Utku Altunöz – 04.04.2018
Değerli takipçilerim. Son zamanlarda oldukça gündem olan bir konuyu sizlerle tartışmak istiyorum. Bizler iktisat derslerinde basit bir önerme anlatır dururuz öğrencilerimize. Bir ülkede dolar, Euro gibi yabancı paraların değeri artarsa Türk lirası değersizleşir, ithalat pahalı hale gelirken ihracatımız ucuzlar ve daha fazla ihracat yaparız. Bunun sonucunda ülkeye daha fazla döviz girişi olur ve cari açık kapanır. Geneline bakacak olursak oldukça mantıklı ve kulağa doğru gelen bir önerme. Bununla birlikte ekonomi bilimindeki birçok teori gibi bu teori de her zaman ve her yerde bu şekilde işlememektedir. Ekonomi bilimi için aynı konuyla ilgili farklı teorilere Nobel ödülü veren tek bilim dalıdır sözü burada bir kez daha doğrulanmaktadır.
Gelelim bu durumun nedenlerine
Türkiye ekonomisinde artan ihracata karşı ithalatın daha fazla artması, ihracatın ithalatı karşılama oranı dediğimiz göstergeleri istediğimiz seviyelere getirememektedir. Bu durumun ana nedeni ise üretim ve ihracat artışının ithal girdi kullanımının artmasıyla mümkün olabilmesi.
2017 dış ticaret gerçekleşmelerine baktığımızda bilhassa ihracatta ulaşılan rakam birçok platformda sevindirici bir gelişme olarak değerlendirilse de ithalatta da tam tersi birtakım gelişmeler yaşandığını gözlemlenmiştir. İthalatın bir önceki yıla göre ihracattan daha fazla artış kaydetmesi, dış ticaret açığımızı tüm zamanların en fazla olduğu tutara ulaştırmıştır.
Türkiye ekonomisinde en çok ihracat yapan sektör otomotiv olmaya devam ediyor. Yaklaşık 24 miyar USD tutarında bu sektörden ihracat gerçekleşti. İthalatta; hammadde, yarı mamul madde gibi girdi türü ürünler ağırlıkta. Bu ürünlerin toplam ithalattaki payı % 85 civarında. İthal edilen girdi türü ürünlere bakıldığında; petrol, petrol türevi gibi ürünlerin ağırlıkta olduğu görülüyor. 2017 yılında bu ürün grubundan yapılan ithalat yaklaşık 38 milyar USD olarak gerçekleşti. İhracat ve ithalat yapılan ülkelere baktığımızda, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ağırlığının yaklaşık % 50 civarında olduğu görülüyor. Reçete oldukça basit. Dışa bağımlılığın azaltılması.
Buradan çıkan sonuç Cari açığın ana nedeni dış ticaret açığıdır. Bu nedenle dolardaki devamlı artışta sevinmek yerine her zaman dediğim reformist politikaları hayata geçirmek zorundayız. Büyüme değil, istihdam yaratan büyüme ve istikrarlı büyüme. Kur artışı değil ihracatta dışa bağımlılığın azaltıldığı bir dış politika. Liste bu şekilde uzar gider.
Bol kazançlı günler dilerim…