Hafta başı itibarıyla dolar değer kazanıyor. Dolar Endeksine baktığımızda doların altı ülke para biriminden oluşan sepete (Euro, Japon yeni, Birleşik Krallık poundu, Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangı) karşı değer kazandığını görüyoruz. Yalnızca euro/dolar paritesine baktığımızda orada da doların euroya karşı değer kazandığı açık biçimde görülüyor. Daha düşük çaplı bir değer kazanımı Türk Lirasına karşı da söz konusu.
Ortada bir savaş durumu var ve bu savaş her ne kadar ABD’ye çok uzak bir yerde Ukrayna’da oluyor ve ABD savaşın taraflarından biri konumunda bulunmuyorsa da Nato’nun lider ülkesi olarak ABD, Rusya’ya karşı yürütülen yaptırımlarda başı çekiyor.
Rusya’ya karşı yaptırımlarda başı çekmesine karşın ABD Doları değer kazanıyor. Bunun bazı nedenleri var: Her şeyden önce bu savaş ABD’nin başta Avrupa olmak üzere bütün dünyaya silah satışını artıracak. Özellikle patriot hava savunma sistemleri ve F 35 uçaklarına talep artışı söz konusu.
Petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesi bu iki ürünü üretemeyen ülkeler için ciddi sorunlar yaratıyor. Oysa ABD, kaya gazı ve kaya petrolü rezervi bakımından dünyada en üst sırada yer alıyor. Burada bütün mesele bu ürünleri çıkarıp kullanılabilir hale getirmenin yüksek maliyet gerektirmesi. Fiyatlar bugünkü düzeyde kalırsa bunları çıkarıp işlemek uygun hale gelecek ve o zaman ABD bunları çıkarıp kullanılabilir hale getirecek ve hem kendi kullanacak hem de dünyaya satacak. Bu açıdan baktığımızda ABD’nin petrol ve doğalgaz fiyatlarının artışından kazançlı çıkacağını söylemek mümkündür.
Savaş, insanlara tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. ABD’nin burada da avantajı var: Dünyanın en büyük buğday ve mısır üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumunda bulunuyor. Tarımsal ürünlerde yaşanacak sıkıntı ABD’yi fazla etkilemeyecek.
Rusya’nın uygulayacağı karşı önlemler ve yaptırımların da ABD’yi fazla etkilemeyeceğini söylemek mümkün. Buna karşılık Avrupa bunlardan çok etkilenecek. Özellikle Rusya, her şeyi göze alıp da bir adım daha atar ve Avrupa’ya doğalgazı kesme yoluna giderse bu, Avrupa açısından çok ciddi bir darbe olur.
Burada ilginç görünen bir durum da savaşın başlangıcında hızla değer kaybeden Rus Rublesinin şimdilerde eski konumuna dönme yolunda ilerliyor olması. Ukrayna’nın birkaç gün içinde teslim olacağı ve savaşın sona ereceği düşünülürken şimdi savaşın çok uzun süreceği tahminleri yapılmasına karşın Ruble’deki toparlanmanın arkasında büyük ölçüde Rus Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltmesi yatıyor. Enflasyon oranının iki katı dolayında bir faiz oranı ekonominin daha fazla bozulmasını durduran adım oldu. Buna karşılık Ruble’deki dalgalanma hala oldukça yüksek görünüyor.
Burada ele alıp analize tabi tuttuğumuz gözlemlere dayalı tespitlerin kalıcı tespitler olmadığını özellikle vurgulayalım. Küresel sistem her zamankinden daha fazla ve değişken etkiler altında bulunuyor. O nedenle orta vadeli tahmin yapmak bir yana kısa vadeli tahmin yapmak bile anlamını kaybetmiş görünüyor. Böyle bir ortamda her gün yenilenmek kaydıyla en fazla haftalık tahminlerle devam etmek gerekiyor. Doğal olarak bu kadar belirsizlik ortamında karar almak ve iş yapmak da son derecede zor oluyor.