Haftalık Piyasa Beklentileri
Borsa İstanbul’da yüksek hacimli çıkış hareketi devam ediyor. Seçim sonrası beklendiği üzere Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanması ardından TCMB’nin başına Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesi piyasalarda olumlu yankı buldu. İlk refleks sonrası piyasalar şimdi icraatlara odaklandı. Bu çerçevede yeni ekonomi yönetiminden gelecek açıklamalar yakından takip edilecek. Ancak 22 Haziran’daki TCMB toplantısı ve faiz kararı ekonomi politikasında olası bir değişimin ilk eşiği olarak görülüyor. Beklentiler, faiz artırımlarının başlayacağı yönünde. Mehmet Şimşek’in sıkça bütçe disiplini, uluslararası normlara dönüş, istikrar ve şeffaflık vurguları yeni politika açısından bir sinyal veriyor. Ama piyasa bu adamları ve gerçekleşmeleri görmek istiyor. Borsa İstanbul ve tahvil faiz oranlarındaki sert yükselişle beklentiler fiyatlandı. Döviz kurlarındaki politikanın ise rekabetçi ve gerçekçi kur kapmasında müdahale edilmemesi yönünde olduğu anlaşılıyor. TCMB tarafından yapılan döviz satışlarıyla döviz kurları baskı altına alınırken özellikle ihracatçıların yakınmaları bilinen bir durumdu. Ayrıca yabancı yatırım banka raporlarında kurlarda yukarı hedefler veren değerlendirmelere sıkça rastlamıştık. Piyasaların kur artışıyla ilgili beklentileri bu meyanda karşılanmış oldu. Yeni yönetim, ikiz açıklar (cari ve bütçe) gibi ciddi bir sorunla işe başlayacak. TCMB rezervlerinin durumu malum. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı, zam bekleyen sabit gelirli ve emekliler gibi başkaca çözüm bekleyen noktalar mevcut. Şartların ve sorumluluklarının ağır olduğunu Mehmet Şimşek biliyor ve bunu açıkça dillendirmişti. Halktan yeni güvenoyu alan bir hükümet yanında olacak. Bu açıdan piyasa şartlarının ve ekonomi biliminin gereklerinin uygulanması konusunda desteği var. İç ve dış piyasalarda ilk tepkilere göre bakılacak olunursa bir kredi tanımış durumda. Atamalar sonrası, ekonomik programın hazırlanmasıyla uygulama aşamasına geçilmesi bekleniyor.
Borsa İstanbul’a seçim sonrası yabancı ilgisi henüz başlamadı. Onlar da gerçekleşmeleri bekliyor olabilir. Hisse senetlerinde yabancı takas oranı cuma günü itibariyle halen %28’in altında seyrediyor. 2 Haziran’da %27.40 seviyesindeydi. Hafif bir yükseliş var ama 15 Mayıs günü bu oran %30’un üzerindeydi. TCMB verilerine göre 8 Haziran ile biten haftada, yani seçim sonrası; Yabancı yatırımcılar son aylardaki satışlarına devam ederek 52 milyon dolarlık hisse senedi satarken 15 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Borsadaki yüksek işlem hacmi ve son 2-3 haftada %25’i aşana primler daha çok yerli yatırımcının katkısıyla gerçekleşmiş durumda. Son günlerdeki sert yükseliş ciddi bir primi ihtiva ediyor. Ama fiyat kazanç gibi bilanço değerleme kriterileri açısından halen çok pahalı bir borsadan söz etmek zor. Bu görünümden primli ama pahalı değil gibi bir sonuç çıkıyor. BIST100 hisseleri fiyat kazanç oranı 5.6 seviyesinde seyrediyor. Fiyat kazanç piyasa değerlemesi için tek kriter değil elbette. Ama çok kullanılan bir ölçek. Bu arada 03/2023 dönem bilanço performanslarının geçtiğimiz dönemlere göre çok zayıf kaldığını, özellikle kârlılık rakamlarının gerilediğini dip not olarak verelim. Bununla birlikte yüksek enflasyona karşı getiri arayışında hisse senetleri halen önemli bir seçenek. Olası bir faiz yükselişinin borsaya gelecekte rakip olması olasılığını da var. Diğer önemli alternatif konut tabi ki. Geleneksel yatırım araçlarının başında geliyor Ancak faiz artışları, kredi koşullarının zorlaşması, konut fiyatlarının yüksekliği ve deprem etkisi gibi bazı faktörleri dikkate aldığımızda, konutun geçtiğimiz yıllardaki kadar ilgiyi çekip çekemeyeceğini zamanla görebileceğiz. Döviz ve altın (gram/TL) tarafına bakıldığında ilk görünüm, yüksek prim olduğu. Özetle, çok seçici olmak kaydıyla hisse senetleri halen yatırımcılar için en önemli adreslerden biri olmaya devam ediyor.
Bu hafta dış piyasalarda çok yoğun ve önemli gündem var. ABD ve Avrupa Merkez Bankaları (Fed, ECB) toplantılarıyla faiz kararları, ABD ve Euro Bölgesi enflasyon verileri piyasalar açısından yansımaları olabilecek veriler. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizi sabit bırakması, Avrupa Merkez Bankası’nın ise 25 baz puanlık faiz artırımı bekleniyor. Küresel ekonomiyle ilgili yavaşlama korkusu en yetkili ağızlardan telaffuz edilen bir durum. Almanya’dan sonra geçen haftaki eksi büyüme (GSYH) verisiyle art arda iki dönem küçüldüğü için Euro Bölgesi de teknik resesyona girdi. Ekonomilerde zayıflama emareleri artıp enflasyon düşüş eğilimine girmişken Fed ve ECB’nin faiz karalarını yumuşatması çok olağan bir durum. ABD’de önümüzdeki hafta açıklanacak enflasyondaki düşüş eğiliminin korunması bekleniyor. Beklentiler TÜFE’de aylık %0.3, yıllık 4.9 şeklinde. Geçen ayki TÜFE verisi yine %4.9’du. Ayrıca İngiltere büyüme verisi (GSYH) açıklanacak. İç gündeme bakacak olursak; Bugün ödemler dengesi tablosu ve cari denge verileri var. Cuma Moody’s’den Türkiye’nin kredi notu değerlendirmesi bekleniyor. Seçimlerden sonraki ilk not olacak. Geçen hafta TCMB tarafından açıklanan verilere bakıldığında; TCMB brüt rezervleri ve bankalardaki döviz mevduatında gerilemenin sürdüğü görülürken “kur korumalı mevduata (KKM)” prim düzenlemesinin etkisiyle biraz ilgi zayıflamış görüldü. Haftalık artış 35 milyar TL ile önceki haftalardaki artışın oldukça gerisinde kaldı. Büyüklük olarak 2.5 trilyon TL’yi geçti. Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle 500 seviyesinin altına hızlı bir iniş gerçekleştiren Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) geçtiğimiz perşembe ani bir atakla tekrar bu seviyenin üzerine çıktı.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten