Mayıstaki görüşü koruyoruz: döviz yükselmez çünkü model bakış onu gerektiriyor. Klasik ekonomist mantığı ve model bakışı olayları gecikmeli olarak değerlendirdiği için fırsat yaratması beklenemez. Zaten ülke ekonomisindeki bozulmanın temel sebebi bu bakıştaki karar vericilerin çokluğundandır. Oyunu doğru okuyamıyor olmak sonuçlarının da fayda üretmemesine sebep olur.
Performans yaratılan değerle ölçülmelidir. Kırılımlardan mesaj almak yerine, piyasa haberlerinin manipülatif etkisinden faydalanmak sorunları büyütür.
Kendi dünyamıza dönelim ve manipülasyondan korunmak için rakamları okumaya devam edelim. Aynı rakamlara farklı yorum belirsizliği azaltır.
O halde döviz ne olur?
Daha önceki ilgili yazılarda belirttiğimiz gibi: dolar ve avro için 2018 gelişmeleri sınırlayıcı etki yaratmıştır. Bir başka deyişle halen yükseliş beklentisi içinde olanların niteliği, davranış zamanlaması geleceğin yükselişinde belirleyici olacaktır. Yani sadece haberlere bakıp yorumlayanları ihmal edebiliriz: rakamsal modeli olmayanların dünyasında değiliz ve bu giderek baskın gelen yapıda yapay zekanın rolü artmaktadır.
Ekim ayına girerken, biten ayların etkisini ana trend içinde yumuşatıcı rol olarak değerlendirebiliriz. Gelecek ayların etkisini matematiksel açıdan değerlendirebiliriz. Geometri açısından değerlendirebiliriz. Fizik kurallarına göre de bakabiliriz. Yani enerji denklemi kurarak da çözüme gidebiliriz. Hepsi bir arada dahi değerlendirilebilir. Yeter ki her alandaki model birbirini doğrulayacak nitelikte olsun. Fayda üretimi de hepsi için esastır.
Ekim etkisini sadece matematiksel açıdan değerlendirsek: fiyatlar üzerinde baskının artmaya devam ettiğini göreceğiz. Dolar endeksi yükseliyor olsa da bu etki devam edecektir.
Ekim etkisini sadece geometrik açıdan değerlendirirsek: sert açılanma sonrası yumuşayan kırılımların toplam etkisi halen geniş bölgededir.
Bu gelişmeleri dengeleyecek fiyat baskısı ekim ayı sonrasında azalacaktır.