Aydın Eroğlu – 15.05.2018
14 Mayıs 08:43’te paylaştığım ”TCMB’nın Özerkliği Kalkacak Mı?” başlıklı yazımın daha dumanı dağılmadan, cumhurbaşkanından bu yönde yeni bir açıklama geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız, TCMB’nın özerk olduğunu ama yürütmenin başından gelecek sinyallere duyarsız olamayacağını ifade etti. Anlaşılan o ki, önümüzde yeni bir gündem konusu daha var! O da, seçimler sonrasında sayın cumhurbaşkanımız yeniden seçilecek olursa TCMB’nın özerkliği kalkacak mı sorusu olacaktır.
Hemen belirtmek isterim ki, özerklikte siyasi iktidarın ya da yöneticinin politikaları özerk olan TCMB için ölçü olmaya kalkarsa, TCMB kararlarını yürütmenin başındakilerin politikalarına göre almaya başlarsa, o zaman tam özerkliğinden bahsedilemez.
Sonuçta merkez bankalarının zaten ana hedefi enflasyon gibi fiyat istikrarı ve para piyasalarındaki risklerin kontrolüdür. Merkez bankaları maliye politikalarını uygulayamaz. O alan hükümet edenlerin yetkisindedir. Merkez Bankaları para piyasalarında yaptığı ya da yapacağı düzenlemeler ile finansal istikrar ve doğru enflasyon hedeflemeleri ile ekonominin çarklarına finansal katkı vermeye çalışır.
Görüyorsunuz dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD merkez bankası FED için de durum böyledir. Yani FED de ABD başkanının etkisinde kararlar almaz. Ama ülkenin menfaatleri için alınması gereken kararları uygulamada ayak da diremezler.
Siyasi yöneticiler her zaman ülkeyi doğru yönetemezler. Bu nedenle bazı ülkelerde ve ekonomilerde yanlış yönetimler yüzünden ciddi ekonomik ve finansal krizler görülebiliyor. Hal böyle iken, özerklik ile siyasi otoritenin hegemonyasından korunmak istenen merkez bankaları siyasi otoritenin emrinde çalışırsa, o takdirde ülkeye olan güvende ciddi düşüş görülebilir. Bunun nedeni de partizanca kararları uygulama korkusudur.
Türkiye’de 2001 finansal krizine kadar merkez bankası yürütmenin etki alanında çalışıyordu. Ama yaşanan 2001 finans krizi esnasında alınan kararlar gereği özerk bir yapıya kavuşmuştur.
Bu konudaki görüşlerimi dünkü beklenti yazımda paylaşmıştım. Okuyabilirsiniz. Ama hemen belirtmek isterim ki, TCMB’nın özerkliğinin kaldırılması konuşmaları yabancı yatırımcıları rahatsız edecek bir konu olacaktır. Gerçi uzun bir süredir zaten TCMB’nın özerkliğe uygun davranmadığını düşünüyordum. Yaşanan bunca kur artışlarını faizlere dokunmadan izlemesi bu neticeyi gösteriyordu.
Neyse yaşayalım bakalım ne olacak görelim. Ama bu konudaki son açıklamalar sonrası Dolar yeni zirvelerden işlem görmeye başladı.
İslam Ülkelerine Yazıklar Olsun!
Tabii ki bu sözümü İslam ülkeleri için söyleyeceğim. Çünkü Müslüman olmayan ülkelerin zaten din ekseninde Müslümanların yanında olmasını beklemeye gerek yok. Ama hiç olmazsa Müslümanlar ABD ve İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi konusunda, ABD’nin büyük elçiliğini Kudüs’e taşıma kararında ve bunu uygulamasında birlik olarak tepki verebilmeliydi. Maalesef sadece Türkiye bu konuda yüksek perdeden tepki verebiliyor.
Diğerleri ise formaliteden toplantılar ve kınama kararları ile yetiniyorlar. Suudi Arabistan başta, hepsi ABD ile yeni silah ve uçak anlaşmaları için sıraya giriyorlar.
Filistin’de Yeni Acılar Yaşanıyor!
ABD’nin büyük elçiliğini Kudüs’e taşıma kararı sonrasında dünkü açılış törenlerine tepki veren Filistinlilere İsrail güçlerinin ateş açması nedeniyle çok sayıda can kaybı ve binlerce de yaralı var. Maalesef ABD başkanı Trump dünyanın başına dert açmayı südürüyor. Aslında uzun zamandır başkanlık sistemini savunan biriydim. Ama yanlış kişilerin seçilmesi halinde başkanlık sisteminin demokrasiye hizmet etmeyen, hatta ciddi tehlikeler barındıran bir sistem olduğunu görüyoruz. Bu nedenle belki de güçlendirilmiş parlamenter sistemi düşünmek daha doğru olabilir.
Trump ortadoğudaki savaşlara tepki göstererek seçilmişti. ABD askerlerinin ülke dışında bulunması ve savaşlara Trilyonlarca para harcanmasına karşı gibi açıklamalarda bulunuyordu. Ama yaptığı davranışları ve aldığı kararları dünyayı adım adım çok daha kötü günlere doğru götürüyor. Avrupa ülkelerinin bu gidişata tepki göstermemesi halinde dünya barışı için kötü günlere doğru sürüklenmek kaçınılmaz gibi duruyor.
Böyle bir ortamda piyasaların olumsuz gelişmeler göstermesini, BİST’in özellikle dövizdeki yükseliş ve TCMB hakkındaki açıklamalar nedeniyle negatif bir açılış yapmasını bekliyorum. Maalesef en azından seçimler bitene kadar bize huzurlu bir piyasa yok gibi duruyor.
Dünya için barış, ülkem için huzur ve sizler için de en kısa zamanda yeniden kârlı borsa günleri diliyorum.
NOT: Yazı, 15 Mayıs 09:27’de borsaanalizci.com‘da yayınlanmıştır!