Mahfi Eğilmez – 19.02.2018
Eldeki son verilere göre (2017 yılı üçüncü çeyrek sonuçları) Türkiye’nin toplam brüt dış borç stoku 438 milyar Dolar. Bu miktarın 129,4 milyar Doları (yüzde 29,6’sı) kamu kesimine 704 milyon Doları (yüzde 0,2’si) Merkez Bankası’na ve 307,9 milyar Doları (yüzde 70,2’si) özel kesime ait bulunuyor (Ek 1.) 2017 yılı itibariyle Türkiye’nin brüt dış borç stokunun GSYH’ye oranı yaklaşık yüzde 52’yi gösteriyor.
2002 yılsonunda Türkiye’nin toplam dış borç stoku 129,6 milyar Dolardı. Bu tutarın yüzde 49,8’i kamu kesimine, yüzde 17’si Merkez Bankası’na ve yüzde 33,2’side özel kesim kuruluşlarına aitti. Demek ki AKP iktidarı döneminde dış borç stoku 129,6 milyar Dolardan yaklaşık 3,5 kat artarak 438 milyar Dolara çıkarken kamu kesiminin payı 29,5’e, Merkez Bankası’nın payı yüzde 0,2’ye düşmüş, buna karşılık özel kesim kuruluşlarının payı yüzde 70,2’ye yükselmiş.
Türkiye’nin net dış borç stoku 2017 yılı üçüncü çeyreği itibariyle 282,1 milyar Dolar (Ek 2) olarak hesaplanıyor. Buna göre Türkiye’nin net dış borç stokunun GSYH’ye oranı da yaklaşık yüzde 33,4 olarak çıkıyor. Dış borç stoku 2002 yılında 88,5 milyar Dolardı. 2017’de bu miktar 282,1 milyar Dolara yükselmiş olsa da GSYH’ya oran olarak yüzde 37,4’den yüzde 33,4’e gerilemiş görünüyor.
Hazine’nin garantisi altında bulunan kamu kesimi ve özel kesim borçlarının toplamı 2017 yılı itibariyle 24,8 milyar Dolar olarak karşımıza çıkıyor (Ek 3.) 2010 yılında 10,8 milyar Dolar olan garantiler 2017 yılı sonunda 24,8 milyar Dolara yükselmiş bulunuyor. Bu tabloda Hazine Garantileri 1 başlığı altında yer alan borçlardan kamu kesimi alt başlığında yer alanlar belediyelerin ve diğer kamu kuruluşlarının Hazine garantisi altındaki dış borçlarını, özel kesim başlığı altında yer alanlar ise Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın dış borçlarına verilmiş Hazine garantilerini gösteriyor. Hazine Garantileri 2 başlığı altında yer alanlar ise KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) Projeleri olarak özel kesimin yaptığı yap işlet devret projeleri için alınan dış borçlara verilen Hazine garantilerini kapsıyor. Bu tür projelere Hazine dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarınca verilen garantiler bu tabloda yer almıyor.
Türkiye’nin 2017 yılındaki dış borç servisi (yani dış borç geri ödemeleri) toplamı 69,9 milyar Doları Anapara ve 11,9 milyar Doları da faiz olmak üzere toplam 81,8 milyar Dolar (Ek 4.) Toplam dış borç servisi 2002 yılında 28,9 milyar Dolardı. Demek ki AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin dış borç ödemeleri yıllık olarak yaklaşık 2,8 kat artarak 53 milyar Dolar tutarında artış göstermiş bulunuyor.
Türkiye, 2013 yılından bu yana kırılgan beşli diye adlandırılan ve Brezilya, Hindistan, Türkiye, Endonezya ve Güney Afrika’dan oluşan bir grup içinde sınıflandırılıyor (Ek 5.) Bu grupta dış borç stoku / GSYH oranı en yüksek olan ekonomi yüzde 52 oranıyla Türkiye. Türkiye’yi yüzde 48 ile Güney Afrika izliyor. Diğer üç ülkenin dış borç / GSYH oranları bu iki ülkeye göre düşük kalıyor.
Özetlemek gerekirse: Türkiye, yıllar itibariyle artan bir dış borç yüküne sahip, aralarında yer aldığı kırılgan beşli ülkelerine göre dış borç yükü yüksek düzeyde bulunuyor ve her yıl giderek artan bir dış borç servisiyle karşı karşıya bulunuyor. Buna karşılık ekonomi, net dış borç yükü açısından daha makul bir görünüm sergiliyor.
Türkiye’nin kırılgan beşli kategorisinden çıkabilmesinin bir yolu dış borç yükünü azaltmak ve cari açık finansmanını borçla yapmak yerine doğrudan yabancı sermayeyi çekmek. Bunun da yolu hukukun üstünlüğünü sağlamak, demokrasi standartlarını yükseltmek, risk yaratmaktan kaçınmak, toplumsal uzlaşmayı gerçekleştirmekten geçiyor.
Veriler İçin Kaynak: Eklerde yer alan verilerin tamamı Hazine Müsteşarlığı istatistik verilerinden ve Aylık Borç Yönetimi Raporlarından alınmıştır.