*Yeni desteklerin piyasaya etkisi zayıf ama olumlu
Öncelikle mevzunun temelini öğrenelim ki daha rahat yorum yapabilelim. Son yıllar da dolardaki hızlı tırmanış yurtdışı yatırımcılarının da dikkatini çekmiş ve 2018, 2019 ve 2021 de Londra Swap piyasasında TL aleyhine pozisyon açılarak(açığa satış) TL’nin daha hızlı değer kaybetmesine sebep olunmuştu. BDDK(Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) swap kanallarını kısarak gecelik swap faizinin %1400’lere kadar çıkmasına sebep olmuş, Londra piyasasındaki bankaların TL bulmasını zorlaştırmıştı. Ters ayakta yakalanan yabancı bankalar yeterli TL bulamadığı için yüksek bedeller ödemek zorunda kaldı. Uzun süredir swap kanalının kısıtlanması önemli çıkışları ve ölen bir swap piyasası oluşmasına sebebiyet verdi. Çünkü ülkemize gelen yatırımcı genelde swap üzerinden yatırım yaptığı için istediği zaman TL’ye ulaşabilmeliydi. Yabancı ülkemizde kazanmak istiyor TL ye geçiyor, hisse alıyor, tahvil alıyor ama siz swaplara limitler koyduğunuzda yatırımcı kendini hedge etmek için mecburen CDS alarak onunda yükselmesine sebep oluyordu. Onlar da haklılar TL de kazanç sağlasa ne olacak dolar değer kazandığı sürece getirdiği para sürekli erimeye devam ediyor. Bu şartlarda yatırımcı olur muydunuz? Bu bakımdan hisse senedi ve tahvil piyasasına gelecek yabancı yatırımcıların esnetilen swap limitleri sayesinde çıkışların yavaşlayacağı hatta cazip TL sebebiyle para girişinin yeniden başlaması açısından iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. TL ye kurumsal yatırımcı ne kadar kolay ulaşırsa paranız ancak o kadar likit olacaktır.
GES (Gelir Endeksli Senet) ise bir çeşit devlet iç borçlanma senedi diyebiliriz. Tabanında %23.04’lük bir bileşik faiz yatıyor ama KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsleri yani ekonomik alanda faaliyet gösteren devlet kuruluşları) lere aktarılan hasılat performansına göre muhtemelen %25-35 arasında bir gelir oluşturması bekleniyor. 15 haziranda talep toplanmaya başlanacak ve kapsamı yerli yatırımcılar olacak. Piyasaya güçlü bir etkisi olması beklenmiyor ama TL ye olan talebin artması ile dolar likiditesini bir süreliğine yavaşlatması beklenebilir. Asıl sorun ülkedeki pahalılık ve enflasyon olunca bu bahsettiklerimizde bir iyileşme görülmeden ne kamu maliyesinde ne de halkımızın TL ye güvenmesi zor. Onlar güvenmediği taktirde ise dolar alarak arz talep dengesini bozmaya devam ediyor. Bu da doların yükselmesine ve kendi kendini baltalayan bir sisteme dönüyor. Bize güven ortamı lazım.
Dünya piyasalarındaki son duruma bakacak olursak temmuz ayı itibariyle enflasyon oranlarında aşağı yön beklentisine girebiliriz. Haziran enflasyonu temmuzun ilk haftasında açıklandığın da bir önceki aylara göre artış hızında gerileme umutları yeşermeye başlayacak. Petrolün artması durmadığı sürece enflasyonda kalıcı bir gerileme beklemek zor tabi. Ana neden maliyetlere direk etki eden petroldür ki onu da Venezuela çözecek bir kaç aya. Ama biliyorsunuz bizde hikaye bitmez. Suriye, Rusya krizlerinden sonra yeni coğrafi olayımız Yunanistan olacağa benziyor. Ama bunlara rağmen borsada zorda olsa güzel bir yıl geçireceğimizi düşünüyorum. Biz umut bekçileri bitti demeden bitmez. Kalın sağlıcakla!
Ahmet Güven