Fiyatlar genel düzeyinin artış trendine girmesiyle sadece bir defaya mahsus olmayıp devamlı olarak hızlı bir şekilde yükselme eğilimi taşıması enflasyon olarak adlandırılır.
ÜFE, TEFE, TÜFE, GSYİH deflatörü yöntemlerini kullanarak fiyat düzeylerini ölçmemiz mümkündür. Şuna dikkat çekmek istiyorum ki, enflasyon sadece birkaç mal ya da hizmet fiyatında görülen artış değil genel olarak tüm mal ve hizmet fiyatlarının artışıyla gerçekleşen bir olgudur.
Enflasyon çeşitlerini, nedenlerine göre, fiyat hızlarına göre ve gelişme süreçlerine göre olmak üzere üç genel başlık altında inceleyebiliriz.
Nedenlerine göre enflasyon çeşitleri; talep enflasyonu ve arz enflasyonudur.
Talep enflasyonu, tam istihdam durumunda üretilen mal ve hizmetlerin toplam talebe yeterli cevap verememesi durumunda fiyatların yükselişi olarak ortaya çıkar. Kısaca toplam talep, toplam arzdan fazla olduğunda bu enflasyon türüyle karşı karşıya geliriz. Talep enflasyonuyla baş edebilmenin en yaygın yolu daraltıcı para ve maliye politikalarını devreye sokarak, toplam talep eğrisinin sola kaydırılmasıdır.
Arz enflasyonu, maliyet, ithal ve fiyat enflasyonu türlerini kapsar. Ücretlerde görülen artış, ham madde ve ara madde fiyatlarının yükselmesi, tarım üretiminin düşüşüyle birlikte tarım ürün fiyatlarında yaşanan yükseliş gibi nedenler maliyet enflasyonuna yol açar. İthal enflasyon; küreselleşen dünya ekonomilerinin etkileşimleri sonucu meydana gelir. Ulusal ticaret sonucu bir ülkede yaşanan enflasyonun bir başka ülkeye sıçramasıyla gerçekleşir. Fiyat enflasyonu ise, firmaların rekabeti bir kenara bırakıp kar marjlarını yükseltme amacı güderek ürün fiyatlarını yükseltmeleri sonucu oluşur.
Enflasyonun yıllık bazda artış oranları, fiyat hızlarına göre ılımlı, aşırı ve hiper olarak adlandırılmasına neden olmaktadır. Ilımlı enflasyondan kasıt, enflasyon oranının yıllık bazda %10’un altında gerçekleşmesidir. Enflasyon rakamlarının tek haneli olması ılımlı olarak adlandırılırken, gelişmiş ülkeler için bu oranın %4’lere düştüğünü görüyoruz.
Aşırı enflasyon, yüksek enflasyon ve dörtnala enflasyon olarak da bilinir. Bu enflasyon türünde 1973 yılında Dünya ekonomisini alt üst eden petrol krizinde olduğu gibi enflasyon rakamlarının iki ve üç haneli olarak gerçekleşmesi beklenir.
Hiperenflasyon türünde, fiyatlarda gün içi dahil olmak üzere çok kısa aralıklarla yüksek artışların gerçekleştiği görülür. Bu enflasyon türünde piyasada ürün bulunmazken aşırı derece para bolluğu vardır. Bunun en önemli örneği Almanya’da Haziran 1921’de başlayıp Ocak 1924’te ancak sonlanan hiperenflasyondur.
Gelişme süreçlerine göre enflasyonu gizli ve açık enflasyon olarak ikiye ayırıyoruz.
Gizli enflasyonda enflasyon hükümet tarafından baskı altında tutulur, tam olarak çözülemez ancak bir takım gecikmelere maruz bırakılır.
Açık enflasyonda paranın değeri düşer ve halkta fiyatların yükseleceği beklentisi doğar. Müşteri talepleri artan üreticiler ise ürettikleri malı tüketiciyle buluşturmaz, stoklar. Satın alma gücü düşer ve bu durum da enflasyonun yükselmesini tetikler.