Bitcoin’in ilk ortaya çıkışıyla birlikte, kullanıcılar genellikle kendi dijital cüzdanlarını oluşturup özel anahtarlarını kendileri sakladılar. Ancak bu, güvenlik risklerini beraberinde getiriyordu, çünkü kullanıcıların bilgisayarlarına veya cüzdanlarına erişimi olan kötü niyetli kişiler tarafından soyulma riski vardı.
Sonrasında ise birçok kullanıcı, kripto paralarını çevrimiçi cüzdan hizmetleri aracılığıyla saklamaya başladı. Bu hizmetler, kullanıcıların özel anahtarlarını çevrimiçi bir platformda saklamalarına ve bu platformlar aracılığıyla işlemlerini gerçekleştirmelerine olanak tanıdı. Ancak, bu tür hizmetler de güvenlik konusunda sorunlar yaşadı ve birçok kullanıcı çevrimiçi cüzdan hizmetlerine güvenmek istemedi. Son 10 yılda ise alternatifler çoğaldı.
Donanım cüzdanları, kripto varlıkları çevrimdışı bir şekilde saklamak ve güvenliklerini artırmak için popüler hale geldi. Bu cüzdanlar genellikle USB cihazları şeklinde gelir ve özel anahtarları cihazın içinde fiziksel olarak saklayarak çevrimiçi saldırılara karşı daha güvenli bir alternatif sunar. Güvenliğin en önemli unsur olduğu bu dünyada bu kez de soğuk depolama kavramı hayatımıza girdi.
Soğuk depolama, kripto varlıklarını internete bağlı olmayan bir ortamda saklamak anlamına geliyor. Bu da yine çevrimiçi saldırılara karşı daha yüksek bir güvenlik seviyesi sağlar. Ayrıca, bu dönemde çoklu imza cüzdanları da kullanılmaya başlandı. Bu cüzdan türü, bir işlemi gerçekleştirmek için birden fazla özel anahtara ihtiyaç duyar, bu da güvenliği artırır.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!