Haftalık Borsa Yorumu – (3-7 Mart 2025)

Borsada tepki çıkışı, döviz kurlarında yatay seyir, gösterge tahvil faizinde ise düşüşle geçen haftayı kapatan piyasalar önümüzdeki hafta açıklanacak olan enflasyon ve TCMB faiz kararına odaklandı.

Uygulanan ekonomik programın yumuşak karnı olarak görülen enflasyon, faiz kararı için en önemli referanslardan biri. Faizin düşmesi için enflasyonun da düşmesi gerekir. Ocak ayında enflasyon (TÜFE) %42.12 olarak açıklanırken piyasaların şubat beklentisi aylık %2.8-3.0 bandında, yıllık %40 olarak şekillendi. Bu durumda %45 olan politika faizi için TCMB’ye bir alan açılmış olacak. Bu açıdan 250 baz puanlık indirim olasılığı öne çıktı. Yine de gerçekleşmeleri görmek gerekir. TCMB Başkanı Fatih Karahan faiz kararları için otopilotta değiliz demişti. İlk aşamada şubat enflasyonu için aylık beklenti %3’ün üzeri hatta %4 civarında idi. Ancak sağlıkta muayene ücretlerinin (katkı payı) düşürülmesiyle şubat enflasyon tahminleri gerileyince TCMB’nin faiz indirim beklentileri güç kazanmış oldu. Faiz indirimi gerçekleşirse piyasalar buna olumlu tepki verebilir. Gösterge tahvil faizinde devam eden düşüş ve borsada hareketlenen banka hisseleri bir süredir bu beklentiyi fiyatlıyor. Borsadaki tepki çıkışında da aynı beklentinin payı var. Ayrıca olaya biraz teknik analiz katacak olursak, BIST100 Endeksi’nde trend destek noktalarının test edilip tepki verdiği görülecektir. Yayınlanması devam eden 2024 yıl sonu bilançoları ve siyasi gelişmeler de gündemde yer tutuyor. Bilançoların Aselsan ve birkaç hisse hariç olumlu yönde fazlaca bir hareketlenmeye neden olduğunu söylemek zor. 2024 yılı son çeyreğinde Türkiye beklentilerin biraz üzerinde büyüdü. Ancak bu verinin piyasa üzerindeki etkisi pek hissedilmedi. Enflasyon ve TCMB faiz kararına kilitlenen Borsa İstanbul’da tepki çıkış denemelerine rağmen temkinli görünüm korunuyor.

Yabancı yatırımcılar son iki haftadır hisse senetlerinde alımlarına devam ediyor. Borsada yabancı ilgisinin arttığı görülmekle birlikte “yabancılar hisse senedi alımlarına başladı artık” demek için henüz erken. TCMB verilerine göre 21 Şubat ile biten haftada yabancı yatırımcılar; 73.8 milyon dolarlık hisse senedi, 179.8 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Son iki haftada; Hisse senetleri alımları 182 milyon dolar, tahvil bono alımları ise 2.030 milyon dolar oldu. 24 Ocak-21 Şubat aralığındaki hisse senetlerinde net alım 567 milyon dolara ulaştı. Bu açıdan bakınca enflasyon ve TCMB kaynaklı gelişmelere yabancıların kayıtsız kalmadığı anlaşılıyor. Yine 21 Şubat haftasında; TCMB rezervleri ve kur korumalı mevduatta düşüş, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında yükseliş görüldü. TCMB brüt rezervleri bir önceki haftaya göre 3.1 milyar dolar azalışla 170 milyar dolara, swap hariç net rezervler ise 71.4 milyar dolardan 65.7 milyar dolara geriledi. Rezervlerdeki düşüşün kaynağı konusunda içerik bulunmamakla birlikte 21 Şubat sonrası günlerde de düşüşün devam ettiği şeklinde haber akışları mevcut. Kur korumalı mevduattaki azalış ise hız kazandı ve 900 milyar TL’nin altına çekildi. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı haftalık bazda 4.3 milyar dolarlık artış ile 174.7 milyar dolara ulaştı. Kur korumalı mevduatta erime hızlandıkça döviz mevduatındaki artış ivme kazanmış görülüyor. Bu tablodan, kur korumalıda sona kalan bakiyelerdeki döviz varlığının daha yüksek olduğu, buradaki çözülmenin büyük ölçüde dövize mevduat olarak kaydığı gibi bir sonuç çıkarmak mümkün. Yüksek faiz ve rezervler döviz kurları üzerinde baskısını sürdürüyor. Bu kur geçişkenliğindeki azalma nedeniyle enflasyondaki gerilemeye de katkı yapan bir durum. Döviz kurlarındaki yükseliş halen enflasyonun altında kalmaya devam ediyor. Ocak-Şubat döneminde döviz sepetindeki (dolar+euro/TL) artış ortalama %3.7 civarında. Aynı dönemde enflasyonun (TÜFE) %8 olması bekleniyor. %4’ün üzerinde döviz aleyhine bir fark var. Geçen yılın tamamı için bu fark %30 civarındaydı. Dolar bazında ise yaklaşık %25 idi. Avrupa Merkez Bankası faiz oranı %2.90, ABD Merkez Bankası %4.5, ABD bir yıllık ve 10 yıllık tahvil bono faizleri %4.1 ile %4.3 bandında seyrediyor. Buna karşılık Türkiye’de; TCMB’nin politika faizi %45, yıllık tahvil faiz oranı %38, 10 yıllık ise % 28 ile halen cazibesini koruyor. Yabancıların ağırlıklı olarak tahvil bonoya yönelmelerinin altında bu görünüm var. Faiz düştükçe yabancıların tavırlarının ne yöne evrileceği piyasaların seyri açısından önemli olacak. Tahvilde kalmaya devam ederler mi? Yoksa tahvil satıp bir kısımını hisse senetlerine mi dönerler? Zamanla göreceğiz.

Google Play'den ücretsiz indirin
SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ PARA & BORSA MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK GÜNCEL PİYASA YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!