Mahfi Eğilmez – 02.08.2015
Analitik düşünmenin önemi
Gerek derslerimde gerekse yazdığım yazılara gelen yorumlarda ekonomi okumuş olan çoğu öğrencinin ekonomideki ilişkileri tam olarak göremediği, birbiriyle ilişkili konuları birbirine bağlayamadığı, neden – sonuç ilişkilerini kuramadığı ve dolayısıyla analitik düşünce sistemini oturtamadığını görüyorum. Oysa iktisatçı olabilmek için en önemli, şeylerden birisi analitik düşünme yeteneğine sahip olmak. Çünkü birçok ekonomik sorun bir sentez olarak karşımıza çıkıyor. Sorunun böyle bir senteze nasıl ulaştığını anlayabilmek için o aşamaya gelen ilişkileri analize tabi tutmak, dolayısıyla analitik düşünmeyi becerebilmek gerekiyor. Bu konu sadece ekonomiyle ilgili bir konu değil. Bütün bilim dalları için gerekli. Bu çerçevede üniversitelere Analitik Düşünme Teknikleri gibi bir ders koymak doğru olabilir.
Analitik düşünme bir bütünün parçalarını tek tek ele alıp inceledikten sonra onları bir araya getirerek bütünün nasıl oluştuğunu ya da çalıştığını anlamaya çalışmaktır. Analitik düşünme; bir sorunu çözmek ya da ortaya çıkmış bir sonucu anlayabilmek için, mevcut bilgi ve verileri ve bunlar arasındaki neden – sonuç ilişkilerini ele alarak çözümleme yapmak olarak tanımlanabilir. Analitik düşünmenin ögeleri dikkat, hafıza, yargılama, algılama ve bu yetenekleri kullanarak çıkarsama yapmadır. Analitik düşünmede tümdengelim, tümevarım soyutlama, ayrıştırma, birleştirme gibi yöntemlerin hepsi farklı biçimlerde kullanılabilir. Analitik düşünmenin olmazsa olmaz koşulu değer yargılarından, ön kabullerden, inançlardan sıyrılarak düşünmektir.
Analitik düşünmenin yöntemleri
Analitik düşünmede gerek tümevarım ve gerekse tümdengelim yöntemleri, duruma göre, kullanılabilir. Tümevarım yöntemi olayı oluşturan unsurlar üzerinde tek tek yapılan araştırma ve incelemelerden genel sonuca varmaya dönük bir yöntemdir. Bir başka ifadeyle bu yöntemde özelden genele gidilir. Yaz aylarında kolalı içecek satışlarının arttığını saptamış ve ‘yaz aylarında kolalı içecekler daha fazla satılıyor’ şeklinde bir çıkarım yapmışsak bu tümevarım yöntemi kullanılarak yapılmış bir çıkarım olur. Ne var ki sosyal bilimlerin özü insan davranışlarına dayandığı için bu çıkarım her zaman ve her yerde aynı geçerlilikte olmayabilir. Eğer yaz mevsimi öncesinde kolalı içeceklerin sağlığa zararlı olduğu açıklamaları çıkmışsa satışların bir anda düştüğünü görebiliriz. Tümdengelim yöntemi, genel bilgilerden sonuç çıkarmaya yönelik bir yöntemdir. Yani genelden özel uzanır. ‘bütün canlılar ölümlüdür. İnsan da bir canlıdır. O halde insan da ölümlüdür.’ Bu ifade bize tümdengelim yöntemini basit biçimde özetlemiş olur.
Soyutlama yöntemi ekonomide çok kullanılan bir yöntemdir. Gerçek yaşamın karmaşık yapısından kurtularak olayı basit bir çerçevede incelemeyi sağlar. O nedenle iktisatçılar birçok olayı analiz ederken işe varsayımlarla başlarlar. Yüz binlerce mal ve hizmet üretilen bir ekonomide sanki iki mal üretiliyormuş gibi analizler yapmalarının nedeni olayı anlayabilmek içindir.
Ön kabullerden kurtulmak analitik düşünmenin olmazsa olmaz koşuludur
Ön kabuller, inançlar, değer yargıları insanı analitik düşünmeden uzaklaştırır. Eğer bir iktisatçı, bir konu hakkında önceden bazı kabullere ulaşmışsa onlardan kurtulması şarttır. Aksi halde ulaştığı sonuca değil ulaşmak istediği sonuca doğru ilerler. Bu da onu yanlış sonuçlara götürür. Klasik iktisatçılar ekonomik yapıyı analiz ederlerken ‘piyasa sistemi en iyi çözümdür, piyasa sisteminde hata olmaz’ ön kabulüyle işe giriştikleri için 1929 krizini açıklayamamış ve çözüm getirememişlerdir. Keynes, bu ön kabulden sıyrılarak konuya bakmayı başardığı için piyasa sisteminin sorun yaratabileceğini görmüş ve çözümü bulmuştur.