Utku Altunöz – 05.12.2016
Değerli takipçilerim. Son zamanlardaki dolardaki önlenemez harekete çözüm arayan Türkiye’de olağanüstü gelişmeler yaşamaktayız. Sıklaşan Ekonomi Koordinasyon Toplantıları ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının faiz artırımı kararının ardından en ilgi çekici ve yankı uyandıran çıkış sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Sn. Cumhurbaşkanı, kişilerin ve kurumların dolardan TL ye geçerek doların ateşinin söndürülebileceğini iddia etti. Bu görüş birçok alanda taraftar buldu. İlk olarak Borsa İstanbul elindeki dövizi nakde çevireceğini açıkladı. Ardından Üniversiteler ve son olarak yazıyı kaleme aldığımda Diyanet, bu yıl haç işlemlerinin Türk Lirası ile yapılacağını açıkladı.
Şimdi gelelim durumun ekonomik analizine. Bizler ekonomide öğrencilerimize bir kavram öğretiriz. DOLARİZASYON. Diğer bir ifadeyle bir ülkede yaşayanların yabancı para birimlerini kendi paraları yerine ve/veya paralel olarak kullanmaları durumu.
İstanbul Altın Rafinerisi “yastık altı” diye tanımlanan ve 5 bin tona ulaştığı tahmin edilen altın stokunun yanında bir hayli de dolar stokunun olduğu tahmin ediliyor. Tayyip Bey’in önerisinin benzerini İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. (İAR) 2011 yılında hayata soktu. Sisteme katılan banka sayısı 11’e ulaştı. “Çözüm ortağı” olarak seçilen bankalarda görevlendirilen İAR altın eksperleri, banka müşterilerinin getirdiği fiziki altınları inceleyip belirlenen has altın miktarları müşterilerin banka hesaplarına geçirildi. Böylece fiziki altınlar “kaydi altına” dönüştürüldü. Peki 5 yıllık süre sonunda ne kadar başarı sağlandı. 2015 yılı temmuz ayı itibariyle yastık altındaki 45 ton altının bankalara yatırıldığı bildiriliyor. Toplam rakama kıyasla küçük bir miktar gibi görünse de kampanyanın ilgi görmeye başladığı anlaşılıyor.
Altını ekonomiye kazandırılmasında en büyük fonksiyonu Merkez Bankası üstlenmiş durumda.
Gelelim dolar boyutuna. Aslına bakılırsa Sn. Cumhurbaşkanının önerisi akıllara TCMB nin piyasaya döviz pompalama işleminin farklı bir versiyonu ve de bir ülke için olması gereken bir durum. Güdülen amaç TL ye dönüş ile piyasadaki dövizin bollaşması ve arzı artan dövizin fiyatının düşmesi. Normal bir konjonktürde gayet akılcı bir mantık. Bununla birlikte gerek Dünya ekonomilerinin gerekse Türkiye ekonomisinin olağanüstü bir dönemden geçtiği şu dönemde bu politikanın dolardaki artışı kökten çözeceğini düşünmüyorum. Gelelim nedenlerine
Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi dolardaki artışın sadece gelişmiş ülkelere dönen sıcak para ile ilgisi yok. OHAL durumu, AB ile ilişkileri ABD ekonomisindeki olumlu gelişmeler, Türkiye’nin risk algısındaki değişimler, Trump, Irak ve Suriye’deki belirsizlikle ve OPEC kararı da doları etkileyen önemli etkenler olarak karşımıza çıkmakta. AB nin bize hiçbir zaman dürüst davranmadığını düşünen ve bunu anlamak için değerli hocam Prof.Dr.Erol Manisalı’nın bekleme odasında iğfal, hayatım Avrupa , Avrupa’nın Askerle Kavgası ve diğer kitaplarını okumak yeterli. Sn. Erdoğan’ın Avrupa ile ilgili çıkışlarına sonuna kadar katılmakla birlikte bir ekonomist olarak ilişkilerin daha yapıcı bir ortamda sürdürülmesinin ekonomimizin geleceği ile ilgili önemine vurgu yapmak istiyorum. Benzer şekilde yüksek faiz düşük kur politikasına ısrarla karşı olan bir ekonomist olarak sn. Erdoğan’ın faiz indirimi politikasını destekliyorum. Bununla birlikte bu konjonktürde herhangi bir faiz indiriminin ekonomimiz için felaket olacağını da belirtmek istiyorum. ABD de verilerin oldukça iyiye gittiği bir dönemden geçiyoruz. Sıcak para çıkışının hızlandığı bir dönemde faiz indirmek bacağımıza kurşun sıkmaktır.
Özet olarak dolardan TL ye geçişi mantıklı bulmakla beraber dolar artışını önlemede yetersiz kalacağını düşünüyorum. Son yazımda da belirttiğim gibi yıl bitmeden dolarda 2.60 ı göreceğimiz hemen hemen kesin. 2017 de de öngörüm 4.10 seviyeleri.
Altın tarafına gelince her ne kadar yurt dışında ons fiyatlarında düşüş olsa da bu durum yurt içi piyasalara yansımamakta. Bunun nedeni birçok yazımda da belirttiğim şu basit formül:
(Ons fiyatı / 31.10)*dolar kuru
Yani ons ne kadar düşerse düşsün yurt içi dolar fiyatı arttığında altın fiyatları artacak. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde ata altının tanesi 900 TL den satılmakta. Halbuki yazıyı kaleme aldığım saatlerde altındaki ons ekranlarda düşüşle 1167 dolar seviyelerinde seyretmekteydi. Bezer şekilde BMI altın için 2017 fiyat tahminini 1
ABD’de hizmet veren Morgan Stanley isimli yatırım bankası, 2017’ye kadar birçok altın madeninin kapanacağı için piyasada altın stokunun azalacağını ve altın fiyatlarının yükseleceğini tahmin eden bir açıklamada bulundu. Bezer şekilde BMI altın için 2017 fiyat tahminini 1350 dolardan 1400 dolara yükseltti. Görünen o ki gerek yurt içi gerekse yurt dışı piyasalarda altın fiyatlarına olası bir artışa kesin gözüyle bakılıyor
Bol kazançlı günler dilerim
Doç. Dr. Utku Altunöz
E-mail: utkual@hotmail.com
https://twitter.com/utkualtunoz