Haftalık Borsa Yorumu – (29 Temmuz – 2 Ağustos 2024)

İç piyasalarda Moody’s’in Türkiye’nin kredi not artırmasının ardından yeni beklenti ihtiyacı ortaya çıktı.

Olumlu fiyatlamaya konu olacak gündem bulmakta zorlanan borsada kâr satışlarına bağlı düşüş görüldü. Para girişlerinin azalması, dış borsalardaki satıcılı seyir düşüşe katkı yapan gelişmeler. Bunlara bir de yaz durgunluğunu eklemek gerekecek. 06/2024 dönem bilanço beklentileri de zayıf kalınca hisse bazlı hareketlilik azaldı. Önümüzdeki hafta dikkatler yayınlanması devam eden bankalar başta olmak üzere şirket bilançolarında olacak. Yüksek mevduat faizleriyle kaynak maliyetlerinin artması, kredi genişlemesinin sınırlanması gibi gerekçeler ile banka bilançoları için beklentiler pek parlak değil. Bankaların borsa üzerindeki ağırlığı malum. Ancak yabancıların Türkiye’ye girişlerinde tercih ettiği hisseler arasında bankalar ilk sırada. Yabancı girişleri devam ederse banka hisseleri yine lokomotif özelliği nedeniyle hep takipte olacak. Geçen hafta yabancı yatırım bankaları Morgan Stanley ve JPMorgan’dan Türk bankaları için gelen raporlar dikkat çekti. Morgan Stanley, dört Türk bankasının hedef fiyatlarını aşağıya revize ederken JPMorgan’ın Türk bankalarının ikinci çeyrek bilanço görünümüne ilişkin değerlendirmesinde; Ana trendlerin daha da kötüleşeceğini, bunun yanında ikinci çeyreğin dip noktası olacağı öngörüldü. Rapor sonrası bankacılık hisselerinde satışlar ivme kazandı. Bu açıdan yabancı yatırımcılar borsada bir hamle yapmak için banka bilançolarını görmek istiyor olabilirler. Geçtiğimiz perşembe günü TCMB verilerine göre 19 Temmuz ile biten haftada; Borsada yabancı yatırımcılar 124 milyon dolarlık hisse alırken 700 milyon dolarlık tahvil bono satışı yaptılar. Bu mart 2021 ayından bu yana tahvil bonoya gelen en yüksek satış olarak kayıtlara geçti. Bu satışla geçtiğimiz haftaların aksine bir tavır gösterdiler. Fakat tahvil satıp hisse alıyorlar demek için tek haftalık veri yeterli değil. TCMB rezervleriyle bankalar döviz mevduatlarında yükseliş, kur korumalı mevduatta (KKM) düşüş ise devam ediyor. TCMB brüt rezervleri 153.9 milyar dolara yükselirken swap hariç net rezerv +22.9 milyar dolar oldu. Bankalar döviz mevduatı ise 1.4 milyar dolar artışla 165 milyar dolara yükseldi, bir avantajı kalmayan kur korumalı mevduat erimeye devam ediyor. Haftalık bazda 61 milyar TL’lik düşüşle 1.88 trilyon TL’ye çekildi. Parasal kalemlerin mevcut trendlerde son haftalarda kayda değer bir değişim gözlenmiyor.

Enflasyon uygulanan ekonomik programın en önemli hedeflerinden biri. Yüksek faizle döviz kurunu ve talebi baskılayıp enflasyon ile mücadele politikasının sonuçlarını almak için bu yılın ikinci yarısı adres gösterildi. Haziran ayında ilk işaret de gelirken ekonomi yönetimi dezenflasyon sürecinin başladığını beyan etti. Bu noktada yıllık enflasyonda en büyük desteğin baz etkisinden gelmesi bekleniyor. Bu açıdan enflasyondaki ölçümü aylık enflasyon üzerinden okumak daha doğru olacak. Kurların yatay seyri, gıdada mevsimsellik etkisi de yardımcı olacak öngörüsü var. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten, 5 Ağustos’ta açıklanacak enflasyon rakamları için “Temmuzda aylık enflasyonda geçici etkiler kaynaklı artış olmasını beklemekle birlikte yıllık enflasyonda belirgin bir düşüş öngörüyoruz. Dezenflasyon süreci önümüzdeki aylarda daha da belirginleşecek” açıklaması geldi. Benzer açıklamalar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’dan da geldi. Faiz indirimi şu anda gündemimizde değil” diyen Akçay, vergi ve yönetilen fiyatlardaki ayarlamaların Temmuz’da aylık enflasyona 1.5 puan ilave katkı yapacağını söyledi. TCMB’nin piyasa katılımcıları anketindeki temmuz ayı TÜFE beklentisi %2.70-2.80 seviyesinde ancak bazı katılımcılar TÜFE’nin %3.5-%4.0 arasına yükselebileceği görüşündeler. 01 Ağustos’ta İTO tarafından açıklanacak İstanbul enflasyonu Türkiye geneli için bir fikir verebilir. Ekonomi yönetiminin en üst kademelerinden gelen açıklamalara bakılırsa enflasyon konusunda biraz daha “sabır” gerekecek. Aynı şekilde faiz indirimleri için de kuvvetli ihtimal yıl sonu gibi görünüyor. Uygulanan ekonomik programın fazlaca bir alternatifi yok. Bu yönde kararlılık göstermek doğru bir yaklaşım olacak. Enflasyonda sonuç alınması piyasalar ve reel ekonomi için oldukça önemli. Enflasyon düşerse gelecek faiz indirimleriyle hem borsa hem de reel ekonomi için olumlu bir süreç başlamış olur. Ancak mevcut koşullarda bunun için zamana ihtiyaç olduğu aşikar.

Bu hafta iç gündemde çok yoğun ve önemli konu başlıkları olmayınca daha çok dış piyasalardaki veriler takip edilecek. Özellikle faiz değişimi beklenmeyen Fed toplantısı sonrası yapılacak açıklamalar yakından takip edilecek. Satış baskısı korunan Borsa İstanbul’da destek noktalarında tepki alımlarının geldiği ancak yükseliş denemelerinde direnç seviyelerinin geçilmekte zorlanıldığı piyasa görünümü öne çıkabilir. Açıklanacak bilançolarla (özellikle bankalar) birlikte hisse bazlı hareketler önemli olacak.