Türkiye, 2017 yılında yapılan Anayasa Referandumu sonrasında partili Cumhurbaşkanlığı rejimine geçti. Bu rejimde Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak konumlandırıldı. Bu değişiklik birçok konuda eskiye göre farklı bir yapı ve karar mekanizması ortaya çıktı. Birçok konu Cumhurbaşkanı kararıyla düzenlenmeye başladı. Türkiye, eskiye göre çok daha hızlı kararlar almaya başladı. Bunun sonucunda acaba ekonomik göstergelerimizde nasıl değişiklikler oldu?
Aşağıdaki tabloda 2016 ve 2017 yılları eski rejim (güçler ayrımına dayalı parlamenter sistem), 2019 ve 2020 yılları yeni rejim (partili Cumhurbaşkanlığı sistemi) uygulaması sonucunda ortaya çıkan durumu gösteriyor. 2018 yılının yarısı eski, yarısı yeni rejim altında geçtiği için değerlendirmeye alınmamış bulunuyor (Veriler için kaynaklar: TÜİK, TCMB, HMB, IMF, Bloomberg HT.)
Tabloda eski rejime ait 2016 ve 2017 yıllarını, yeni rejime ait 2019 ve 2020 yıllarıyla karşılaştırdığımızda; yeni rejimin Türkiye ekonomisini eski rejime göre daha kötü bir duruma getirdiğini açık biçimde görebiliyoruz. 2020 yılında yaşanan Covid-19 salgınının dengeyi bozduğunu dikkate alarak yalnızca 2017 ve 2019 yıllarını karşılaştırırsak karşımıza farklı bir sonuç çıkmıyor. Tablonun son sütunundaki durum iki şekildeki karşılaştırmada da cari denge dışında her alanda Türkiye’nin yeni rejimle daha kötü bir ekonomik görünüm yaşadığını ortaya koyuyor. Cari dengede 2019 yılında görülen geçici düzelme ise ekonominin yüzde 1’in altındaki büyüme ile stagflasyona girmesinden kaynaklanıyor. 2020 yılında büyüme biraz kıpırdandığında cari dengedeki bozulma görülebiliyor.
Birçok bozulmanın altında USD/TL kurunun yükselişini döviz satarak önleme ve faizi artırmama hedefi olduğu halde gerek USD/TL kurunda gerekse faiz konusunda alınan sonuçların da tam anlamıyla bir hayal kırıklığı olduğu yine tablodaki verilerden görülüyor.
Tabloyu daha net görebilmek için aynı dönemde Türkiye’yi, çok daha sonra demokrasiye geçmiş, bizden çok sonra başvurduğu halde AB üyeliğini almış olan komşumuz Romanya ile karşılaştıralım (Veriler için kaynaklar: IMF, https://tradingeconomics.com/romania.)
Romanya ile yapılan karşılaştırma bizim 2017’den sonra geri düşüşümüzü ve Romanya’nın bizi geçip gitmesini net bir biçimde gösteriyor. Balkanlardaki diğer komşularla yapılacak karşılaştırmalar da aynı sonucu veriyor.
Bu tablolar; yeni sistemle birlikte eski kazanımlarımızı hızla kaybettiğimizi sergiliyor ve bir tek gün bile geçirmeden güçler ayrımına dayalı parlamenter demokratik sisteme dönmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.