TL artışla 1,58 trilyon TL ile yeni zirve yaptı. Faiz artışı kur korumalı mevduata ilgiyi tekrar artırdı. TCMB brüt rezervleri ise bir ayda 9,3 milyar dolar düşüşle 120,4 milyar dolara geriledi. Bankalar döviz mevduatı 186.4 milyar dolar oldu. Önceki haftaya göre 600 milyon dolar arttı. Oysa ki bir ay önce 195.4 milyar dolardı. Bu çerçeveden bakınca son bir ayda 9 milyar dolarlık azalma var. Yaşanan deprem sonrası yatırım amaçlı konut alımlarıyla ilgili tereddütler ortaya çıkmaya başladı. Bunun konut satışlarına etkilerini görmek açısından önümüzdeki hafta TUİK tarafından açıklanacak şubat ayına ait konut satışları yakından izlenecek.
Piyasalarda bu hafta dalgalı seyir öne çıkabilir. Hisse bazlı hareketlilik takip edilecek.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten