Mahfi Eğilmez – 13.06.2013
Olayların gelişimi
Olaylar Gezi Parkı’na eskiden orada var olan ve sonradan yıkılan Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edileceği ve bu kışlanın bir AVM olarak işletileceği bilgisinin yayılmasıyla başladı. Bu bilginin yayılmasının ardından Taksim Dayanışma Platformu adı altında örgütlenen insanların bir süredir Gezi Parkı’nda başlattığı oturma eylemine katılımlar oldu. Gezi Parkı’ndan bazı ağaçların kesilmesi işlemi başlayınca eylem boyut değiştirdi ve yaygınlaştı. Polisin sert müdahalesiyle hızla gelişen olaylar Gezi Parkı direnişinden Taksim direnişine ve oradan Türkiye’nin çeşitli kentlerine yayılan direnişlere dönüştü.
28 Mayıs’ta başlayan eylemler 12 Haziran akşamı itibariyle durulmaya yüz tuttu. Bunun temel nedeni Başbakanla Gezi Parkı Direnişi temsilcilerinin bir araya gelip demokratik bir görüşme yapmış olmalarıydı. Bu görüşmeden Gezi Parkı’nda topçu kışlasının yeniden yapılıp yapılmayacağının halkoyuna sunulması yönünde bir ortak düşünce çıktı.
Olayların ekonomik faturası
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNBCe’ye olayların faturasının 1,4 milyar dolar olduğunu açıkladı. Bu faturanın bu kadar net bir biçimde ölçülmesi pek kolay değil. İki nedenle: (1) Piyasalara yansıyan hasarın yanında kırılıp dökülen, yanan yakılan birçok mal, mülk söz konusu. Onların da hesaba katılması gerekiyor. (2) Piyasalara etkinin ne kadarının Fed’in açıklamasıyla ne kadarının Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olduğunun ölçülmesi öyle kolay bir iş değil.
TCMB Başkanı Erdem Başçı, son bir ayda Türkiye’den 7 – 8 milyar dolar çıktığını açıkladı. Bu şekilde çıkan paranın ne kadarı Fed’in açıklamaları nedeniyle çıktı ne kadarı Gezi Parkı olayları nedeniyle çıktı bunu bilmiyoruz.
BIST 100 endeksi Fed’in açıklaması gelmeden önce 22 Mayıs akşamı 93 binin üzerinde kapanmıştı. Gezi Parkı olaylarının başladığı gün olan 28 Mayıs akşamında endeks 90 binin hemen altında kapanmıştı. Olayların büyümeye başladığı 31 Mayıs akşamı 85 bin düzeyine düşen endeks olayların tırmandığı tarih olan 3 Haziran akşamında 80 bin dolayına inmişti. 11 Haziran akşamını 75 bin dolayında bitiren BIST 100 endeksi belirli bir çözüme doğru yol alınmasıyla 12 Haziran akşamını 76 bin düzeyinde tamamladı.
Böyle birbirinin içine karışmış olaylarda fatura çıkarma konusundaki ayrımlar o kadar kolay yapılamıyor. Yani Türkiye’den çıkan yabancı paranın ne kadarının Fed’in açıklamalarının yarattığı genel etkiyle çıktığı, ne kadarının Gezi Parkı olayları nedeniyle çıktığı ayrımını yapmak zor bir iş. Çıkan yabancı fonların yöneticilerini bulup onlarla anketler yapmak gerekiyor. Buna karşılık öteki benzer yükselen piyasa ekonomilerine baktığımızda yabancı para çıkışlarının asıl olarak Fed açıklaması sonrasında yaşanan çıkışlardan kaynaklandığını söylememiz mümkün. Çıkış başladığında kurlar yükseldiği için çıkışlar da hızlanıyor. Çünkü yerli paranın değer kaybı faiz ya da borsa getirisi biçimindeki kazançlarla birlikte gelen anaparanın da yabancı para karşılığını erittiği için zarar ortaya çıkıyor.
BIST 100 ve USD kurundaki değişimler
Aşağıdaki grafik, Fed’in açıklama yaptığı günün akşamında (açıklamadan önceki değerler itibariyle) oluşmuş BIST 100 endeksi (mavi çizgi, sağ eksen) ile USD kurunu (kırmızı çizgi, sol eksen) çözüme yaklaşıldığı 12 Haziran akşamına kadarki değişimleri itibariyle gösteriyor. Gezi Parkı olaylarının hafta sonuna denk gelen 1 ve 2 Haziran günleri hızlandığını ve hafta sonunda piyasaların kapalı olduğunu dikkate alırsak piyasaların açıldığı ilk gün olan 3 Haziran günü önemli bir gösterge olarak alınabilir. Fed açıklamalarının üzerine Gezi Parkı olayların piyasalara yansımasında ilk nokta olarak 3 Haziran tarihine odaklanırsak Gezi Parkı olaylarının borsa üzerinde dövizde olduğundan çok daha önemli bir etki yaratmış olduğunu görebiliriz.
Grafiğin son bölümü hasarın yavaş yavaş toparlanmaya başladığını gösteriyor. Her iki göstergenin de toparlanmasında TCMB’nin hem sözlü hem de filli olarak döviz piyasasına yaptığı müdahalelerin etkisi olduğu kuşkusuz. Sorunun çözümünde yalnızca TCMB’nin müdahalelerinin değil ortaya konulan yeni ve uzlaşmacı yaklaşımın da önemli etkisi olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Bugünkü görünüm
Önceki yazılarımdan birisinde Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak şunları yazmıştım: “Demokrasiyi bütün öteki rejimlerden ayıran özelliği uzlaşma rejimi olmasıdır. Yani siyasal iktidar büyük çoğunluğa sahip olsa bile azınlığı da koruyacak, onların da düşüncelerine saygı göstermeye yönelecektir.”
Bugün geldiğimiz nokta budur. Yukarıdaki grafiğin son bölümü bu uzlaşmanın ekonomiye yansımasını net bir biçimde gösteriyor: Borsa yeniden yükselmeye başlamış, döviz kurları aşağıya dönmüş bulunuyor.