Mahfi Eğilmez – 16.04.2013
Burada yazdığım yazılara gelen yorumlar ve sorular içinde ne kadar yanıtlamaya çalışsam da bir türlü anlaşılamadığını düşündüğüm bir konu var: Döviz ihtiyacımız olduğuna ve dışarıdan mal alırsak ödemeyi dövizle yapacağımıza göre nasıl oluyor da iç tasarrufları artırırsak cari açığımız kapanıyor?
Döviz kuru dalgalı kur rejiminde piyasada belirleniyor. Merkez bankaları biraz karışsa da bu karışım sadece dalgalanmayı önlemeye yönelik. Dolayısıyla bir ülkenin elindeki döviz, ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyorsa o zaman kur değişecek demektir. Diyelim ki 1 USD = 1,8 TL iken yeterli döviz bulunamıyorsa o zaman kur değişecek, örneğin 1 USD = 1,9 TL olacaktır. Bu durumda kur (yani döviz fiyatı) yükseldiği için ithalat pahalı hale gelecek ve ithalat miktarı düşecek, buna karşılık ihracat karşılığı elde edilecek TL artacak demektir.
Yurt dışından ithalat yapacak olan bir şirketin elinde yeterli döviz yoksa o ithalatı yapamaz diye düşünmek yanlıştır. Şirketin TL’si veya bankada hesabı varsa dövizle ödeme talimatını bankaya verecek, ödemeyi banka yapacak, karşılığı TL’yi şirketten alacaktır. Eğer ülkede genel olarak döviz eksikliği varsa o zaman yukarıdaki mekanizma çalışacak döviz kuru yükselecek, ithal edilecek mal pahalı hale gelecek ve bu şirket ithalatının bir bölümünden vazgeçecektir.
Türkiye’ye döviz girişi birçok nedenle olur: İhracat gelirleri, turizm gelirleri, yurtdışındaki işçilerin yolladığı dövizler, yurtdışındaki yatırımlardan elde edilen faiz, temettü, kâr gelirleri, yurtdışına sunulan taşımacılık, sigortacılık vb gibi hizmetlerden elde edilen dövizler, yabancıların Türkiye’de yapacakları yatırımlar için getirdikleri dövizler, hisse senedi almak için borsaya yapılan portföy yatırımları için gelen dövizler, bankalara mevduat olarak yatırılmak üzere getirilen dövizler ya da faiz geliri elde etmek amacıyla tahvil ve bono satın almak üzere getirilen dövizler gibi. Bu şekilde gelen dövizlerin yabancı sermaye yatırımı, portföy yatırımı veya borç (mevduat) şeklinde gelenleri finansman kalemidir. Bu dövizlerin bir bölümü döviz olarak saklanır bir bölümü TL’ye çevrilir. Türkiye bir yandan yüksek borsa getirisi ya da yüksek kâr bir yandan da yüksek faiz elde edilmeye uygun bir ülke olduğu için genellikle ülkeye giren döviz miktarı çıkan döviz miktarından fazla olur. Bu durumda ülkenin eğer risklerinde bir artış olmayacaksa döviz sıkıntısı da pek olmayacak demektir.
Eğer bir ülkenin iç tasarrufları yatırımlarını karşılamaya yetmiyorsa o zaman iki gelişmeden birisi (ya da parça parça ikisi birden) yaşanır: Ya yatırımlar iç tasarrufların düzeyine kadar düşer ya da iç tasarrufların yetmediği yatırımları yapabilmek için dışarıdan tasarruf ithal edilir. Türkiye’de 2012 yılında yatırımların GSYH’ya oranı yaklaşık % 20, tasarrufların GSYH’ya oranı ise yaklaşık % 14 dolayındadır. Bu durumda Türkiye 2012 yılında, GSYH’sının % 6’sı dolayında bir tasarruf açığı vermiş demektir. Yatırımlar kısılmadığına göre bu miktar dışarıdan ithal edilmiş demektir. Bu da zaten bizim cari açığımızı oluşturur. Bu tasarruflar yukarıda anlattığım gibi yabancı sermaye yatırımı, portföy yatırımı, mevduat, borç vb şeklinde ithal edilmiştir. Bunlar faiz ya da benzer bir getiri (kâr, temettü, değer artışı) elde etmek için gelmiştir.
Eğer bir ülkenin ithalatını yapacak kadar döviz geliri yoksa o zaman o ülkede faizler yükselecek, artan faizden yararlanmak için döviz girişi olacak demektir. Döviz girişi arttıkça TL değerlenir ve bu kez ithalat (TL cinsinden) ucuzlayacağı için ithalat artar.
İç tasarrufların artması yatırımlar için gerekli tasarrufun içeriden sağlanması için gereklidir. Yoksa dövizin girişi faize, kura, yatırımların getirisine bağlıdır. İç tasarruflar yükselirse Türkiye yapacağı yatırımların gereği olan kaynakları dışarıdan değil içeriden karşılar.
Özetle şunu söylememiz gerekiyor. Döviz de bir maldır. Her mal gibi onun da fiyatı vardır. Bir ülkeye döviz girişini kurun istikrarı, faiz düzeyi ve ülkenin risk durumu belirler. Eğer kur istikrarlı faiz düzeyi dünya faiz düzeyinin üzerinde ve ekonomideki riskler düşükse o ülkeye ihtiyacının ötesinde döviz girer. Bu durum bu saydığım üçlüden herhangi birinde bozulma ortaya çıktığında değişmeye başlar.