Gölge ekonomi (kayıtdışı ekonomi, gri ekonomi, yer altı ekonomisi de deniyor), geçerli düzenlemelere uyulmaması yoluyla yasal ya da yasa dışı gelirlerin resmi kayıtların dışında tutulması eylemleri sonucunda oluşan büyüklüğe verilen isimdir.
Bu aşamada iki farklı konuya dikkat etmek gerekiyor: Kayıt dışılık ve sistem dışılık.
Elde edilen gelirin tamamı ya da bir kısmı kayda girmeden elde edilmişse kayıt dışılık söz konusu demektir. Bir işverenin çalıştırdığı işçiye asgari ücret tutarı kadar ödemeyi kayıtlı yapıp üstündeki tutarı elden vermesi halinde ödemenin bu bölümü alan açısından kayıt dışı gelir olarak alınmış olur. Bu durumda o kadar tutar aynı zamanda vergi ve sigorta primi dışında kalarak sistemde eksiklik yaratır. Buna karşılık bu parayı elde eden kişi onu harcadığında, yaptığı harcama karşı taraf için gelir yaratır. Yani kayıt dışı olsa da bu tutar sistem içinde kalır.
Buna karşılık bir kazanç, kayıt içi olduğu halde sistem dışına çıkarılmışsa ekonomiye yararı olmaz. Bunun en bilinen örneği yastık altı varlıklar denilen birikimlerdir. Kayıt içi çalışarak vergisini tam ödeyerek kazandığı parayı altına ya da dövize çevirerek bankadaki kasasına koymuş olan kişi bu altın ya da döviz kadar bir tutarı sistem dışına çıkarmış olur. Sistem dışına çıkarılmış olan tutarın sisteme bir yararı olmaz. Çünkü bu tutar kredi olarak kullandırılamaz, harcanamaz ve dolayısıyla üretime bir katkısı olmaz.
Kayıt dışılık da ikiye ayrılır: Vergi dışılık, GSYH hesapları dışılık.
Gelir, kayıt dışı elde edilmiş ve vergisi ödenmemişse vergi dışılık ortaya çıkar. Bir esnafın televizyon muhabirine anlattığı gibi eğer sattığı her yüz malı sadece yirmisini satış olarak gösteriyor, kalan seksenini göstermiyorsa burada o seksen maldan elde ettiği kazanç, gelir vergisi dışında kalıyor, ayrıca bu malların KDV’sini de ödemeyeceği için söz konusu KDV hasılatı da kendisine kalıyor demektir. Ki bu durumda bu esnaf açısından vergi dışılık yüzde 85 – 90’a yükselir. Ne var ki bu vergi dışılık mutlaka GSYH hesapları dışında kalmayı yani GSYH dışılığı gerektirmez. Bu mallar üretim aşamasında ve bu esnafın elde ettiği kazançları harcaması aşamasında bir şekilde GSYH hesaplarına dâhil olabilir.
Kayıt dışılığın en bilinen çeşitleri vergi kaçakçılığı, sigortasız çalıştırma, tefecilik, işportacılık, uyuşturucu ticareti gibi eylemlerle elde edilen kazançlardır. Bunların çoğu, konusu suç oluşturan eylemlerdir. Buna karşılık sistem dışılık, eğer kayıt içi bir kazanç dolayısıyla ortaya çıkmışsa, suç oluşturmaz. İnsanların yasal yollarla elde ettiği kazançları nasıl kullanacakları onların bileceği iştir. O nedenle gölge ekonominin büyüklüğünü ölçmek için asıl olarak kayıt dışılık ölçülmeye çalışılır. Sistem dışı ekonomiyi ölçmenin yararı toplumun bu kazançları harekete geçiremediği için nasıl bir kayıpla karşı karşıya olduğunu anlamakta ortaya çıkar.
IMF tarafından Avrupa ülkeleri için yapılmış olan bir çalışmadan yararlanarak seçilmiş bazı ülkelerde kayıt dışılık oranları yazının altındaki tabloda en düşükten en yükseğe doğru sıralanmış olarak gösterilmektedir. Tabloya göre bu ülkeler arasında en düşük kayıt dışılık oranı Avusturya’dadır. Onu İsviçre ve Birleşik krallık izliyor. En yüksek kayıt dışılık oranı ise Bosna Hersek’tedir. Onu Yunanistan ve Türkiye izliyor. 2016 yılında GSYH’si 17 milyar dolar olan Bosna Hersek’te 6 milyar dolar kayıt dışı ekonomi olması, GSYH’si 193 milyar dolar olan Yunanistan’da 58 milyar dolar tutarında kayıt dışılık olması ilginçtir. Almanya ve İtalya’daki kayıt dışı ekonomilerin hacmi, Avrupa’daki çoğu ülkenin GSYH’sinden yüksektir. Danimarka, İsveç ve Finlandiya gibi ekonomik açıdan pek çok ülkeye örnek gösterilecek refah düzeyinde olan kuzey ülkelerinde yüzde 18 – 20 bandındaki kayıt dışılık oranı yüksek sayılır. Bu ülkelerde kayıt dışılığın altında yatan nedenin çok yüksek vergi oranları olduğunu tahmin ediyorum. İtalya’nın yüzde 30’u aşan kayıt dışılık oranı, mafyanın doğduğu yer olması nedeniyle bana şaşırtıcı gelmemekle birlikte Almanya gibi disiplinli bir ekonomide yüzde 17’ler dolayındaki kayıt dışılık oranı şaşırtıcı geliyor.
Türkiye, yüzde 30 dolayındaki kayıt dışılık oranıyla bu alanda üst sıralarda yer alan bir ekonomi görüntüsü sergiliyor. 2016 değerleriyle kayıt dışı ekonominin 257 milyar dolar gibi çok yüksek bir tutara eriştiğini görüyoruz.