OECD’nin en taze değerlendirmeleri, küresel ekonomik büyümenin önümüzdeki dönemde düşük kalması olasılığının halen güçlü olduğuna işaret ediyor. Küresel büyümenin 2023 yılında yüzde 2.7, 2024 yılında ise yüzde 2.9 olması yönündeki öngörü devam ediyor. Enerji fiyatlarındaki gerileme, piyasa duyarlılığındaki olumlu seyir ve Çin ekonomisinin beklenenden önce ‘virüs salgını’ sonrası döneme geçişi, kapıların yeniden açılması küresel büyümeyi olumlu etkileyen başlıca faktörler olarak sıralanmakta. Küresel enflasyon sorununun ise dünya ekonomisinin gündeminde kalmaya devam edecek. Gelişmiş ülkelerde manşet enflasyon gerçekleşmelerinde bir iyileşme dikkat çekse de, bilhassa çekirdek enflasyonun artmaya devam etmesi bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Enflasyonun 2023 yılında yüzde 6.6, 2024 yılında ise yüzde 4.3 olması beklenmekte. Enflasyondaki katılığın beklenenden daha fazla devam etmesinin önümüzdeki dönemde finansal piyasalarda dalgalanma yaratabileceği ve bu durumun büyümeyi olumsuz etkileyebileceği değerlendirilmekte.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş hem küresel ekonomi, hem de küresel enflasyonda süregelen katılık açısından diğer kritik risk başlığı. OECD ekonomistleri, enflasyonist baskıların azaldığına, özellikle katılığın çözüldüğüne dair işaretler görülünceye kadar, para politikasındaki sıkı duruşun korunması yönündeki görüş de ‘katılığı’nı korumakta. OECD ekonomistleri bu görüşü öne çıkarırken, OECD Finans Direktörlüğü uzmanları ise, 38 OECD üyesi ülkenin kamu borçlarına yönelik bazı uyarıları, bazı kritik sinyalleri önceliklendiriyorlar. OECD ülkelerinin bugün itibariyle kamu borçları 50 trilyon dolar seviyesini aşarken, kamu borçlarının 38 ülkenin toplam GSYH’ya oranı ise yüzde 80 seviyesini geçmiş durumda. 2023’de, 2022’ye göre, hem vadesi gelen kamu borçları yerine yeniden borçlanma veya yeniden yapılandırma (refinansman), hem de artan bütçe açıkları ve kamu harcamaları nedeniyle yepyeni borçlanma ihtiyacı ciddi artmış durumda.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!