Mahfi Eğilmez – 24.08.2017
Doların değer kaybının nedenleri arasında ABD ekonomisinin gidişi, ABD Başkanı Trump’ın durumu, başta Euro olmak üzere diğer rezerv paraların gelişimi gibi nedenler en ön sıralarda yer alıyor.
Önce ABD ekonomisinin durumuna bir bakalım. Aşağıdaki tablo çeyreklik dönemler itibariyle karşılaştırmalı durumu ortaya koyuyor.
2015 IV Ç | 2016 IV Ç | 2017 I Ç | 2017 II Ç | |
Büyüme (%) | 2,0 | 1,8 | 1,2 | 2,6 |
İşsizlik (%) | 5,3 | 4,9 | 4,5 | 4,4 |
Enflasyon (%) | 1,3 | 1,9 | 1,8 | 0,9 |
Cari Denge / GSYH (%) | -2,4 | -2,4 | -2,4 | -2,5 |
ABD ekonomisinin potansiyel büyüme oranı yüzde 2,5 dolayındadır. Eldeki son veri büyümenin potansiyel orana geldiğini ortaya koyuyor. ABD ekonomisinde yüzde 4,5 dolayındaki işsizlik oranı doğal işsizlik oranı olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla gelinen nokta ABD’nin işsizlik sorununu çözdüğünü gösteriyor. ABD ekonomisi için ideal görünen enflasyon oranı yüzde 2. Özellikle 2017 yılı ikinci çeyreğinde ortaya çıkan düşük enflasyon oranı ekonominin canlanma sorunlarının tam olarak çözülmediğini işaret ediyor. Enflasyonun düşük kalması talebin yeterince güçlenmediğini ve dolayısıyla da büyümeyi sürdürülebilir bir biçimde potansiyel büyüme düzeyine çıkarmaya yetmeyeceğini gösteriyor. Cari dengenin yüzde 2,5 dolayında açık vermesi, uzun yıllar yüzde 5 ve üzerinde cari açık vermiş olan ABD ekonomisi açısından oldukça sağlıklı bir durumu sergiliyor. Özetle diyebiliriz ki ABD ekonomisi açısından tek sorun ekonominin yeterince canlı bir tüketim düzeyi yakalayamamış olması.
Trump seçildikten bu yana hızla destek kaybına uğradı. Bu durumu yapılan kamuoyu anketleri açık biçimde gösteriyor. Başkanlık koltuğuna oturduğu gün (20 Ocak 2017) Trump’ı destekleyenlerle desteklemeyenlerin oranı yüzde 45 olarak eşitti (yüzde 10 da kararsız vardı.) 22 Ağustos tarihli anket, destekleyenlerin oranının yüzde 36,9’a düştüğünü, desteklemeyenlerin oranının yüzde 56,8’e yükseldiğini gösteriyor (yüzde 6,3 de kararsız var.)
(Kaynak: https://projects.fivethirtyeight.com/trump-approval-ratings/)
Trump, yüzde 36,9’luk destek oranıyla Harry Truman’dan (1945 – 1953) bu yana başkanlık yapmış olan 13 başkan arasında Gerald Ford ile birlikte en düşük desteğe sahip başkan olarak öne çıkıyor.
Trump’ın popülaritesindeki bu düşüş Doların değerini de etkiliyor. Aşağıdaki grafik 20 Ocak 2017’den bu yana Dolar Endeksi (DXY mavi çizgi) ile Trump’ın destek oranı (kırmızı çizgi) arasındaki ilişkiyi gösteriyor.
Grafikten görüleceği gibi Trump’a destek düştükçe Dolar da değer kaybediyor. Kuşkusuz Doların değer kaybını etkileyen başka nedenler de var ama bu da oldukça etkili bir neden gibi görünüyor (iki değişken arasındaki korelasyon katsayısı 0,73.)
Fed’in gerek faiz artırım takvimi gerekse bilanço küçültme programı büyük ölçüde yukarıda sunduğum tablo ve Trump’ın durumu ile bağlantılı bulunuyor. Fed, ABD ekonomisinin canlanma eğilimine girip girmediğini ölçmek, faiz ve bilanço küçültme kararını vermek için ekonominin büyüme, işsizlik ve enflasyon performanslarına bakıyor. Tabloda Fed’i rahatsız edecek tek gösterge enflasyonun beklenen hızla artmaması. Bu da Fed’in faiz artırımı ve bilanço küçültmesi konusunda karar vermesini zorlaştırıyor. Bunlara ek olarak Trump’ın durumunun giderek zayıflaması, ABD ekonomisinin geleceği hakkında çeşitli sıkıntılar yaratıyor. Bunlar arasında en ciddi sorun Ekim ayı başlarında Hazine’nin iç borçlanma tavanına çarpacak olması. Bu aşamaya kadar eğer Kongre’den yasa değişikliği yapılarak borç tavanı artırılamazsa Hazine borçlanamayacağı için ödemelerin çoğunu durdurmak zorunda kalacak. Bu da devletin kapanması anlamına geliyor. ABD’de bu durum daha önce de birkaç kez gündeme geldiyse de aşılması sağlandı ama bu kez durum daha ciddi görünüyor. Çünkü Trump, demokratların desteğini alamamanın yanı sıra kendi partisinden bile destek kaybıyla karşı karşıya bulunuyor. Bu gelişmelerin faiz ve bilanço küçültme kararları açısından Fed yönetiminde tereddüt yarattığını düşünüyorum. Çünkü faiz artırımına gidilmesi ve/veya bilanço küçültme tarihinin açıklanmasından sonra devletin kapanması söz konusu olursa ekonomide ortaya çıkacak olası sorunların sorumluluğunu Fed, Trump ile birlikte yüklenmekten kurtulamayacak.
Avrupa Merkez Bankası’nın para politikasından başarılı sonuçlar almaya başladığı ve bunun sonucu olarak Euro Bölgesinde belirli bir toparlanmanın başladığı görülebiliyor. Buna karşılık Euro / Dolar paritesinde Euro lehine ortaya çıkan gelişmelerin Avrupa ekonomisinin toparlanmasından çok, Trump’ın yarattığı olumsuz havanın etkisinden kaynaklandığını söylemek yanlış olmaz.
Bütün bu gelişmeler Dolara değer kaybettiriyor. Yakın gelecekte bu gidişi tersine çevirecek bir gelişme olmazsa kısa dönemde Dolar değer kaybetmeye devam edebilir.