Borsada kâr satışlarına bağlı düşüş devam ediyor.
Yabancı yatırımcıların tavrında bir değişim yok. Hisse senetlerinde satıcı, tahvil bonoda alıcı konumlarını sürdürdüler. TCMB verilerine göre 31 Mayıs ile biten haftada; Yabancı yatırımcılar 528 milyon dolarlık hisse satarken 94 milyon dolarlık tahvil bono aldılar. Hisse senetlerinde son zamanlardaki en sert satışlarını yaptılar. Yüksek faiz nedeniyle tahvil bono almaya devam ediyorlar. Son üç haftadır hisse senetlerinde satıcı, iki aydır tahvil bonoda alıcılar. “Yüksek faiz ve carry trade” yabancı yatırımcıların Türkiye tercihlerinde önemli rol oynamaya devam ediyor. Hisse senetlerinde son üç haftalık satışlarının toplamı 789 milyon dolar oldu. Bu görünüm bir bakıma Borsa İstanbul’un neden düşüşte olduğunun izahı gibi. Yine 31 Mayıs haftasında; Kur korumalı mevduat (KKM) ve bankalar döviz mevduatlarındaki gerileme sürerken TCMB rezervlerinde artış devam etti. Sıcak para katkılı olsa da uzun bir aradan sonra swap hariç TCMB net rezervleri 1.5 milyar dolar artıya geçti. Yerli yatırımcılar ise hisselere yüksek faiz nedeniyle henüz ciddi bir katılım göstermiyor. Mevduat faizlerinin son günlerde biraz gerilemiş olmasına rağmen faiz hisse senetleri için hala ciddi bir alternatif. Diğer bir konu, 03/2024 bilanço kârlılıkları zayıf gelmeye devam ediyor olması. Buna bağlı olarak hisse bazlı hareketlilik azaldı. Ayrıca lokomotif hisselere gelen satışlar piyasanın geneline olumsuz etki ediyor.
Yaz rehavetine girildiği izlenimi veren borsada bayram tatili öncesi benzer görünüm korunabilir. Olağandışı bir gelişme veya gündem değişikliği olmadıktan sonra beklenti ihtiyacı süren ve para girişi zayıflayan Borsa İstanbul’da çok önemli bir piyasa hareketi zor. Ancak kısa süreli dalgalanma daha olası görülüyor. Bayram tatili sonrasını ayrıca değerlendirmek gerekecek. Geçen hafta Hindistan ile ilgili tedirginliğe bağlı satışlar ise dengelendi. Hindistan’da seçim sonrası oluşan istikrarsızlık gelişen ülke piyasalarına olduğu gibi Türkiye’ye de etki etmiş, borsada düşüş, döviz kurlarında yükseliş görülmüştü. Ancak hükümet kurma konusunda anlaşma sağlanınca piyasalar rahat bir nefes aldı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) beklendiği üzere 5 yıl sonra 25 baz puan ile faiz indirim sürecini başlattı ve faizi %4.25’e çekti. Beklenen bir gelişme olduğu için piyasalara etkisi oldukça sınırlı kaldı. Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda; “Faiz kararının toplantıdan toplantıya veri bazlı olacağı, ekonomiden yavaşlamanın enflasyon kaygılarının önüne geçtiği” vurguları önemliydi. Euro Bölgesi’nde son dönemde ekonomide yavaşlama ile birlikte “resesyon, işten çıkarmalar, iflas, konkordato” gibi haberleri sıklaşmıştı. Enflasyonda da %2 hedefine oldukça yaklaşılmış olunması faiz indirimleri için gerekli zemini hazırladı. Euro Bölgesi’nde yüksek faiz ve sıkı para politikası enflasyonu %10’dan %2.6’ya kadar çekti. Uygulanan politika sonuç verdi. Ancak enflasyon yavaşlarken ekonomi de yavaşladı. Daha fazla sıkılaşmanın ekonomideki diğer dengeleri bozması riski belirmişti. Şimdi faizi gevşeterek ekonomiye bir anlamda soluk vermek amaçlanıyor. Ancak temmuz ayında Avrupa Merkez Bankası’nın faizi sabit tutacağı, eylülde tekrar indirime gidebileceği öngörüleri öne çıkmış durumda. Ayrıca bu yıl için 60 baz puanlık bir indirim beklentisi mevcut. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde, bu konuda net bir mesaj vermedi. Toplantı günü verilere bakılacak. Bu noktada sanki sözlü yönlendirme gibi bir durum var. Temkinli duruş hala var. Bu noktada sanki sözlü yönlendirme gibi bir durum var. Temkinli duruş hala var. Piyasalara etkileri zayıf kalsa da öncü merkez bankalarından birinin faiz indirim sürecini başlatmış olması olumlu bir gelişme. 12 Haziran’daki ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı ve faiz kararı önümüzdeki haftanın en önemli gündemleri arasında yer alıyor. Bu toplantıdan faiz değişimi beklenmiyor. Cuma günü ABD’de tarım dışı istihdam Mayıs’ta: +272 bin kişi (Beklenti: +185 bin Önceki: +175 bin) olarak açıklandı. Fed faiz indirimine başlaması için öngörüler ağırlıklı olarak eylüldü. Ancak beklentileri oldukça aşan ABD istihdam verileri sonrası aralık ayı bile tartışmalı hale geldi. Hatta 2024 yılına ait faiz indirim olasılığını dahi çok azalttığı söylenebilir. Önümüzdeki hafta Fed toplantısı dışında ABD, Çin, Almanya enflasyon verileri, Japonya ve İngiltere büyümesi (GSYH) takip edilecek. Dış piyasalarda temkinli görünüm sürüyor.