Piyasalarda iyimserlik sürüyor.
Olumlu havanın kaynağında ekonomik programa olan güven var. Buna bağlı olarak; Türkiye’nin kredi notundaki artış, ülke risk primindeki düşüş, TL’ye dönüşün hız kazanması, yabancı portföy girişleri (sıcak para), TCMB rezervlerindeki belirgin toparlanma, bankalarda döviz ve kur korumalı mevduatlarındaki gerileme, tahvil ve eurobond faiz oranlarındaki düşüşler gibi birçok gelişmeyi ardı ardın a saymak mümkün. Türkiye’nin risk primi (CDS) 260’lara gerileyerek şubat 2020 tarihinden bu yana en düşük seviyelerini test etti. Kritik nokta olarak görülen 300’ün altında kalması kayda değer bir durum. Dış konjonktürün ve dış piyasalarda devam eden iyimserliğin de bu görünüme katkıda bulunduğunu eklemek gerekecek. Ancak Borsa İstanbul son dönemde dış borsalardan olumlu ayrışma gösteriyor. Ekonomik program ile programın uygulanmasındaki kararlılık, piyasalara ve ekonomik verilere yansıyarak kendini bariz şekilde belli ediyor. Yükselen faizlerle döviz kurlarındaki dengelenmenin sağlanması, ABD ve Avrupa’da faiz indirim beklentilerinin güçlenmesi, dış ve iç piyasalar arasındaki faiz makasının açılması, seçim gibi bir gündemin geride kalması, Borsa İstanbul’un primli yapısına karşılık dış borsalara göre pahalı görülmemesi yabancı yatırımcıların bu zemini kullanmasına imkan veren gelişmeler. Türkiye’nin “gri listeden çıkması ve yabancı yatırımcılar için swap kanallarının tekrar açılması” çokça dillendirilen bir konu. Bu beklentiler gerçekleşirse bu durum daha rahatlatıcı bir görünüme imkan verebilir. Geçen haftanın en dikkat çeken gelişmelerinden biri TCMB’nin açıkladığı 10 Mayıs ile biten haftanın verileriydi. Yabancı yatırımcılar tahvil bonoda haftalık bazda 2.832 milyon dolar, hisse senetlerinde ise 84.7 milyon dolarlık alım yaptılar. Yüksek faize bağlı olarak özellikle tahvil bonodaki alım haftalık bazda 2013 yılından bu yana en yüksek rakamdı. Son üç haftalık tahvil bono alımı 4.2 milyar dolar oldu. Son iki haftada hisse senetlerindeki alım tutarı ise 393 milyon dolara ulaştı. Yine 10 Mayıs haftasında; TCMB brüt rezervleri 7.5 milyar dolarlık artışla 134.4 milyar dolara yükselirken swap hariç net rezervler eksi 23.6 milyar dolara yükseldi. Bu rakamın geçen yıl eksi 65 milyar dolardan geldiğini hatırlatmakta yarar var. TCMB hızla rezerv biriktirmeye devam ediyor. S&P geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin kredi notunu yükselttikten sonra kurum adına konuşan bir yetkili bundan sonraki not değerlendirmelerinde ilk bakacakları kriterler arasında TCMB’nin rezerv durumunu da saymıştı. Bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 3.2 milyar dolarlık düşüşle 172.8 milyar dolara, kur korumalı mevduat 36 milyar dolar azalma ile 2.196 milyar TL’ye çekilmiş durumda. Verilerden de görüleceği üzere TL’ye dönüş hız kazandı. Yabancı yatırımcının lokomotif olduğu Borsa İstanbul’daki çıkış hareketine yüksek faiz getirilerine rağmen yerli yatırımcının da katılmaya başladığı görülüyor. BIST100 Endeksin’deki yükselişe karşılık son günlerde yabancı takas saklama oranındaki hafif gerilemeden çıkan değerlendirme bunu gösteriyor. Pandemi sonrası yaşanan çıkış trendlerinde yerli yatırımcı borsayı yukarıya çekerken yabancı kenarda durmuştu. Bu günlerde tam tersi bir durum söz konusu.
Ekonomik programın yumuşak karnı ise enflasyon. Henüz bu noktada bir ilerleme sağlanamadı. Ekonomi yönetiminin verdiği takvim mayıs ayına kadar zirve yapması, haziran sonrası da düşüşe geçmesi yönündeydi. Bu açıdan %70’e dayanan enflasyona rağmen piyasalar herhangi bir olumsuz tepki vermedi. Eğer verilen yol haritasına göre enflasyon gelecek aydan itibaren düşmeye başlarsa bu durum güveni pekiştirir. Aksi taktirde iyimser algı zayıflar. Bu noktada TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın söylediği gibi ek sıkılaştırma gündeme gelebilir. Bu durumda yeni faiz artırımları ilk akla gelen önlem oluyor. TCMB dünyada en yüksek faizi veren birkaç merkez bankasından biri. Esas kriter enflasyon olacak. Baz etkisi, gıdada mevsimsellik, döviz kurlarındaki gevşeme gibi gerekçeler haziran sonrası enflasyonda gerileme olasılığını artırıyor. Umulan gerçekleşme sağlanırsa dünyada enflasyon sıralamasında ilk beş ülkeden biri olan Türkiye mevcut görünümünden hızla uzaklaşabilir. 23 Mayıs Perşembe günü TCMB toplantısı ve faiz kararı var. Beklentiler faizin değişmeyeceği yönünde. Toplantı sonrası yapılacak açıklamalar önemli olacak.