Aydın Eroğlu – 13.12.2013
FED Herkesi Geriyor!
Zaten bunun olmasını beklediğimiz için, patlak lastikle ralli merakı beklenti yazısı başlığı ile ralli yorumları için sizleri uyarmak istemiştim. Gördüğünüz gibi üzerimizde FED riski varken, yükselişler sınırlı kalıyor. Öncesinde 77.000 olan direnç, son yükselişte 75.000 oldu. Bu son yükselişlerin ilkinde 77.000, sonuncuda 75.000 direncine takılmasını beklediğimi yazmış olduğum için, umarım yazılarımı takip eden arkadaşların yaşanan oynaklıktan zararları olmamıştır. Hisseler elde kalabilir, gördüğü yüksek fiyatta daha yükseğe mi gidiyor diyerek satış yapılmamış olabilir. Önemli olan dirençler kırılmadan o fiyatlardan yüksek maliyetle almamış olmaktır. Yoksa kaçan satış fırsatları yine karşınıza çıkar. Şimdi yapamadığınız karı o zaman yaparsınız. Ama eğer dirençlerden aldıysanız ve bu düşüş yaşandıysa, bu takdirde uğradığınız zarar stres ve panik yaratır. Elinizdeki hisseler beklentisi ve bilançosu iyi hisselerse, stresiniz olsun ama paniklemeyin.
Borsa yatırımcılığının özünde uzun vadeli yatırımcılık zaten vardır. Sadece uzun vadeli yatırımcılığı düşünüp, teknik analize göre kısa vadeli oynaklığın faydalarını elde etmeye, risklerinden korunmaya çalışmak da doğal bir davranıştır.
FED’in Tahvil Paraları Nerede?
Tahvil alımları nedeniyle piyasasına en çok likidite sokulmuş olan ülke tabii ki ABD’dir. Büyüme yok, faiz düşük diye FED’in piyasaya verdiği tahvil likiditesinin büyük kısmının ABD dışı ülkelere gitmiş olacağını düşünmek doğru değildir. Çünkü aynı anda Avrupa gibi gelişmiş alternatif ekonomilerin de büyümeleri ve faizleri aynı derecede hatta daha bile kötüydü. Bu nedenle FED tarafından bollaşan likidite asıl ABD borsalarının hisselerine yönelmiştir. Bu nedenle FED’in tahvil azaltma ve sonlandırma kararı daha ziyade Wall Street borsalarından para çıkışı yaratabilir. Ama ABD’nin büyüme sürecine giriyor olması, ABD borsalarından olacak çıkışı da sınırlayacaktır. Bence bu süreçte faiz yükselişleri nedeniyle olumsuz etkilenecek olan banka bilançoları endekslerin en önemli handikaplarıdır. Düşüş riskleri de asıl bu sebepten kaynaklanacaktır düşüncesindeyim. Ancak bu gelişmenin karşı ayağında yaşanacak büyüme nedeniyle sanayi sektörü hisseleri tüm borsalarda ön plana çıkacaktır.
Türkiye’nin FED Riski Karşısında Durumu?
Gelişmekte olan ülkelerden FED nedeniyle para çıkışının olacağı düşünülüyor. Evet bence de bu düşünce mantıklıdır. Ancak Türkiye’nin kendi özelinde yaşadıkları nedeniyle zaten öncesinde yeterince yabancı çıkışı yaşanmış olduğunu söyleyebilirim. Gezi olayları ve aynı anlarda Bernanke’nin yaptığı sürpriz çıkış açıklamaları sonrasında, para piyasalarımızdan ve BIST’den çıkışlar yaşanmıştır. Hatırlarsanız ilk dalga sonrasında bakan Ali Babacan, yaklaşık 11 Milyar $’lık bir çıkış görüldüğünü açıklamıştı.
Kısacası yatırım yapılabilir ülke konumuna geldiğimizin hemen sonrasında yaşanan bu gelişmeler nedeniyle, Türkiye’ye beklenen ekstra fon akışı olmadığı gibi, belli bir sıcak para çıkışı da zaten yaşanmıştı görüşündeyim. Bence, FED’in tahvil azaltma kararı sonrasında faiz ve kurlarda bir dalgalanma yaşasak da, özellikle BIST’de fazla bir düşüşün olmasını temel analiz gereği olarak doğru bulmam.
Bizi en çok etkileyecek gelişme FED kararları kur ve faizi yükseltirse, bankaların bilanço karlarının azalması riski olacaktır. Ama zaten cari açığımızı kontrol altına almak için, dünya borsalarının rekorlar kırdığı günlerde biz bankacılık tedbirlerini devreye alıyorduk. Bu nedenle de, bankacılık sektöründe önemli realizeler yaşanmıştı. Öncesinde zaten bir realize yaşandığı için, devamında FED tahvil azaltmaya başlasa da, öncesinde yaşanan realizeden daha fazlasının olacağını düşünmüyorum. Sadece ilk anda bir dalgalanma yaşanabilir. Ama bu dalga yatışınca, mevcut kur ve faiz seviyeleri yabancıların yeniden BIST’e girişlerini başlatacaktır.
Biz bu esnada sadece yaşanan zikzaklardan korunmaya çalışsak bu yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Ama tabii bu sürecin belirsizliğinin hızlı yaşanması da en büyük dileğim. Ne olacaksa olsun da görelim. En kötüsü belirsizliktir!
BIST’de görülen en yüksek yabancı takas seviyeleri yaklaşık % 66, % 67 seviyeleriydi. Biz not artışı ve FED tahvil alımlarına rağmen bile bu seviyeleri ekstra aşmadık. Şu anda da % 62 civarı yabancı takası seviyesindeyiz. Demek ki, zaten belirli bir yabancı realizesi yaşanmış. Bu görüntüye bakınca ben yabancının BIST’ten çok da çıkma hevesinde olduğu görüşünde değilim. Yıl sonu fon değerlemeleri ve fon primlerinin tahsilatları için de bu satışların yapılmış olacağını düşünürsek, yeni yılla birlikte, yabancı takasının yeniden artmaya başladığını görebiliriz.
Son dönem tekrar tekrar ifade ediyorum; bizim için esas risk FED değildir. 2014 seçimleri kendimize özel en önemli belirsizliktir. Eğer bu belirsizlik ülke için riskli sonuçlar çıkarmazsa, BIST’in 2014 yılında bundan daha kötü olmayacağını ve hatta oldukça da iyi yükselişlere sahne olacağını görebiliriz. Ama Mart’ta yaşanacak yerel seçimlerden genel seçimde mevcut iktidarı olumsuz etkileyebilecek bir sonuç çıkarsa, işte o zaman BIST için riskli günler başlayacaktır diyebilirim. Bu risk dışındaki konular benim için fazla abartılmaması gereken risklerdir görüşündeyim.
Hepinize iyi bir hafta sonu diliyorum.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com