Haftalık Borsa Yorumu – (7-11 Nisan 2025)

İç piyasalar siyasi gelişmeleri önemli ölçüde fiyatlarken dikkatler dış piyasalara çevrildi ve dış kaynaklı gelişmelerin etkisine girdi.

Fakat siyasetin etkisi tamamen kayboldu demek için oldukça erken. Diğer yandan Borsa İstanbul düşüş eğiliminde olmasına rağmen sert satışlara maruz kalan dış borsalardan bir parça olumlu ayrıştı ve direnç gösterdi. Bu görünümde; Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı payının düşük seyretmesi, 19 Mart süreciyle BIST100 Endeksi’nin önemli destek noktalarına yaklaşmış olması, beklentilerden zayıf gelen mart enflasyon verileri, Türkiye’nin Trump’ın gümrük tarifelerinden daha az etkilenecek olması, AB ile Türkiye arasında son dönemdeki yakın görüşme ve işbirliği temennilerinin etkisinden söz edilebilir. Ancak dış borsalardaki sert düşüşe rağmen bu gelişmelerin iç piyasalar üzerinde ne ölçüde koruma sağlayacağı konusunda ciddi tereddütler var. Dışarıda düşüş hareketi devam ederse BIST100 Endeksi’nin direnmesi zorlaşacaktır. Dikkatler şimdi TCMB’nin 17 Nisan toplantısına çevrildi. Faiz kararı konusundaki beklentilerde netlik yok. Siyasi gelişmeler ve hareketlenen döviz kurlarıyla enflasyonun seyri bu konuda önemli referanslar. Kur geçişkenliği nedeniyle birikimli olarak kur etkisinin nisan enflasyonunda da görülebileceğine dair değerlendirmeler var. TCMB’nin faizi değiştirmeme olasılığı da az değil. Ancak iç ve dış finans çevrelerinden faiz artırımı konusunda yoğunlaşan görüşler vardı.

Dış piyasalarda bir süredir esen Trump rüzgarı geçen hafta fırtınaya dönüştü. ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı günden bu yana en yüksek gümrük tarifesini geçen hafta açıkladı. 2 Nisan tarihine kadar birçok ülke ve ürüne zaten gümrük vergisi getirmişti. 2 Nisan tarihinde en ağırı geldi. Doğal olarak diğer ülkelerden sert tepki aldı ve karşılık verileceği mesajları birbirini takip etti. İlk karşılık Çin’den geldi. Çin aynı oranda ABD mallarına %34 tarife uygulayacağını açıkladı. Çin’in hamlesi piyasaları daha da gerdi. Diğer ülkelerden bazılarının da Çin’i takip etme olasılığı yüksek. Trump ise “tarife politikalarından asla geri adım atmayacağım” dedi. Bu gelişmeler sonucu piyasalarda gerilim üst seviyeye çıkarken ticaret savaşı iyice kızıştı. Sonuç olarak küresel ekonomide; Enflasyonda artış ve düşük büyüme öngörüleriyle “durgunluk ile yüksek enflasyonun aynı anda yaşandığı stagflasyon” söylemleri öne çıktı. Son gelişmeleri etkileri açısından; “Enflasyon, resesyon, stagflasyon” beklentilerinin artması olarak da özetlemek mümkün. Bir parantez açmak gerekirse; Türkiye’ye ABD’nin %10 gümrük vergisi uygulayacak olmasına bağlı olarak Avrupa’nın ihracatının bir kısmını Türkiye üzerinden yapması olasılığıyla yatırımlarını Türkiye’ye kaydırabilir gibi değerlendirmeler var. Bu görüşlere şimdilik oldukça iyimser ve iddialı söylemler olarak bakmak doğru olacak. ABD’nin Türkiye’ye en düşük tarife olan %10 uygulaması ABD’nin dış ticaret açığı ile ilgili. 2024 yılı Türkiye-ABD dış ticaret dengesi 123 milyon dolar ile Türkiye lehine ve oldukça küçük bir rakam. Oysa ABD yüksek gümrük vergileri getirdiği Çin’e 295 milyar dolar, Vietnam’a 123 milyar dolar, Almanya’ya 84 milyar dolar gibi açıklar veriyor. Yüksek dış ticaret açığı, yüksek tarife politikası söz konusu. Trump, ikiz açıklar olarak adlandırılan ABD’nin 1 trilyon dolar civarında seyreden dış ticaret ve 1.8 trilyon dolara ulaşan bütçe açığını gümrük vergileriyle azaltma hesabında. Trump, piyasalarda “sert düşüşün” beklenebileceğini ancak “karşılıklı tarifelerin” ülkesine trilyonlarca dolar sağlayacağını söyledi. Kendince hesabı doğru olabilir. Ancak küresel ekonomi var olan dengelerin ciddi olarak bozulması riskiyle karşı karşıya. ABD’nin ikiz açıklarını doların gücü ile kapatma imkanı var. Dünya ticaretinin ve dış borçlanmaların yarısına yakını dolar üzerinden yapılıyor. Merkez bankalarının rezervlerinin %60’a yakını dolar veya ABD tahvilleri. Hal böyle olunca ABD Merkez Bankası (Fed) senyoraj hakkını kullanıp kağıdı yeşile boyayarak istediği miktarda dolar basma gücüne sahip. 2008 küresel kriz öncesi Fed bilançosu 800 milyar dolar civarında idi. 2022 yılında bu rakam 9 trilyon doları geçti. Bu günlerde 6.8 trilyon dolar civarında seyrediyor. Diğer yandan son gelişmeler “güvenli liman” ihtiyacını artırdı. Borsalarda sert düşüşler, dolarda zayıflama, euroda güçlenme, petrolde düşüş, altında önce yükseliş sonrasında satışlar gözlendi. Euro dolar paritesi 1.11’in üzerini gördü, sonra geriledi. ABD ve Avrupa borsalarında düşüşler derinlik kazanırken çıkış trendleri kırıldı. Ancak “henüz” karamsarlığı temsil eden “ayı piyasasına” girilmiş değil. Fakat bu sınıra çok yaklaşıldı. Kripto paralarda da düşüşler gözleniyor. Riskten kaçınma nakde geçme eğilimi artırmış durumda. Tam olarak “cash is king” yani “nakit kraldır” noktasında değiliz.

Trump’ın açıklamalarıyla küresel piyasalarda belirsizlik ve gerginlik arttı. Çin’in karşılık vermesiyle ticaret savaşının daha da tırmanması iç piyasaları da etkiledi. Dalgalı seyirle denge arayışı sürebilir.

Google Play'den ücretsiz indirin
SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ PARA & BORSA MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK GÜNCEL PİYASA YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!