Eğer bir milyon dolar doğru bir yatırım aracına yatırım yapılmazsa, on sene içinde enflasyona karşı değerini yitirebilir.
Makroekonomik olarak mutlak büyümenin sağlanması an itibariyle içinde bulunduğumuz geleneksel piyasada mümkün değildir. Geleneksel çünkü halen aşırı kontrolcü ve kar amaçlı bir odak mevcut. Yeni teknolojiler ise bunu değiştirecek şeklinde beklentiler mevcuttur. Fakat bazı analistlere göre orta ve uzun vadede radikal bir değişim beklenmemektedir.
Ülkeler gelişirken, ekonomik büyümeyi sağlamakta uygulanan politikalar ekonominin kendisine zarar vermektedir. Ekonomi soyut ve kapsamlı bir kavram olduğundan bunun nedenselliği doğrusal olarak ve süreklilik ile açıklanamaz.
GSYİH’nin enflasyonun nedeni olması
Enflasyonun düşük olduğu Japonya’da tüketim talebi azalmaktadır fakat iç piyasada tüketimin azalması ihracaat ürünlerini arttırır. Kişi başına daha çok üretip deflasyon nedeniyle işsizlik oranının arttığı Japonya’da, şirketler daha ucuz işçi çalıştırır ve teknolojik olarak üretim bantlarını kendi karşılayan Japonya’da GSYİH artar. Fakat Japonya 1990 ‘lardan itibaren deflasyon sıkıntısı yaşamakta olmasına rağmen USDJPY paritesi, uzak doğu piyasalarında ve hatta küresel piyasalarda en güvenli liman olarak altın(XAUUSD) yanında yerini almıştır.
Bu hafta açıklanacak Amerika perakende satışları ve temel tüketici rakamlarının beklentilerden 0.1 puan ve aynı seviyede gelmesiyle iç piyasada makroekonomik göstergelerden çok siyasi zeminde fiyatlanmaların bulunacağı söylenebilir. Fiyatlanmaların siyasi olarak ABD Başkanı Trump ile ilişkilendirilmesi yatırımcıların korktuğu bir belirsizlik hali olarak yer almaktadır. Nitekim ticaret savaşları ve Çin ‘in ilk olumsuz verileri makroekonomik gündeme gelmesi bunun belirli bir süre devam edeceği anlamına gelmektedir.
Kapitalizmde en önemli kural rekabet değil “büyümeyen şey küçülür” yaklaşımı
Bu kural ekonomik gelişmeyi ve küreselleşmeyi desteklerken risk iştahı ile aşırı yatırım ve borçlanmaya gidilir. Borçlanma ile ülke kredi değerlendirme kuruluşlarından olumlu bir izlenim aldığını fiilen kabul etmiş olur. 2019 yılında en çok dış borcu olan ülkeler arasında Japonya birinci olmak üzere, ABD, Fransa, Kanada ve İtalya gibi G7 ülkeleri bulunmaktadır. Kısa vadede ve orta vadede, GSYİH ve alım gücü arttıkça enflasyon artmaktadır. Bu nedenle ekonomik büyüme ile enflasyon arasında bir ilişki olup olmadığı uygulanacak ekonomi politikalarına göre değişim gösterebilir. ABD ‘nin “banker” lerin ve güçlü faiz lobisinin itirazlarına rağmen faiz indirmesine gitmesi aslında uzun vadede ABD vatandaşına beklenenden olumlu yansıyacaktır. Zira ABD ‘de halen mortgage krizinden dolayı finansal anlamda çökmüş bir kesim mevcut.
Grafik kaynağı: TradingView
Son 10 yılda altın ile USDJPY trend olarak birbirini olumlu tamamlamıştır. Altın ve Japon yeni ABD dolarına karşı birlikte değerlenmiş veya değer kaybetmiş olduğu görülüyor. XAUUSD grafiği, dikkat edildiği gibi, ABD dolarının kaybettiği değeri 2008 ‘de işaretlenmiştir.
Sonuç itibariyle ülkeler ekonomilerini iyileştirirken birçok makro riski de yanına almak durumundadır. Teorik olarak bir yatırımcının grafikler kullanarak yorumlama gücünü arttırması ve anlık kararlardan uzak durması, örneğin son on yılda gösterildiği üzere altına veya Japon yeni gibi güvenli liman olduğu kanıtlanmış yatırım araçlarına yönelmesi daha doğru bir strateji olacaktır. Önceki yazımda değindiğim gibi iyi bir yatırımcı gündemi takip etmelidir. ABD-İran gerilimi, Türkiye’nin Akdeniz ‘de petrol ve doğalgaz hakkını gasp etmesine izin vermemesi, ABD-Çin ticaret savaşları ve İngiltere ve Brexit mutlaka yakından izlenmesi varlıklarınızı analizlere göre güvence altına almanızı gerektirecek gündemdir.
Okan Özdemir