Haftalık Borsa Yorumu – (28 Ekim – 1 Kasım 2024)

Borsada mevcut trend korunuyor.

Son dönemde her hafta bir öncekine benzer olmaya başladı. Yükseliş denemelerinin ardından satış, geri çekilmelerde zayıf tepki yükselişi. Mevzi kaybeden ve adım adım geriye çekilen bir borsa görünümü söz konusu. Döviz kurlarında da benzer bir durum var. Yatay seyir sürüyor. TÜİK verilerine göre eylül itibariyle yıllık enflasyon (TÜFE) %49.38 olurken bu yılı %40-45 aralığında tamamlayacak beklentisi hakim. BIST100 Endeksi’nin yılbaşından bu yana getirisi %19, dövizde ise %15 civarında gerçekleşti. TCMB konut fiyat endeksine göre konutta son bir yıllık getiri %27 olurken reel getiri eksi %14 olarak açıklandı. Yatırım araçları içinde enflasyona karşı kendini koruyan ve bir miktar da kâr yazan %56 ile gram/TL altın oldu. Bir de bankalar mevduatı var. Borsa özelinde bakacak olursak 23 Temmuz’dan bu yana düşen bir trend var. Kayıp %20’nin biraz üzerinde (ayı piyasası). Halen yükseliş için ciddi bir beklenti ve bunu sağlayacak para girişi görülmüyor. Bir gün yükseliş ertesi gün düşüş, belirsizlik ve öngörülemez bir görünüm hakim. Adeta sabır sınıyor. Gündeme bakarak projeksiyon yapmak da zorlaştı. Ancak borsanın neden bu durumda olduğuna dair görüşler net. Yüksek faiz nedeniyle para girişi yok. Yerli ve yabancı yatırımcının borsaya ilgisi zayıf. Faiz için de enflasyondaki düşüş bekleniyor. Enflasyon için ise biraz daha beklemek gerekecek gibi görünüyor. Ayrıca dış borsalardaki çıkış hareketlerine duyarsızlık devam ediyor. ABD ve Almanya gibi öncü borsalar yeni zirveler ile rekorlar denerken BIST100 Endeksi’nde düşüş trendi hakim. Bununla birlikte primsiz ve ucuz olduğu konusunda da genel bir görüş hakim. Özellikle son günler hisselerdeki ortak geri alımları bu görüşü kuvvetlendiriyor. Orta ve uzun vadeli yatırımcı için hisse biriktirme açısından iyi bir ortamın oluşmaya başladığını söylemek yerinde olacak. 09/2024 dönem bilançoları yayınlanmaya devam ediliyor. İlk gelen bilançolar birkaçı dışında yılın ilk yarısına ait bilançolara benziyor. Ancak henüz az sayıda bilanço yayınlandı. Piyasadaki satış baskısı nedeniyle bilanço sonuçlarının fiyatlandığını söylemek zor. Bununla birlikte orta ve uzun dönem hisse seçimi için iyi bir dönemdeyiz. Primsiz ve iskontolu hisse sayısı fazla. Muhtemelen 2025 yılında enflasyon muhasebesi olmayacak. Hisse seçiminde kârlılık analizleri kadar bilançoların borçluluk yapısına daha yakından bakılması gereken bir süreçten geçiyoruz. Ekonomideki yavaşlamanın doğal sonucu olarak borç ödeme gücünün de zayıflaması olağan bir durum. Cuma günü kapanışa doğru Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “BIST 50’Deki açığa satış yasağını kaldırmayı değerlendiriyoruz” açıklaması bir tepki yükselişi getirse de borsadaki yaraya tek başına merhem olması zor. Borsa İstanbul’da temkinli görünüm korunuyor.

TCMB’nin perşembe günleri açıkladığı parasal büyüklükler ve yabancı işlemleri önemli veriler arasında yer alıyor. Buna göre 18 Ekim ile biten haftada; TCMB brüt rezervleri yaklaşık 2 milyar dolar artışla 159.3 milyar dolara ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Swap hariç net rezerv ise 40.5 milyar dolara çıktı. Bir önceki hafta 37.2 milyar dolardı. Haziran/2023 tarihinden bu yana uygulanan ekonomik programın en belirgin kazanımlarından biri TCMB rezervlerinde oldu. Hatırlanırsa geçtiğimiz yıllarda net rezerv eksi 65 milyar dolara kadar gerilemişti. Bu açıdan gelinen nokta oldukça önemli. Bu sonuç faiz artırımı ve TL’ye dönüşle sağlandı. Türkiye dünyada en yüksek faizi veren birkaç ülke arasında yer alıyor. Dış piyasalarda ABD ve Avrupa başta olmak üzere faiz indirim süreçleri başladı. Bu durum Türkiye ile dış dünya arasındaki faiz makasının daha da açılmasına neden oldu. Bu açıdan carry trade uygulamaları hız kazanırken TL’ye dönüş sürüyor. Değerli TL’nin ihracatçı üzerindeki etkilerine ise bir süre daha sabır edilecek gibi görünüyor. TCMB ödemeler dengesi tablosuna göre ocak-ağustos döneminde tahvil bonoya yabancı girişleri 26.7 milyar dolar oldu. Aynı dönem hisse senetlerinden çıkış ise 1.9 milyar dolar. Bu bir bakıma Borsa İstanbul’un bulunduğu seviyenin de izahı gibi. Aynı hafta diğer dikkat çeken veri ise 58 milyar TL azalışla 1.412.183 milyon TL’ye inen kur korumalı mevduatta (KKM) oldu. Pek bir avantajı kalmayınca erime hızlanarak devam ediyor. Hatırlanırsa zirve 3.5 trilyon TL idi. Kur korumalıdan çözülen mevduat nereye gidiyor diye bakıldığında; Dövize gitmediği kesin. Gidecek olsa KKM’de kalırdı zaten. Yılbaşında 176 milyar dolar olan bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 18 Ekim itibariyle 169 milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda. TL mevduatı ise; Yılbaşında 8.5 trilyon TL iken 18 Ekim’de 11.3 trilyon TL’ye yükseldi. Bu durum TL’ye dönüş olduğunu gösteriyor. Diğer adresler arasına son üç aydır satışlarda artış görülen konut sektörü girmeye aday gibi görünüyor. Altın ve gayrimenkul Türk halkının her zaman geleneksel yatırım araçlarından olmuştur. Rakam verme imkanı olmasa da altına bir ilginin olduğunu bu meyanda söylemek mümkün. Son dönemde altın fiyatlarındaki yükselişin yatırımcı çekmesi olağan bir durum.

Google Play'den ücretsiz indirin
SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ PARA & BORSA MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK GÜNCEL PİYASA YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!