Haftalık Borsa Yorumu – (19-23 Ağustos 2024)

Yaz durgunluğunun iyice belirginleştiği iç piyasalarda olumlu fiyatlamaya konu olacak beklenti ihtiyacı sürüyor.

Uygulanan ekonomik programın en önemli ölçeklerinden enflasyon tarafında henüz istenen sonucun alınamaması Türkiye mali piyasaları için farkındalık yaratacak özel bir hikaye veya çıpa oluşumunu engelleyen gelişmelerden biri olarak görülüyor. Ekonomideki yavaşlama emareleri, yılın ilk yarısına ait şirket bilançolarının zayıf görünümü, bankalar için de enflasyon muhasebesi uygulaması hazırlıklarının olduğunun açıklanması, borsada yabancı satışlarının sürmesi, yerli yatırımcıların borsaya azalan ilgisi gibi piyasayı zayıflatan diğer gelişmeleri olarak saymak mümkün. Bu görünüm iç piyasaların dışarıdan olumsuz ayrışmasına neden olmakla birlikte bekleyiş modunu öne çıkarmış durumda. Olumsuz gelişmelerin belli ölçüde fiyatlanmış olması önemli bir detay. Ayrıca dış piyasa koşullarındaki iyileşmenin sürmesi iç piyasalar için önümüzdeki dönemlerde iyi bir referans oluşturabilir. Ancak mevcut piyasa koşullarının bir süre daha korunması muhtemel görülüyor. Uygulanan ekonomik program piyasalar üzerinde iyimser bir etki bıraktı. Fakat fiyatlanmış olması nedeniyle bir süredir piyasaları taşıyamıyor. Öngörüldüğü gibi yılın ikinci yarısı enflasyon düşüşü başlasaydı piyasalar için çıpa işlevi görebilirdi. Yönetilen ve yönlendirilen ürün fiyatlarına (kamu) gelen zamlar bu açıdan biraz kafaları karıştırmadı değil. Ekonomi yönetimi bu durumu geçici olarak değerlendirdi. Elektrik ve doğalgaz zamları maliyet enflasyonu barındırdığından beklentileri de bir parça etkilemiş olabilir. TCMB anketinde piyasanın yıl sonu tüketici fiyatları (TÜFE) beklentisi yüzde 42,95’ten yüzde 43,31’e yükseldi. Hatırlanırsa geçen ay hanehalkının enflasyon beklentisi de yükselmişti. Ekonomi yönetiminin enflasyonda yavaşlama (dezenflasyon) başlamasını beklediği dönemde gelen zamların, öngörüleri biraz etkilemiş olması olağan bir gelişme. Bu noktada para ve maliye politikalarının senkronize ve birbirini destekleyici olmasının önemi tekrar hatırlandı. Diğer yandan; Yaz mevsimine rağmen işsizlik oranlarındaki artış, sanayideki daralma gibi verilerle yavaşlayan ekonomi görünüm yüksek enflasyon ile birleşince stagflasyon söylemlerini tekrar gündeme taşıdı. Bu durum ilerki aşamada borç ödeme kapasitelerini zayıflatacak olası sonuçları beraberinde getirebilir. İç ekonomik gündem 20 Ağustos Salı günü faiz değişimi beklenmeyen TCMB toplantısını yakından izleyecek. Borsa İstanbul’da zayıf görünüm sürüyor.

Son bir yıldır uygulanan TCMB faiz artırımı ve sıkı para politikasının özellikle TL’de değer kazanımı ile TCMB rezervleri üzerinde olumlu sonuçları görüldü. TL’ye dönüş, kuru baskıladığından enflasyonun daha yüksek seviyelere ulaşmasını engelledi. Yüksek faize bağlı olarak tahvil ve bono ağırlıklı sıcak para (portföy yatırımları) girişlerinin önemli katkı yaptığı TCMB brüt rezervleri 150 milyar doların üzerinde kalmaya devam ediyor. 9 Ağustos ile biten haftada swap hariç net rezerv ise 24.6 milyar dolara çekildi. Bir önceki hafta 28.5 milyar dolardı. Hatırlanırsa geçen yıl eksi 65 milyar dolara kadar gerilemişti. Kur korumalı mevduattaki erime ise aynı hafta devam etti ve 1.7 trilyon TL’ye çekildi. Ancak son haftalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatındaki yükseliş dövize talebin biraz canlandığı sinyali veriyor. Son bir ayda 4-5 milyar dolarlık bir artış gözleniyor. Kur korumalı mevduattan çözülen tasarruflardan bir miktar kayma olabilir. Konut satışlarının da bir önceki aya göre artış göstererek temmuzda 127 bini geçmesi tasarruf sahiplerinin alternatif yatırım araçlarına ilgisinin arttığı izlenimi veriyor. Ancak bir aylık artış ile konuta ilgi başladı demek için çok erken. Biraz daha gözlemlemek gerekecek. Zira TCMB verilerine göre konut fiyat endeksindeki artış yıllık bazda %38,7 olurken reel olarak %14.3 azaldı. İnşaat maliyetlerindeki atış ise %66 seviyesinde. Diğer yandan hisse senetlerinde yabancı satışları 9 Ağustos haftasında devam etti ve haftalık bazda 323 milyon dolar oldu. Tahvil bonoda 17 milyon dolarlık alım yaptılar. “Hisse sat, tahvil al” politikaları sürüyor.

Dış borsalardaki çıkışa karşılık diğer piyasa parametrelerinde altın dışında çok belirgin bir değişim gözlenmedi. ABD tahvil faizlerinde düşüş, dolarda zayıflama, euroda değer kazanımı söz konusu. ABD 10 yıllık tahvil faizi %3.88, altının ons fiyatı 2.508 dolar, gram/TL 2.716, dolar endeksi 102.46, euro/dolar paritesi 1.1028, brent petrol 79 dolardan haftayı kapattı. Altın fiyatlarında; Fed’in faiz indirim beklentilerinin sürmesi, zayıf dolar, düşen ABD tahvil faizleri, Ortadoğu kaynaklı jeopolitik gelişmelerin etkisiyle yükseliş güç kazandı ve yeni zirveler oluştu. Petrol fiyatları ise ABD ham petrol stok değişimi, küresel ekonominin seyri, Ortadoğu kaynaklı gerginliğe bağlı gelişmelerin etkisinde. Çin başta olmak üzere küresel ekonomideki yavaşlama sinyalleri zayıf talebi çağrıştırdığından bu aşamada fiyatlar üzerinde daha baskın görülüyor.

Olumsuz fiyatlamayı belli ölçüde gerçekleştiren Borsa İstanbul’da sert düşüşe bağlı tepki alımları görülebilir.