Son haftalarda Türkiye ekonomisi, küresel ekonomik belirsizliklerle ve iç dinamiklerle Orta Vadeli Program (OVP) ve Fitch kararı gibi başlıklar ile karşı karşıyaydı. Enflasyon, büyüme ve döviz kurları gibi temel ekonomik göstergelerdeki gelişmeler, piyasaların yönünü belirlemeye devam ediyor diyebiliriz.
Geçtiğimiz hafta TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 2024 yılı ikinci çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,1 oranında artış gösterdi. Yıl bazında ise takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla %2,8, arındırılmamış ise %2,5 oranında bir artış yaşadı. Büyüme oranlarındaki bu artış, ekonomideki sıkılaşmanın büyümeyi yavaşlattığı düşüncesini akıllara getirdi. TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi verilerine göre, 2024 yılı ağustos ayında TÜFE, bir önceki aya kıyasla %2,47 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %51,97 oranında artış gösterdi. Bu oranlar, piyasa beklentilerinin altında kaldı. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerine göre ise, aynı dönemde bir önceki aya kıyasla %1,68 oranında artış gözlemlendi ve bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında %35,75 oranında bir değişim yaşandı.
Yapılan orta vadeli program açıklamalarında, önümüzdeki üç yıl için yol haritası belirlendi. Orta Vadeli Program çerçevesinde 2024 yılı büyüme beklentisi %4’ten %3,5’e düşürüldü ve 2024 yılı için enflasyon beklentisi %33’ten %41,5’e yükseltildi. Toplantıda, geçtiğimiz yıl temel makroekonomik göstergelerdeki öngörü ve hedeflerin önemli oranda gerçekleştiği, mevcut tahminlerin ise büyük ölçüde geçerliliğini koruduğu ifade edildi. Alınan önlemler sayesinde ekonomik büyümenin daha dengeli bir şekilde gerçekleştiği, enflasyon geçiş döneminin tamamlanarak dezenflasyon sürecine girildiği ve işsizlik oranında önemli ölçüde bir azalma sağlandığı vurgulandı. Diğer yandan Türk Lirası’na olan güvenin artması ve Türk Lirası mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki oranının belirgin bir şekilde yükselmesi konusuna dikkat çekildi. Ocak 2023 itibarıyla yabancı para mevduatlarının payı %44,4 seviyesindeyken, Ağustos 2024 itibarıyla bu oran %36,3’e geriledi. Ayrıca, rezervlerdeki 52 milyar dolarlık artışın, ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artırdığı belirtildi.
Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu bir kademe yükselterek “BB-” seviyesine çıkardı ve görünümünü pozitiften durağana revize etti. Ayrıca, Türkiye’nin döviz rezervlerinin 2024 yılı sonu itibarıyla 158 milyar dolara, 2025 yılı sonu itibarıyla ise 165 milyar dolara ulaşması beklentisi açıklandı. Bu projeksiyon, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını karşılamada ve ekonomik istikrarı desteklemede önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Döviz rezervlerinin artışı, Türkiye’nin dış şoklara karşı daha dirençli hale gelmesini ve finansal istikrarını güçlendirmesini sağlayacaktır. Ancak, Fitch’in görünümde yaptığı durağan revizyon, kredi notu üzerindeki potansiyel risklerin ve belirsizliklerin devam ettiğine de işaret etmektedir.
Diğer yandan ABD’de geçtiğimiz haftanın son işlem gününde açıklanan tarım dışı istihdam veri seti, piyasa beklentilerinin altında kaldı. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun verilerine göre, ağustos ayında tarım dışı istihdam 142 bin kişi artış gösterdi. Analistlerin tahmini ise 164 bin artış yönündeydi. Ayrıca, haziran ayı için tarım dışı istihdam artışı 179 binden 118 bine, Temmuz ayı içinse 114 binden 89 bine revize edildi. İşsizlik oranı ise %4,3’ten %4,2’ye gerileyerek piyasa beklentileriyle paralel bir seyir izledi. Veri seti içinde saatlik kazançların aylık bazlı %0,4 seviyesinde gerçekleşmesi ile birlikte beklentilerin altında tarım dışı istihdam verisi gerçekleşmesine rağmen işsizlik ve saatlik kazançlar ekonomide hala aktivitenin güçlü kalmaya devam ettiğini gösterdi. Bu veriler, Fed’in bu ayki toplantısında politika faizinde bir indirime gitme olasılığını da güçlendirdi.
Petrol fiyatları ise 2-6 Eylül 2024 haftasında dalgalı bir seyir izledi. OPEC+ ülkelerinin üretim politikaları ve jeopolitik riskler, petrol piyasalarını etkileyen başlıca faktörler arasında yer aldı. Öyle ki salı günü yüzde 5’e yakın değer kaybeden Brent petrol kayıplarını sürdürürken, 72 dolar seviyesiyle yaklaşık 9 ayın en düşük seviyesinde işlem gördü ancak düşüş, OPEC+’ın üretim artışını erteleyebileceğine dair söylentilerle durakladı. Petrol fiyatlarında talep kaynaklı bir süre daha aşağı yönlü baskının devam etmesi beklenebilir. Bu arada 70 dolar seviyesinin önemli olduğunu ve bu seviye kırılmasının kısa vadeli zor olabileceğini de ayrıca not düşmek gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz haftada Yurt dışı tarafında Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararı ile birlikte ECB Başkanı Lagarde açıklamaları ve ABD ağustos ayı enflasyon verileri izlenirken; Fed’in 18 Eylül tarihinde gerçekleştireceği faiz kararı toplantısı öncesinde son önemli viraj bu veri sonrası geçilmiş olacak. Yurt içinde ise işsizlik oranı, sanayi üretimi ve perakende satış verileri ile birlikte Fitch not artışı sonrası fiyatlamalara etkisi odak noktaları olacak.
Tonguç Erbaş