Doğu Akdeniz bölgesindeki gelişmelerden azami etkilenen piyasamızda yılbaşından beridir devam eden yabancı çıkışı sürürken yerli yatırımcıların altın ve dolar mevduatlarına talebi güvenin azaldığı Türk lirasında baskıya neden oluyor. Ancak tam da burada dünyanın en büyük bankalarından JP Morgan doların 5.50 TL hedefle sat önerisinde bulundu. Gün içinde ufak çapta bir baskıya neden olsa da yerlinin yüksek dolar talebiyle 7.30 TL üzerindeki seyri sürüyor.
Teknik olarak incelendiğinde ise 7.18 TL desteği altında düşüşün sürmesini bekliyor olacağız orta vade de. JP’ın bahse konu analizi ons altın fiyatı sabit bile kalsa altın gramında 340 TL’lerin hedef gösterilmesi demek. Trump ın aşıyı seçime yetiştirmek istemesi sebebiyle ons fiyatında baskı devam ediyor. Eğer yılsonuna kadar aşı konusunda verimli çalışmalar gün yüzüne çıkarsa ons fiyatın önce 1830 USD daha sonrasında 1600 USD bölgesine hareketine şahit olabiliriz. Aynı şekilde vaka sayıları artmaya devam ederken aşı gelişmeleri zayıf kalırsa birkaç ay içinde ons fiyatın 2200 USD bölgesine uzanması ihtimali yüksek. Şunu da eklemek isterim merkez bankası politikaları gereği yüksek dolar ülkeye sağlanan dolar girişi sebebiyle olumluyken, düşük kamu borcu ve döndürülebilir kısa vadeli dolar borçları için ciddi bir baskı oluşturmuyor. Özel sektör borçları henüz sürdürülebilir değil. Bunu da Fitch raporu hemen ağzına doladı zaten. Fitch kredi dereceleme şirketi geçtiğimiz hafta ülke görünümünü negatife düşürse de sonrasında düşük kamu borcu ve 2020 ikinci yarısında güçlü toparlama beklediği Türkiye ekonomisi için umutlu açıklamaları bu ne lahana turşusu dedirtti adeta.
Geçtiğimiz hafta verilen gaz keşfi haberi ise henüz hiçbir kurum tarafından analiz edilmedi ve var olan analizlerde de görmezlikten gelindi. Daha somut veriler oluştukça sanıyorum göz ardı edilemeyecek konuma yükselecektir. Şahsi düşüncemi sorarsanız FED in ilk bakışta Trump korkusuyla bastığı yüksek doların ilerleyen dönemlerde başına bela olacağını ve yeniden varlık alımlarına yönelmek zorunda bırakarak dolar da değer kaybına neden olacağı kanaatindeyim. Rezerv para olması sebebiyle şuan pek anlaşılmasa da dünyada çoğunlukla Ortadoğu’da dolardan uzaklaşma ve kendi ödeme sistemlerini geliştirmeye çalışmaları doların önümüzdeki 10 sene içinde tahtında ciddi sıkıntılar yaşayacağını gösteriyor. Aynı şekilde yer altı kaynakları bakımından zengin bir coğrafyada bulunan ülkemizin ilerleyen yıllarda keşiflerin artarak öncelikle ülke ekonomisinde ve sonrasında Ortadoğu’daki dengelerde köklü değişikliklere neden olmasıyla Türk lirasında dolara karşı hamle olacağının habercisi.
Önümüzdeki 10 senede akıllı bir yatırım stratejisi geliştiren yerli küçük yatırımcılar Türkiye borsasında çok ciddi kazançlar elde edebilirler. Gördüğünüz gibi her kriz bir fırsat yarattığı gibi aynı şekilde şirketlerinde büyük oyuncu olmak için kafasını çalıştırmaya başladı. Ülkemizde son iki senedir büyük birleşmelerle maliyetlerde azaltma çabası ve satın almalarda artış var. Müteahhitlik firmalarımız Çin den sonra dünyada 2. sırada yer alıyor. Tarımsal hasılatta Avrupa da 1. sırada iken dünyada 7. sıradayız. Mesela yüksek devlet desteği ile bir dünya devi daha doğmak üzere. SASA polyester birkaç gün önce yaptığı yeni bir hamle ile polyester için gerekli ham madde olan PTA üretimi için yaptığı anlaşmaya göre 2022 de devreye alacağı yatırımla Hindistan ve Çin den sonra dünyanın en büyük polyester üreticisi olacak. Türkiye petrolleri önümüzdeki 10 sene içinde ciddi bir üretici konumuna yükselmesi bekleniyor. İlerleyen dönemde Libya, Afganistan ve bölgemizde yürüttüğü arama ve tarafa faaliyetlerinden elde edebileceği keşifleri fonlamak için halka arz edileceği duyuruldu bu hafta. Tabi coğrafik şartlarımızdaki yoğun diplomasi ve baskının etkisi çok yüksek. Bu günü konuşalım elbet ama gelecek konusunda da hazırlıklı olmak lazım. Ülkemizde karamsar tablo çok yüksek. Bence biraz arınmalıyız.
Haftaya tekrar görüşmek üzere…