Cıs

Mahfi Eğilmez – 03.02.2015

Enflasyon dediğimiz gibi matematiksel olarak Ocak ayında düştü. Ama düşüş beklendiği düzeyde olmadı. Beklenti Ocak ayında enflasyonun aylık 0,74 olmasıydı ama gerçekleşme 1,10 oldu. Geçen yılın Ocak ayında 1,98 olduğu için bundan düşük (1,10) gelen enflasyon nedeniyle bu ay 12 aylık enflasyon yüzde 8,17’den 7,24’e geriledi.

Bu ayın enflasyonu niçin yüksek geldi? İki nedeni var: (1) Gıda fiyatları beklenenden daha fazla arttı. (2) TL, USD ve Euroya karşı değer kaybetti. TL’nin son bir haftada Dolara karşı değer kaybı yüzde 3’e yaklaştı. Gıda fiyatlarındaki gelişme konusunda yapılabilecek fazlaca bir şey yoktu. Ama acaba TL’nin değer kaybı açısından yapılabilecek bir şey var mıydı? Benzer ülkelerle karşılaştırdığımızda çoğu ülkenin parasının bu dönemde bu iki rezerv para birimine karşı değer kaybettiğini görüyoruz. Buna karşılık, özel durumu nedeniyle Rusya’yı dışarıda bırakırsak en yüksek değer kaybı TL’de yaşandı. Bunun nedeni ekonomi politikasında yaşanan belirsizliklerdir. Türkiye bir süredir ekonomi politikasını politika ekonomisi haline getirmiş bulunuyor. Ve bu yaklaşımı yüksek sesle dile getiriyor. Aslında bu yaklaşım yeni değil. 1994 yılında da benzer bir yaklaşım sergilenmişti. Faizin sonuç değil neden olduğu söylemi o dönemde de ortaya atılmış ve peş peşe Hazine borçlanması ihaleleri iptal edilmişti. Sonuçta ekonomi krize girmiş ve Türkiye’nin BBB olan kredi notu önce BB’ye sonra B’ye inmişti.

Normal koşullarda böyle bir uygulamadan ders alınır ve bir daha aynı söylem tekrarlanmaz. Ama bizde ders alınmıyor. Sürekli sobaya yaklaşan küçük çocuklara büyükler hep “cıs” derler ve sobaya elini sürmemesini söylerler. Ama çocuktur dinlemez gider elini sobaya sürer, eli yanar ve bir daha sobaya yaklaşmaz. İstediğiniz kadar cıs deyin yine faiz yine enflasyon ve yine ters kurulmuş ilişkiler çıkıyor karşınıza. Çünkü eğitim sistemimiz analiz yapmaya uygun değil, ezbere dayalı. Ondan sonra ‘ezber bozma oyunu’ giriyor devreye. Başlıyoruz ‘ezberler bozulacak’ demeye. Ta ki elimiz sobada yanana kadar. Yanınca yine ezberler geliyor akla. Oysa analitik bir eğitim almış olsak ezbere ve kimsenin cıs demesine gerek kalmadan ilişkileri doğru kurar politika ekonomisi değil ekonomi politikası uygular çıkarız işin içinden.

TCMB, bu işi bildiği ve geçmişten ders çıkardığı için Ocak ayı enflasyonunun 1’den yüksek gelmesi karşısında faiz indirimi için özel toplantı yapmaktan vazgeçti. Çünkü bu gidişle Şubat ayında enflasyonda düşüş olması bir yana artış ihtimali belirdi. Geçen yılın Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 0,43 çıkmıştı. Bu yılın Şubat ayında enflasyon bu oranın altında çıkarsa yıllık enflasyon düşecek, üstünde çıkarsa artacak. Eğer Ocak ayında olduğu gibi 1,10’luk bir enflasyon gelirse 12 aylık enflasyon yüzde 7,9 dolayına çıkabilir. Yüzde 0,43’ün üzerinde gelecek her enflasyon Şubat ayında 12 aylık enflasyonun bugünküne göre yüksek çıkmasıyla sonuçlanacak. Geçen yılın Mart ve Nisan aylarındaki enflasyon oranları ise sırasıyla 1,34 ve 1,43 olduğu için muhtemelen düşüşler yaşayacağız. Ama eğer ekonomi politikası yerine politika ekonomisinde ısrar eder de kuru yükseltecek söylemler geliştirmeye devam edersek bu düşüşleri göremeyebiliriz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir