Yeni yılın ilk haftasında piyasalarda dalgalı bir seyirle temkinli bir görünüm vardı.
İç piyasalar ile dış piyasalar arasındaki uyumsuzluk devam etti. Dış piyasalar ise geçen yıl olumlu fiyatladığı “faiz indirim” beklentilerinin zayıflamasının etkisiyle risk iştahı azaldı. ABD ve Avrupa merkez bankalarının bu yıl için faiz indirim beklentileri korunmakla birlikte olasılığı ve zamanı konusunda bir erteleme söz konusu. Olasılık %90’lardan %70’lere gerilerken mart ayı gibi başlaması beklenen faiz indirimlerinin haziran hatta yıl sonuna ertelenebileceği varsayımları öne çıktı. Bu kaygıya neden olan gelişmelere bakacak olursak; Son toplantıya ait Fed tutanaklarında üyelerin para politikasının bir süre kısıtlayıcı kalacağı ve faiz indirimlerinin verilere bağlı olacağı görüşlerine yer verildi. Bu durum faizlerin bir süre daha yüksek kalacağı beklentilerini de beraberinde getirdi. Diğer yandan enflasyondaki düşüş eğiliminin durması söz konusu. Baz etkisiyle de olsa Almanya ve Euro Bölgesi’nde yükselişler görüldü. Almanya’da geçici enflasyonu (TÜFE) Aralık’ta yıllık %+3.7 (Beklenti: %+3.7, Önceki: %+3.2) olarak açıklanırken Euro Bölgesi enflasyonu (TÜFE) %2.9’a yükseldi. Kasım ayında %2.4 idi. Diğer yandan ABD istihdam verileri beklentilerden daha iyi gelirken bu durum faiz indirim beklentilerini zayıflatıyor. Cuma günü ABD’de tarım dışı istihdamı Aralık’ta +216 bin kişi (Beklenti: +170 bin Önceki: +199 bin) olarak açıklandı. Beklentinin üzerinde gelen verinin ardından ABD tahvil faiz oranlarında hafif yükseliş, dolarda değer kazanımı görüldü. Almanya ve Euro Bölgesi PMI verilerinde hafif yükselişler görülse de 50 seviyesinin altında kalması ekonomide yavaşlama ölçüsü olarak kabul ediliyor. ABD’de ise özellikle hizmet sektörünün etkisiyle ekonomi canlılığını koruyor. Yumuşak iniş halen geçerli. Ancak biraz bardağın boş tarafına bakılırsa; Ekonomik aktivite yüksek iken enflasyonda düşüşün sürdürülmesi veya düşük kalması ihtimali biraz zorlaşıyor. Bu da faiz indirimlerini engelleyen bir durum. Bir süredir gerek ABD, gerekse Avrupa merkez bankaları yetkililerinden “enflasyonda erken kutlama ve faiz indirimlerinde aşırı iyimserlik” konusunda uyarılar geliyordu. Son verilerle bu uyarıların çok da haksız olmadığı anlaşılıyor. Bu açıdan önümüzdeki hafta ABD enflasyon verisi oldukça önemli olacak. Bilindiği üzere merkez bankaları faiz kararlarında istihdam ve enflasyon verileri en önemli referanslar arasında yer alır. Son gelişmelerle bir beklenti değişiminden çok erteleme olasılığından söz edilebilir. Belki önümüzdeki aylarda enflasyon, istihdam ve büyümeye dair yeni verilerle tekrar faiz indirim beklentileri güç kazanacak. Bunu zamanla göreceğiz. BM, Türkiye ve küresel ekonomi için 2024 yılı büyüme beklentilerini düşürdü. Açıklamanın detayında; Devam eden riskler ve belirsizliklere bağlı olarak küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2,4’e düşeceği tahmini yapıldı. Türkiye için ise, ekonomi yönetiminin enflasyon ile mücadele için para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırılması nedeniyle yüzde 2,7’e çekildiği görüşlerine yer verildi. Türkiye’nin büyümesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aynı fikirde. Şimşek, “2024’e baktığımız zaman, büyüme zayıf seyredecek. Enflasyonda düşüş devam edecek. Daha destekleyici finansal koşullar daha gevşek bir para politikasına evrileceğiz” dedi. Dış piyasalar ile şöyle bir özet geçmek mümkün. Bir süredir fiyatlanan ve borsalarda yükselişe, tahvil faizlerinde düşüşe neden olan merkez bankalarından “faiz indirimi” baz senaryo olarak kalacak ama hemen gerçekleşmeyecek. Bu durum son iki aydır Türkiye’ye akmaya başlayan yabancı portföy yatırımlarının (sıcak para) seyrini etkiler mi? Yüksek faiz ve uygulanan ekonomik program yabancılar için cazibesini ne ölçüde koruyacak? Bunu da zaman içinde göreceğiz. Bir parça etkilemesi muhtemeldir. Türkiye’nin CDS priminin dış piyasa koşulları değişmeye başlayınca tekrar kritik seviye olan 300’ün üzerinde çıkması bunun bir sinyali olarak kabul edilebilir. Nitekim TCMB verilerine göre 2023 yılının son haftasında; Hisse senetlerinde 39.9 milyon dolar, tahvil bonoda 5.1 milyon dolarlık yabancı yatırımcı alımları gerçekleşirken son haftaların en düşük rakamı oldu. Biraz ilgi azalması söz konusu. Tabii ki gelecek haftalara da bakmak gerekecek.
Aralık/2023 enflasyon verileri beklentilere uygun geldi. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %64,77, aylık %2,93 olarak açıklandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık ayında yıllık enflasyonda temel mal ve hizmet gruplarında sınırlı yükseliş gözlenirken, enerji ve gıda gruplarındaki artışın daha belirgin olduğu görüşünde. Buna döviz kurlarında devam eden yükseliş eğilimini de ilave etmek yerinde olacak. Ekonomi yönetiminin enflasyonda mayıs ayına kadar zirve yapıp yılın ikinci yarısı düşüş beklentisi mevcut.
Türkiye’nin bu yıla ait kredi not değerlemesi 12 Ocak Cuma günü Moody’s’den bekleniyor. 15 Aralık tarihinde beklenen değerlendirmesini yapmamıştı. 12 Ocak’ta Moody’s’den bir değerlendirme gelirse bunun not artışı değil daha çok görünümün yükseltilmesi şeklinde olacağı görüşleri mevcut. Bu gerçeklik kazandığı takdirde 2024 yılında kredi not artırım beklentilerini canlandıracağı için piyasalarda olumlu algıya neden olabilir.
Borsa İstanbul’da tepki çıkışı henüz güç kazanmış görülmüyor. Direnç seviyeleri geçilmekte zorlanılabilir.