Enflasyon Vergisi Nedir?
Para, tedavüle çıkaran kurum açısından yükümlülük, talep eden, elde tutan kurum ve kişi açısından ise bir varlık olarak düşünüldüğünde, enflasyon, parayı ihraç eden kurumun yükümlülüğünü, parayı elde tutan kurumun ise varlığını reel olarak azaltır.
Bu anlamı ile enflasyon, gelir elde eden açısından vergi özelliği taşımakta, dolayısıyla vergi gibi satın alma gücünün transferine neden olmaktadır.
Enflasyon vergisini daha ziyade düşük gelirli kesim, sabit gelirli çalışanlar ve fiyatı doğru belirleyemeyenler öder.
Enflasyon Vergisinin devlet için reel etkisini ölçmek için, enflasyonun reel olarak yol açtığı vergi kaybı yanında; özellikle hızlı gelişen enflasyon ortamında, enflasyon sonucu devletin nominal değerlerle arttırıldığı vergi karşısında, elde ettiği vergi ve benzeri gelirlerle gördüğü hizmetlerin reel ifadesiyle durumun değerlendirmek gerekir. Genel olarak, hızlı gelişen enflasyon sürecinde nominal değerlerle ifade edilen bir vergi artışı söz konusu olmakla beraber; kamu hizmetlerinin seviyesi yönünden değerlendirildiğinde bu süreç içinde vergi gelirlerinin kamu hizmetlerini karşılama seviyesinde de bir düşme görülmektedir. Esasen özellikle gelişmekte olan ülkelerde 1970’li yıllarda müşahede edilen yüksek enflasyon oranları ve ağır enflasyonist baskı ile kamu borçlanması ve kamu açıklarının artışı arasında sıkı ilişki ve korelasyon da bu görüşü doğrulamaktadır.
Buna rağmen günümüzde de devletler hükümranlık haklarına dayanarak elde ettikleri para basma ve piyasadaki tedavül hacmini düzenleme işlemlerinin yürütülmesini Merkez Bankalarına vermişlerdir. Devlet gelire ihtiyaç duyduğunda Merkez Bankasından avans alarak veya hazine bonosu karşılığında para istemekte ve bankada bu parayı bakmaktadır.