İhracat ve İthalat
Yalnızca ihracat verisine bakarsak ihracattaki değer artışı başarılı bir dış ticaret performansını işaret ediyor. Buna karşılık ithalatı da resme katarak baktığımızda durum öyle parlak görünmüyor. Aşağıdaki tablo bu durumu sergiliyor (tablo TÜİK, Dış Ticaret İstatistikleri Haber Bülteni Eylül 2022’den alınmıştır.)
Ocak – Eylül 2022 dönemi itibarıyla ihracat (FOB) 2021 yılının aynı dönemine göre yüzde 17 artmışken ithalat yüzde 40,4 artmış. Yalnızca Eylül ayına bakarsak fark giderek açılıyor gibi görünüyor. Aynı dönem itibarıyla 2021’de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83,2 imiş. Yani her 100 dolarlık ithalata karşılık 83,2 dolarlık ihracat yapmışız. 2022 yılında bu oran yüzde 69,4’e gerilemiş.
Normal koşullarda bir ülkenin parası dış değerini kaybettiğinde ihracat ucuzlayacağı için talep artışı nedeniyle ihracatının artması ithalat pahalanacağı için talep düşüşü nedeniyle ithalatının düşmesi gerekir. İhracat artıyor ama TL’deki hızlı değer kaybına yanıt verebilecek yükseklikte artmıyor. Bunun nedeni ihracatımızın yöneldiği başta Avrupa olmak üzere, ülkelerde yaşanan sıkıntılar. İhraç ürünlerimizin çoğu talep/fiyat esnekliği yüksek olduğu için sıkıntılı durumlarda çabuk vazgeçilen mallardan oluşuyor. O nedenle ihracatımız kurdaki değişime göre beklendiği kadar artmıyor. Buna karşılık ithal ettiğimiz mallar, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere, talep/fiyat esnekliği düşük mallar olduğu için onlardan kolay vazgeçilemiyor, fiyatları artsa da ithal edilmeye devam ediliyor ve ithalatı kur artışına karşın yükseltiyor. Enerjide özellikle Rusya – Ukrayna savaşıyla birlikte ortaya çıkan fiyat artışlarının etkisini elimine ederek karşılaştırmaları enerji hariç ithalat olarak yaparsak çok daha makul sonuçlara ulaşıyoruz. Ne var ki ödediğimiz fatura enerji dâhil fatura olduğu için konuya her şey dâhil değerler olarak bakmak daha doğru.
İhracatımızın yüzde 55,4’ünü (yüzde 41’i AB ülkeleri) Avrupa ülkelerine yapmış bulunuyoruz. Bir başka ifadeyle Avrupa ülkeleri bizim en önemli ihracat kapımız. Bu ülkeler, her geçen gün biraz daha artan ekonomik sıkıntılara doğru yuvarlanıyorlar. Örneğin Euro Bölgesinde 12 aylık enflasyon oranı yüzde 10,1, büyüme yüzde 2,1 ve geriliyor, bütçe açığı yüzde 5’in üzerine, kamu borç stokunun GSYH’ye oranı yüzde 95,6. Doğal gaz sıkıntısı her geçen gün bu tabloyu daha da kötü bir konuma itiyor. Bu ülkelerde ekonomik sıkıntının büyümesi bizim açımızdan ihracatın sıkıntıya girmesi anlamına geliyor. İhracatımızın düşmesinin bir başka önemli nedeni Euro’nun dolara karşı değer kaybetmesidir. İhracattan elde ettiğimiz dövizin büyük kısmı Euro olduğu için dolara çevrilirken parite kaybının etkisi ortaya çıkıyor.
İthalatımızın en önde gelen kaynakları Rusya (yüzde 16,5) ve Çin (yüzde 11,7.) Rusya’dan ithalatımızda ilk sırayı doğal gaz alıyor. Türkiye’nin doğal gaz ithalatında bir sorun bulunmuyor. Buna karşılık Rusya, kendisine ambargo uygulayan, ihracatımızın ana çıkış kapısı olan Avrupa ülkelerine karşı ambargo uygulayarak doğal gazı kesti. Bu durum Avrupa ülkelerinde üretim ve dolayısıyla büyüme düşüşüne yol açıyor ve bizden olan ithalatını da düşürecek gibi görünüyor.
Dış Ticaret Hadleri
Öte yandan Türkiye’nin dış ticaret hadleri de ciddi biçimde düşüyor. Dış ticaret hadleri bir ülkenin ithal ve ihraç ettiği malların fiyatlarında ortaya çıkan değişmeler dolayısıyla dış ticaretten sağladığı kazanç ya da uğradığı kayıpları ölçmeye yarayan bir ölçüdür. İhracat değer endeksinin ithalat değer endeksine bölünüp, çıkan sonucun 100 ile çarpılması suretiyle hesaplanır:
Dış Ticaret Hadleri = (İhracat Değer Endeksi / İthalat Değer Endeksi) x 100
Karşılaştırmalar için belirli bir baz yılı dış ticaret haddi 100 kabul edilir ve izleyen dönemlerin dış ticaret hadleri bu baz endekse göre değerlendirilir. İzleyen dönemlerde dış ticaret hadleri 100’ün üzerindeyse ülke dış ticaretten kazançlı çıkıyor, 100’ün altındaysa zararlı çıkıyor demektir. Bu karşılaştırmanın yanında gidişin nasıl olduğu da önemlidir. Eğer dış ticaret hadleri 100’ün altındaysa ve giderek düşüyorsa ülke dış ticaretten giderek daha fazla zarar ediyor anlamına gelir. Eğer 100’e doğru yaklaşma söz konusuysa o zaman ülke dış ticarette toparlanıyor demektir.
Aşağıdaki grafik Türkiye’nin dış ticaret hadlerini gösteriyor (grafik TÜK, Dış Ticaret Endeksleri Haber Bülteni, Eylül 2022’den alınmıştır.)
Grafikte kesikli çizgi dış ticaret hadlerindeki 100 barajını gösteriyor. Görüldüğü gibi Türkiye, dış ticaretten zararlı çıkmakta ve bu zarar giderek artmaktadır.
2023 ve İhracatçılar
Türkiye, son yıllarda ihracat kapılarını çeşitlendirmiş olsa da ihracatımızda Avrupa’nın yeri çok ağırlıklı durumdadır. O nedenle ihracatımızın gidişi önümüzdeki dönemde büyük ölçüde Avrupa’nın ekonomik durumuna ve Euro’nun parite gücüne bağlı olarak gelişecek. Bugünkü koşullar devam ederse buradaki durum pek parlak görünmüyor. İthalatımızda enerjinin taşıdığı ağırlığa ve enerji fiyatlarına baktığımızda burada da şimdilik olumlu bir gelişme söz konusu değil.
Özetle söylemek gerekirse 2023 yılı herkes kadar ihracatçılar için de zor geçecek gibi görünüyor.