Mahfi Eğilmez – 31.10.2012
Faiz nedir?
Piyasa açısından bakarsak faizi, tasarruf sahibinin, tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı olarak aldığı bedel olarak tanımlayabiliriz. Ekonomi bilimi açısından faiz iki farklı biçimde tanımlanır: (1) Bir borç anlaşmasının satışı sonrasında elde edilen getiri miktarı, (2) Üretim amaçlı olarak kullanılan sermayenin getiri oranı.
Piyasa faizi türleri
Bankaların belirli bir dönem için mevduat karşılığında uyguladıkları faize mevduat ya da borçlanma faizi, topladıkları mevduattan ihtiyaç sahibine verdikleri borçlara uyguladıkları faize de kredi ya da borç verme faizi deniyor.
Basit faiz
Belirli bir dönem için yatırılan mevduatın o dönem sonunda kazandığı faiz getirine basit faiz deniyor. Basit faiz getirisi şöyle bir formülle hesaplanıyor:
Basit Faiz = Anapara x Faiz Oranı x Süre
Bir yıl vade ve yüzde 8,5 (= 0,085) faiz oranıyla 10.000 TL mevduat yatırdığımızı düşünürsek basit faiz getirisi şöyle hesaplanır:
Basit Faiz Getirisi = 10.000 x 0,085 x 1 = 850 TL
Bileşik Faiz:
Geçmiş dönem faizinin de anaparaya eklenmesiyle yeni dönemde elde edilen faiz getirisine bileşik faiz deniyor.
Bileşik Faiz Getirisi = (Anapara x Dönem Faizi) ^ Dönem Sayısı
Aylık yüzde 0,8 faizle 10.000 TL mevduatı üç ay boyunca faizini de üzerine eklemek suretiyle bankada tutarsak 3 ay sonunda bileşik faiz getirisi şöyle hesaplanır:
10.000 x 1,008 = 10.080
10.080 x 1.008 = 10.160
10.160 x 1,008 = 10.241
Bu durumda bileşik faiz oranı da (241 / 10.000 ) = 0,024 yani yüzde 2,4’e denk gelir.
Nominal faiz
Bankaların mevduata uygulayacaklarını açıkladıkları faiz nominal faizdir. Örneğin bir banka 1 yıl vadeli mevduata yüzde 8,5 faiz vereceğini açıklamışsa bu nominal faizdir.
Net nominal faiz
Bankaların açıkladıkları nominal faizden vade sonunda gelir vergisi stopajı yapılır. Mevduat sahibinin eline geçen faiz getirisi bu kesintiden sonraki tutardır. Türkiye’de mevduat faizlerine yüzde 15 oranında gelir vergisi stopajı uygulanıyor. Bir bankaya yüzde 8,5 nominal faizle bir yıllığına 10.000 TL yatıran bir kişinin net nominal faiz getirisi şöyle hesaplanacaktır:
10.000 x 0,085 = 850,00 TL
850 – (850 x 0.15) = 722,50 TL
Ya da net nominal faiz oranını hesaplamak istersek:
0,085 – (0,085 x 0,15) = 0,07225 yani yaklaşık olarak yüzde 7,3
Reel faiz
Nominal faizden enflasyonun etkisinin giderilmesi yoluyla hesaplanan faizdir. Bir anlamda dönem sonunda ele geçecek olan faizin satın alma gücündeki değişimden arındırılmasıyla hesaplanmış faiz demektir. Burada hesaba katılması gereken enflasyon oranı paranın yatırıldığı anda geçerli olan enflasyon oranı değil dönem sonunda geçerli olması beklenen enflasyon oranıdır. Buna “beklenen enflasyon” deniyor.
