ABD Ticaret Bakanlığı’nın nihai verilerine göre, 2024 dördüncü çeyrekte yıllıklandırılmış GSYİH büyümesi %2,4 olarak revize edildi. Bu, önceki tahminlerde açıklanan %2,3’lük artışın hafifçe üzerinde bir performans anlamına geliyor. Bakanlık, bu yukarı yönlü düzeltmenin temel sebebini ithalat verilerindeki düşüşe bağlarken, yılın üçüncü çeyreğinde %3,1’lik büyüme kaydedildiğini vurguladı. 2024 genelinde ekonomi %2,8 büyüyerek önceki tahminlerle uyumlu bir seyir izledi. Bu veriler, ABD ekonomisinin direncini koruduğunu ancak büyüme hızında kademeli bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.
Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, ekonomik temellerin sağlam olduğunu belirtse de 2024 için büyüme beklentisini %2,1’den %1,7’ye düşürdü. Bu düşüş, yüksek faiz ortamı ve küresel ticaret gerilimlerinin etkilerine işaret ediyor. Analistler, tüketici harcamaları ve işgücü piyasasındaki direncin büyümeyi desteklediğini ancak enflasyonla mücadele politikalarının ve dış ticaret risklerinin önümüzdeki dönemde ekonomiyi yavaşlatabileceğini öngörüyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın otomobil ithalatına yönelik artan gümrük vergisi tehditleri, başta Alman otomotiv devleri Porsche, BMW ve Volkswagen olmak üzere küresel piyasalarda sert tepkilere yol açtı. Hisse senetleri düşüşe geçerken, Çin’in TikTok anlaşmasını reddetmesi ticaret savaşlarının kızışabileceği endişelerini artırdı. Uzmanlar, bu tür korumacı politikaların tedarik zincirlerini bozarak enflasyonu tetikleyebileceği ve tüketici güvenini zedeleyebileceği konusunda uyarıyor.
ABD Dolar Endeksi (DXY), Amerikan dolarının altı para birimine karşı değerini ölçen oldukça mühim bir göstergedir. Bu hassas çizginin hareketleri, gelişmekte olan piyasaların borçlanma maliyetlerini doğrudan etkileyerek küresel ekonomi istikrarı üzerinde önemli bir rol oynar. Diğer yandan makro ve ulusal piyasalarda etkin kararlar alabilmek için yatırımcılar, hisse senedi tarama araçlarından yararlanır.
Finans sektörü en yüksek piyasa değeriyle 5,36 trilyon TRY’ye sahipken, %2,67 artışla en güçlü performans sergiledi. İşlem hacmi 71,14 milyon TRY’yi aştı. İşlenebilen Endüstriler ise 661,23 milyar TRY’lik piyasa değeri ve %1,88 artış ile ikinci sırada yer aldı, ancak işlem hacmi 167,74 milyon TRY ile en yüksek seviyeyi gördü.
Tüketici Hizmetleri 273,7 milyar TRY’lik değerde %1,36 büyüdü, işlem hacmi 9,05 milyon TRY oldu. Bu saydığımız tüm sektörler pozitif trend gösterdi, Finans hem büyüme hem de hacimde öne çıktı.
Grafik TradingView’den
FROTO 1028 TL üzerinden devam ediyor. Halen boykotun ve endeksin düşmesinin verdiği bir güçsüzlük var. Göreceli Güç Endeksi (14) 57 seviyesinde olup nötr bölgeye yakın olmasına rağmen aşırı alım koşullarının net bir sinyalini vermiyor.
Momentum (10) göstergesi -19 seviyesinde olup kısa vadeli düşüş eğilimini gösterirken, Awesome Osilatörü 68,5 seviyesinde pozitif ayrışmayı destekliyor. Stokastik indikatörü (%K 60, %D 67) nötr bölgede hareket ediyor, bu da trenddeki ani değişimlere dikkat edilmesini gerektiriyor. Ichimoku Cloud baz çizgisinin mevcut fiyat olan 980 TRY (1028 TRY) üzerinde kalması durumunda orta vadeli yükseliş sinyali güçlenebilir.
Fibonacci Pivot (P) seviyesi 905 TRY kritik destek olarak öne çıkıyor. Ichimoku Baseline (980 TL) ikincil destek bölgesidir. Dirençte, mevcut fiyatın üzerindeki 1050 Türk Lirası psikolojik seviyesi ve Fibonacci uzantılarına göre 1100 Türk Lirası seviyesi önemli bir engel oluşturabilir.
Sentez ve uyarılar:
RSI ve Stokastik nötr, ancak yükseliş yönlü Ichimoku sinyali negatif momentumu ekarte ediyor. Fiyatın 980 Türk Lirası destek seviyesini koruması durumunda yükseliş devam edebilir. Ancak 905 Türk Lirası seviyesinin kırılması durumunda satış baskısı artabilir. Fibonacci ve Ichimoku kombinasyonu Türk Lirası’nda 1050-1100 direncinin test edilebileceğini gösteriyor; Ancak momentum eksikliği kısa vadeli bir düzeltme riski taşıyor.
Sonuç itibariyle, Trump’ın başlattığı ticaret savaşları, yatırımcılar arasında resesyon korkularını canlandırırken, tüketici enflasyon beklentilerini de yükseltti. Alman otomotiv endüstrisi, ABD ile hızlı müzakereler çağrısı yaparak belirsizliğin azaltılmasını talep ediyor. Ekonomistler, küresel ekonominin dengelerinin değiştiği bu dönemde, politika yapıcıların esnek ve analitik stratejiler geliştirmesinin kritik olduğunu vurguluyor. Bu süreçte, enflasyon riskleri ve büyüme arasındaki denge, piyasa dinamiklerini şekillendirmeye devam edecek gibi görünüyor. Türkiye olarak ise basiretsiz ve liyakatsiz muhalefet ve sözde muhalefet liderleri sorunları yaşıyoruz ve akıl tutulmasını yenersek doları ve enflasyonu yenme şansımız olacağının farkındayız.
Okan Özdemir