Utku Altunöz – 01.02.2018
Değerli takipçiler. Başlığa geçmeden önce daha önceki yazılarımda da belirttiğim ve birbirleri ile çokça karıştırılan bir kavram olan dış ticaret açığı ve cari açık konusunda bilgi vermek itiyorum. Dış ticaret açığı ihracat ile ithalat arasındaki negatif farka verilen isimdir. Bu kavram sadece ihracat ve ithalat ile ilişkilendirilmektedir. Cari açık ise dış ticaret açığını da içine alan bir kavram olup ülkeye giren döviz ile ülkeden çıkan döviz arasındaki negatif farktır. Gelelim son açıklanan dış ticaret açığı rakamlarına.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 yılı Aralık ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2017 yılı Aralık ayında, 2016 yılının aynı ayına göre yüzde 8,6 artarak 13 milyar 878 milyon dolar, ithalat yüzde 25,4 artarak 23 milyar 84 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aralık ayında dış ticaret açığı yüzde 63,5 artarak 9 milyar 206 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2016 Aralık ayında yüzde 69,4 iken, 2017 Aralık ayında yüzde 60,1’e düştü. Avrupa Birliğinin (AB-28) ihracattaki payı 2016 Aralık ayında yüzde 44,3 iken, 2017 Aralık ayında yüzde 47,1 oldu. AB’ye yapılan ihracat, 2016 yılının aynı ayına göre yüzde 15,6 artarak 6 milyar 540 milyon dolar olarak gerçekleşti. Almanya’ya yapılan ihracat 2017 Aralık ayında 1 milyar 308 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 827 milyon dolar ile İngiltere, 771’er milyon dolar ile İtalya ve Irak takip etti.
Devamlı söylediğim gibi ihracatımızdaki artışın yanında ithalattaki artış da bizleri ilgilendirmektedir. İhracatın ithalatı karşılama oranı dediğim durumun göz önünde bulundurulması daha sağlıklı iktisadi analiz yapmamıza olanak sağlayacaktır.
Merkez Bankası’nın verilerine göre, bunun sonucunda, 12 aylık cari işlemler açığı 43 milyar 752 milyon dolara çıktığı düşünülecek olursa doğrudan yatırım ve turizm gelirlerimizin arttırılmasında yarar görüyorum.
Diğer önemli gelişme ise 2018 yılının ilk ayında FED faizlerde değişikliğe gitmedi. Fed politika faizini 1.25-1.50 bandında sabit bıraktı. Fed enflasyon gelişmeleri yakından izlenmeye devam ettiği vurgusunda bulunurken ABD ekonomisi ılımlı bir hızla büyüyecek mesajını verdi.. tabiki bu durumda göler ilk olarak kuruna çevrildi. Dolar/TL kuru Fed kararı öncesi 3.7552 seviyesinde seyrederken, Fed kararı sonrası tepki vermeyerek 3.75 seviyesindeki durumunu sürdürdü. Afrin’de ki zeytin dalı harekatının da piyasada ciddi bir risk algısı yaratmadığını söylemek mümkün. Doların ciddi tepki vermemesiyle birlikte Borsa İstanbul’un rekor rallisine devam etmesi, 2017 deki en çok kazandıran enstrüman unvanını 2018 de de koruyacağı tezini güçlendirmekte. ( Her ne kadar yazıyı kaleme aldığım 2.2.2018 günü düşüş ile seans sonlansa da)
Bol kazançlı günler dilerim…