Bayramımız kutlu olsun! “Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul’dan gelen zevat. Sivas, mandayı kabul etmedi fakat,
«Hey gidi deli gönlüm,» dedi,
«Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm, ya İSTİKLAL, ya ölüm!» dedi.”
Nazım Hikmet Ran Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile Şubat 2022’de Avrupa’nın ortasında başlayan sıcak savaş, dünyayı adeta ortadan ikiye böldü.
Jeopolitik tansiyona büyük bir enflasyon kriziyle cevap veren ekonomilerde ise dönüşüm tüm sancısıyla devam etmekte… Batı’nın büyük ticari ve finansal yaptırımlarına uğrayan Rusya’nın pek çok kamu görevlisi, iş insanı, sanatçısı ve sporcusu yanında esasen Putin’in savaş suçlusu ilan edilmiş olması ve gerek ülkesi gerekse de kendisiyle kurulan herhangi bir iletişim ya da ilişkinin de olası yaptırımlara tabi olması, başlıktaki Sun Tzu’nun sözünde olduğu gibi tüm çıkışları kapatmıştı.
Ancak tıpkı Filistin meselesinde olduğu gibi artık delinemez bir uluslararası karar olmadığından ve dahi bu stratejiyi çok becerikli kullandığı bilinen Putin, geçtiğimiz hafta beşinci başkanlık döneminin ilk ziyaretini Çin’e yaparak, iki ülke arasındaki stratejik ortaklık sinyalini güçlendirdi ve Batı’ya önemli bir endişe kaynağı yaratmış oldu.
Siyaset uzmanı olmadığımdan Rusya’nın Kırım’ı ilhakı, Tayvan için Çin’e cesaret vermektedir minvalinde tespitlere girmeyeceğim. Ancak mevcut ekonomik konjonktüre bakıldığında iki ülkenin adeta birbirine stratejik ortaklıktan çok “bağımlı” olduğu söylenebilir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!