Utku Altunöz – 04.10.2016
Değerli Para Borsa takipçileri. Yazımın başlığına geçmeden önce size son yazımdan alıntı yaparak konuya girmek istiyorum. Son yazımda doların son bahar sonunda 2.90-2.95 bandında inmesini ve olağanüstü bir durumda 3. 10 lara kadar yükselebileceğini ve böyle bir durumda Merkez bankasının müdahalede bulunacağını öngörmüştüm. Gerçekten de son zamanlardaki olağan dışı gelişmelere kadar doların 3 tl nin altında seyrettiğine şahit olduk. Bununla birlikte son günlerde gerek Türkiye’de gerekse dünyada meydana gelen gelişmeler doların fitilini ateşledi. Dolar 3 günde TL karşısında yaklaşık % 1 değer kazandı. Bu durumun önemli nedenlerinden biri Moody’s denen kurumun Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyesinin altına çekmesidir. Bana göre haksız olan bu karara ilave olarak Standard&poor’s un kırılgan ülkeler listesinde Türkiye’yi de zikretmesi, dolardaki artışın tuzu biberi oldu. Deustche Bank’ın aldığı 14 milyarlık rekor ceza ve bu olayın Almanya ekonomisini zora sokabileceği düşünceleri, dolara olan talebi arttıran diğer bir neden olarak karşımıza çıkmakta. Özellikle not indirimleri ile TL den çıkışın iç piyasada dolar satışı ile karşılık bulmaması ve tahvil yatırımcılarının ellerindeki tahvillere karşı kendilerini dolar ile güvence altına alma istekleri doların ateşini daha da arttırmaktadır. Özellikle merkez bankasının faiz indirimlerine devam edeceği algısının da bir miktar dolara talebi arttırdığını söyleyebiliriz.
Ekonomi derslerinde temel anlatılan kural şudur. Bir ülkede yatırım yapan portföy yatırımcılarının o ülkeden çıkma sürecinde kendi paralarına dönüş yapması, o paranın fiyatını önemli oranda arttırmaktadır. Sonuç olarak son gelişmelerin TL nin aleyhine olduğu aşikâr. Psikolojik seviye olan 3 TL nin kırılması nedeniyle artışın devam edeceğini ve son üç yazımda belirttiğim gibi 3. 10 sınırına dayanan dolar fiyatında merkez bankası müdahalesinin kaçınılmaz olacağını düşünüyorum.
Ayrıca dolar borcu olan büyük firmalar için türev ürünlerinin, kur risklerini sabitleyerek bilançolarında oluşabilecek tahribatın önüne geçebilmeleri açısından önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Doç. Dr. Utku Altunöz
E-mail: utkual@hotmail.com
https://twitter.com/utkualtunoz