Türkiye Ekonomisi: Büyüme tempo kaybetmez
Türkiye ekonomisi faaliyetleri üzerinden değerlendirildiğinde, büyüme rakamlarının ortalamaya göre değişim gösterdiğini tespit edebiliriz. Sebep ne olursa olsun, ilişkiler arası bağlar sürdürülebilir ise sonuç değişmemektedir. O halde ekonomi kuralları dışında işleyebilecek yeni tür ilişkiler olabileceğini düşünmek gerekiyor. Beklentiler, algılar, oluşturulan güven ortamı sonuçlar üzerinde etkilidir ve ölçülebilirliği üzerine model kurmadıkça hesaplamalardaki gücü fark edilemez. Fark edilemeyecek olması da yokluk şeklinde değerlendirilmesini gerektirmez. Model eksiğini hatırlatan her zaman gerçeklerdir ve tektir.
Ekonomik büyüme: Ortalamaya dönüşlerle ilerleyen trend
Uzun dönem gelişmeye bakmadan sonuca odaklanıp geçmişle bağı ıskalamamak gerekiyor. Kabaca 10 yıllık döngüler hayatın önemli gerçeklerini içine barındırır ve daha fazlasını da gösterebilir. Hatırlayalım: 1999 depremi sonrası negatif büyümeli çeyrekler sona ermeye başladı. Bunda geçmiş krizlerin de etkisi olsa da ortalamaya dönüş prensiplerinin işlediğini hatırlatmaktadır: uzun dönem gelişmelerden sapmalar zamanla normalleşmektedir. Üst üste çeyrek bazlı büyümeler gördük ve 1999 sonu, 2000 içinde 1.4 – 3.9 arası büyümeler gösterdi. Oldukça dalgalı görünse de ana eğilimin gerektirdiği ataklar olarak değerlendirebiliriz. Bu hızlı büyüme sonrası 2001 çeyrekleri negatif büyüme ağırlıklı geçti. Emlak krizinin yaşandığı 2008 çeyreklerinde tekrar negatif büyüme ağırlıklı seyir görüldü. Sonraki 10 yıllık süreçler biterken görülen çeyreksel bazlı negatif büyümeler geçmişe göre “sürdürülebilir” olmamıştır. Ortalamaya dönüş şeklinde geçen büyümede ana eğilimin aşağı yönlü sarkmalarını kaybetmeye başladığını düşünebiliriz.
Matematiksel açıdan bakarsak da, dalgalanmaların giderek düştüğünü görmekteyiz. Belli bir standardı yakalamış büyüme ortalama gelişimini durağanlaştırıyor görünse de, demografik hareketlenmeler de çözüme götürecektir. Yine de hatırlatmak gerekir: sürdürülebilir negatif büyüme dönemleri görülmeyecek olsa da, arada kendini gösterecek olmasının toplumsal etkileri olacaktır.
Son çeyrekler: Ortalamaya dönüş hafifçe pozitif seyirde
Son 11 çeyreklik büyüme değişimleri aşağıdaki gibidir, kıyaslama yüzdesel olarak önceki çeyreğe göredir:
2,03 | 1,71 | 3,65 | 1,57 | 0,21 | 1,41 | 0,54 | 1,15 | -0,25 | 3,31 | 0,27 |
Salgın etkisiyle ve deprem etkisiyle geçen son 4 yıl etkisinin yıpratıcılığına karşı mücadele, eski benzer vakalara göre daha sağlıklı geçmektedir. Geçmişin gelir üretme metotları da elbette değişmektedir ve değişmeye devam edecektir.
Daha hızlı büyüme sağlanabilirdi
Kullanılan büyüme modelleri ve bunu sağlayacağı düşünülen iş yapma anlayışı (iş modelleri) biraz değişiyor olsa idi çok daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Önemi bir kalem olarak döviz bırakan faaliyetlerde sanayi ihracatına bakarsak, pazar tercihleri daha doğru yapılabilirdi. Böylece yükselen dalganın ilk fazında olmak mümkün olurdu.