Reel faiz şöyle bir formülle hesaplanır:
Reel faiz = (1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) -1
Bir kişinin bankaya yüzde 8,5 (0,085) nominal faizle bir yıl vadeyle 10.000 TL yatırdığını, paranın yatırıldığı tarihte 12 aylık enflasyon oranının (TÜFE) yüzde 7,5 (0,075) olduğunu ve bir yıllık vadenin sonunda bu oranın yüzde 7 (0,07) olmasının beklendiğini düşünelim. Söz konusu yüzde 8,5 oranındaki nominal faiz oranından yüzde 15 stopajı düşersek net nominal faiz oranı yüzde 7,225 (0,07225) olarak bulunur. Bu durumda reel faiz hesabı şöyle yapılır:
Reel Faiz = (1 + 0,07225) / (1 + 0,07) – 1 = 0,0021 yani yüzde 0,21.
Genellikle piyasada hesaplama yapılırken net nominal faiz değil nominal faiz hesaba alınıyor. Bu doğru bir hesaplama değildir. Çünkü gelir vergisi olarak kesilen tutar kişinin eline geçen miktarın dışında tutulması gereken bir tutardır.
Eğer beklenen enflasyon vade sonunda beklendiği gibi yüzde 7 olarak gerçekleşmişse bu hesaplamaya göre bu kişinin eline vade sonunda yüzde 7,225 net nominal faiz hesabıyla 722,5 TL faiz geliri geçmiş görünecektir. Bu miktarın enflasyondan arındırılmış reel faize göre hesaplanmış satınalma gücü yalnızca 21 TL olacaktır.
Gerçek Getiri
Buraya kadar yaptığım hesaplamalar piyasada yapılan hesaplamalardır. Buradan itibaren piyasada yapılmayan bir hesaplamayı sizlere sunacağım. Ben bunu gerçek getiri olarak adlandırıyorum.
Bu hesap işin içine anaparada vade süresince ortaya çıkacak satınalma gücü yıpranmasını da katmaktadır. Çünkü vade boyunca bankada mevduat olarak tutulan paranın da satınalma gücü enflasyonla birlikte düşmektedir. Bu hesabı yapmazsanız reel faiz size satınalma gücünüzün nasıl geliştiğini gösteremez. Gerçek getiri hesabını şu formülü kullanarak yapabiliriz:
Gerçek Getiri = Yatırılan Paranın Vade Sonundaki Satınalma Gücü Değeri + Net Nominal Faiz
Yatırılan Paranın Vade Sonundaki Satınalma Gücü Değeri = (Yatırılan Para) x (1 – Enflasyon)
Ekim 2012 itibariyle bankaların yıllık mevduata verdiği nominal faiz yüzde 7,5, buna göre de stopaj sonrası net nominal faiz yüzde (7,5 – (7,5 x 0.15) = yüzde 6,4 dolayında bulunuyor, bir yıl sonrası için beklenen enflasyon oranı TCMB’nin son beklenti anketine göre yüzde 6,7. Bir kişinin 10.000 lirasını yüzde 7,5 nominal faizle (yüzde 6,4 net nominal faizle) ve bir yıl vadeyle bankaya yatırdığını düşünelim ve buna göre yukarıda sözünü ettiğim gerçek getiriyi hesaplayalım.
Yatırılan Paranın Vade Sonundaki Satınalma Gücü Değeri = (10.000) x ( 1- 0.067) = 9.330 TL
Net Nominal Faiz Getirisi = 10.000 x 0,064 = 640 TL
Gerçek Getiri = 9.330 + 640 = 9.970 TL
Bu kişinin, reel faiz hesabıyla bakıldığında küçük de olsa bir faiz getirisi elde etmiş gibi göründüğü, buna karşılık gerçek getiri hesabı yapıldığında aslında bir yılın sonunda toplamda – 30 TL’lik reel satınalma gücü kaybına uğramış olduğu ortaya çıkıyor.
Herkesin böyle sofistike hesaplar yapmadığını varsaysak bile insanların bu durumu hissettiklerini düşünüyorum. Aksi takdirde Türkiye’de tasarrufların GSYH’ya oranının son on yılda yaklaşık on puanlık bir gerileme göstermesini açıklayacak fazla argümanımız olmazdı.