Yapı Kredi Bankası, Türkiye’de görme engelliler için, “Engelsiz ATM” ve POS uygulaması başlatıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait 250 bini aşan belgenin Wikileaks sitesi tarafından yayınlanması tam bir devrim niteliğinde.
Birçoğu dedikodu niteliğinde olsa da ABD’li diplomatların notlarını içeren bu belgeler dünya siyasetinde bazı tabuları yıkacak gibi görünüyor.
Bundan sonra ABD Dışişleri’nin işi hayli zor. Diğer ülke yöneticilerinin kendilerine olan güvenini yitirdiler. Kredibiliteyi bir kez yitirince onu tekrar kazanmak çok uzun zaman alır.
Belgelerin tamamı henüz ortaya çıkmasa bile yayınlanmış olanlarından Türkiye’nin ekonomik durumunu ve geleceğini ilgilendiren iki nokta özellikle dikkatimi çekti.
Birincisi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği konusunda bazı AB ülke yöneticilerinin görüşlerini kapalı kapılar arkasında açıkça ifade ediş şekilleri gerçekten ikiyüzlülüğün çok hoş örneklerinden.
Din ve büyüklük faktörlerinin Türkiye’nin önündeki engeller olduğunu ABD’li diplomatlara söylemişler.
Ayrıca gerekli reformlardaki gecikmelerin de bu sürece etki ettiği belirtiliyor.
Bunlar bizim bilmediğimiz hususlar değil. Ancak ABD’nin bu gerçekleri bize aktarmadan, Türkiye’nin tam üyeliğini güçlü bir şekilde desteklediğini her zaman ifade etmesi de samimiyetten uzak bir tutum içinde olduğunu gösteriyor.
EKSEN KAYIYOR
İkinci nokta ise Türkiye’nin büyük olasılıkla AB üyeliğini kapsamayacak İslamcı bir geleceğe gittiği konusundaki ABD diplomatlarının değerlendirmesi. Türkiye’nin ekseninin kayacağı fikrindeler.
Belgeler global finansal kriz öncesine ait. Ne var ki krizin durumu değiştireceğini pek sanmıyorum. AB kriz sonrası ne kadar zor durumda kalırsa kalsın Türkiye ile ilgili yaklaşımından vazgeçmeyeceği kanısındayım.
Onların amacı Türkiye’nin iç talebe dayalı büyüme performansından yararlanarak bize daha fazla mal ve hizmet satmak üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu yaklaşım kısa dönemde onlara yarar sağlayacak. Orta dönemde ise bizi yine uyutmaya devam edecekler.
Sıra Belçika’da mı?
Belçika da Avrupa’nın hasta ülkelerinden birisi. Ancak aktörlük yetenekleri öylesine gelişmiş ki oyunlarını yıllardır mükemmel oynuyorlar. Kendilerini sağlıklı gösteriyorlar.
Bu nedenle de hâlâ durumlarını pek fark eden olmadı. Otuz yılı aşkın süredir kamu borcunun milli gelire oranının 100’ü aşması pek kimseyi rahatsız etmedi.
Ancak sıra şimdi Belçika’ya geldi gibi görünüyor. Krizde ellerinde banka kalmadı. Yüksek borçluluğun ve düşük büyüme performansının bu ülkeyi orta dönemde zorlayacağı konuşuluyor.
Bunun da ötesinde AB’nin son açıkladığı kurtarma planı sonucu artacak risk primi nedeniyle “ucuz maliyetle borçlanma dönemi” bitmiş Avrupa ülkelerinden birisi olması da Belçika’ya ek yük getirecek. Domuzların (PIIGS) sayısı artıyor.