Yaşar Erdinç – 16.07.2018
Bir kez daha Leon Festinger isimli bilim insanına hayran oldum. “Cognitive Dissonance (Bilişsel tutarsızlık)” başlıklı teorisini 1950’li yıllarda ortaya attığında hiç kabul görmemiş ve ciddi eleştiri almıştı. Teorisi aslında toplum psikolojisi üzerineydi. Ama bu teori daha sonra hem genel olarak sosyal bilimlerde hem de direkt olarak psikoloji ilminde çığır açarken, benim yaklaşık 2 yıl süren bilimsel deneyimin de çıkış noktasını oluşturdu. Size kısaca teoriden bahsedeyim. Teori çok basitçe şunu söylüyor; “Eğer bir kişinin inandığı bir şeyin tersini söylerseniz, o kişi inandığı şeyi daha şiddetle savunur hale gelir”. Bu konuya ilişkin olarak çok sayıda örnek verilebilir.
- Sigara içen birine sigaranın zararlarını anlattığınızda alacağınız cevaplardan bazıları şunlar olabilir ; “Bir tanıdığım vardı hayatında ağzına bir tane dahi sigara koymadı ama Akciğer kanserinden öldü.” ya da “Adam ömür boyunca sigara içti 88 yaşında öldü”…
- Borsadan hisse almış birine bu hissenin iyi bir hisse olmadığını satması gerektiğini söylerseniz “Hocam senin bilmediğin şeyler var…” “O kadar biliyorsun sen ne kazandın?” “Elimdekini kapmaya çalışıyorlar, hepsi para babalarının uşağı”…
- Bir seçmene oy verdiği partiyi kötülediğinizde, anında sizin desteklediğiniz partiye ilişkin onlarca kötü örnek getirecek, fikir ileri sürecek ve çok daha şiddetli savunmaya geçecektir…
- Twitter’da herhangi bir konuda TT olan bir konuyu açıp bakın. Örneğin dünya kupası gibi bir konuda, konu ile alakalı olmayan inanılmaz laf sokmalar ve iç siyasete ilişkin atışmalar, küfürler vs…
İnsan beyni neden böyle reaksiyonlar veriyor? İşte Leon Festinger bunların üzerine ilim yaptı. İlk anda kabul görmeyen görüşleri daha sonra birçok deneye tabi tutuldu ve sosyal psikolojiye, toplumsal psikolojiye olan bakışı kökten değiştirdi. Festinger şöyle diyor; İnsanların inandıkları şeyler var. Hissenin yukarı gideceğine inanıyor. Bir kişinin doğa üstü güçlere sahip olduğuna inanıyor. Bir kişinin yalancı veya dolandırıcı olduğuna inanıyor. Dünyanın düz olduğuna inanıyor… Yani bu inanç ve beklentilere ters bir şey söylediğinizde beyinde ciddi bir huzursuzluk yaratıyorsunuz. Fakat bu huzursuzluk sizin aksini söylediğiniz şeyin o kişide yarattığı “doğru olması olasılığıdır.” İşte bu aşamada görüşünüze şiddetle karşı çıkıyor. Kendi görüşünü doğrulayan veya doğrulayacak birçok delili daha öne sürüyor. Bu yüzden de, aslında ikna etmek istediğiniz kişiler, yanlış fikre daha fazla bağlanıyorlar. Beyin milyonlarca yıllık gelişimini sürdürürken, özellikle stres artışına karşı, bu stresi azaltacak ve huzursuzluğunu giderecek muazzam yollar keşfetmiş. Bir kişi 8.70’den bir hisseyi almış ve hisse bir anda 7.70’e düşmüşse, “elimdekini kapmaya çalışıyorlar” ya da “şu an keriz silkeleme yapıyorlar, yukarı dönecek” diye kendini rahatlatıyor. Eğer siz düşüşün devam edeceğini söylerseniz size şiddetle karşı çıkıyor ve kendi görüşünü destekleyen birçok yeni delil üretmeye başlıyor.