Geçen hafta altın ve gümüş karışık sonuçlar sergiledi. Altın, hafif bir artışla %0,43’lük bir yükseliş kaydederek 2165 ABD Doları seviyesinde kapandı, ancak gümüş %2,0’lik bir düşüş yaşayarak 24,67 ABD Doları seviyesinde kapandı. Bu gelişmeler, ABD para politikasından yapay zekânın (YZ) endüstrideki artan rolüne kadar çeşitli faktörlerden etkilenen daha geniş bir resme dahil olmaktadır. Bu makale, kıymetli maden piyasasındaki son olayları, arka planlarını ve ortaya çıkan perspektifleri ele almaktadır.
Altın fiyatı, tarihi bir zirveye ulaştıktan sonra ABD Doları’nın değer kazanması nedeniyle bir düzeltme yaşadı. Bununla birlikte, altın genel olarak olumlu bir hafta kapanışı yaptı. Bunun ana nedenlerinden biri, ABD Merkez Bankası’nın bu yıl faizleri olası üç kez indirme açıklamasıydı. Bu para politikası dönüşü, daha önce altın fiyatlarında önemli bir artışa neden olmuş ve altının ekonomik belirsizlik zamanlarında güvenli liman olarak rolünü yansıtmıştır.
2021’de Şırnak’ın Gabar Dağı bölgesinde önemli bir petrol keşfi yapılmış ve burada 1 milyar varillik bir petrol rezervi bulunmuştu. Eğer hedefler tutarsa ve 100 bin varile ulaşılırsa Türkiye’nin üretiminin iki katından fazlasını oluşturacak ve bu da Türk lirasına olan dolar baskısını azaltabilir.
Ekonomi takvimi ile Dolar Endeksi‘nin bir araya getirilmesi, yatırımcıların bilinçli kararlar almasına büyük katkı sağlar. Önemli ekonomik olayların ve göstergelerin zamanlamasını belirlemek ve doların diğer para birimleri karşısındaki performansını dikkatle değerlendirmek için bu bilgilere başvurulur çünkü grafiksiz işlem yapmak genel görünümden bihaber olabilirler.
Grafik TradingView’den
USDTRY ABD doları, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın son faiz artırma kararıyla düşüşe geçti ve 32.11 direnç seviyesinin yerini artık 31.98 direncine bıraktı. Altına yönelik yatırımcı geçişleri, doların tekrar 31.50 seviyesine inmesine yol açabilir.
Bunun için önceki destek seviyesi olan 31.75’e Fibonacci düzeyinde ulaşması gerekebilir. Şu anda, 21 Mart’tan itibaren belirgin bir düşüş görülüyor ve halk Trend’i satış veriyor ancak 31.90 seviyesinde güçlü bir al-sat dengesi var.
Bu seviyenin kırılması ve aşağı yönlü düşüşün benimsenmesi, yurt içinde alım gücünün artmasına ve birçok elektronik cihazın daha ucuzlamasına, ithal parçaların da daha düşük maliyetle işlenmesine olanak tanıyabilir. Böylece, cari açığın azalmasına olumlu katkı sağlanabilir.
Doların güçlenmesi ve buna bağlı olarak diğer para birimlerine karşı altının fiyatının artması rağmen, fiyat düşüşü sınırlı kalmıştır. Bu durum, düşük reel faizler, merkez bankalarının sürekli alımları, perakende talebin devamı ve altının politik risklere karşı bir korunma olarak işlevi gibi bir dizi destekleyici faktörle açıklanabilir.
Okan Özdemir