Fiyat herhangi bir malın mübadele veya değiş tokuş değeridir.
Uygarlık tarihi boyunca insanoğlu malların ve hizmetlerin değerlerinin kökenlerini ve değerlerinin birbirlerinden farklı oluşlarının nedenlerini merak etmişlerdir. Fiyat teorisi de, mal ve hizmet fiyatlarının nasıl oluştuğunun analiz edilmesidir.
Adam Smith’e göre bir reel fiyat bir de nominal fiyat vardır. Reel fiyat malın elde edilmesinde yapılan masraflardır; emeğe bağlıdır; uzun dönemde tüm mallarda reel fiyat geçerlidir yani emeğe bağlıdır. Nominal fiyat ise kısa dönem içerisinde arz ile talep dengesinin değişmesinden veya piyasa koşullarının değişmesinden kaynaklanan fiyattır.
Piyasa fiyatı; malın miktarı ve bu malı alabileceklerin talebi ile oluşur. Burada iki terimin ayrımı yapılmalıdır: efektif talep, malı veya hizmeti ödeme durumunda olanların talebidir. Mutlak talepten ayrılır; mutlak talep, mala veya hizmete sahip olma arzusudur.
Bir mala olan efektif talep artarsa o malın fiyatı yükselecektir; fakat piyasa fiyatı yüksek olduğundan dolayı firmalar o malda yüksek kar olduğunu düşünüp piyasaya girecektir; bu, firma sayısı artışı dolayısıyla arzı artıracak arz artışı efektif talep artışı ile dengeye gelecek ve fiyatlar düşecektir. Ayrıca bu olayın tam tersi de söz konusudur.
Smith arz ve talep dengesinin tarım ve sanayi kesiminde değiştiğini vurgulamaktadır. Tarım kesimi genellikle geçen yılların fiyatlarına (göre?) arzlarını belirlemektedir. Fakat, sanayi sektöründeki fiyat değişiklikleri arza ve talebe daha çabuk etki etmektedir.