“Carry trade” yatırım stratejisi üzerinden geçtiğimiz haftaya bir bakış

Uzunca bir süredir dünyanın neredeyse tek önemli gündemi ABD Başkanı Trump’ın ikinci döneminde ortaya koyduğu politikalarla küresel bir paradigma değişiminin de kapısını açıyor oluşudur. Bu öylesine büyük bir dönüşümdür ki hem 80 yıllık Avrupa ABD ittifakında ciddi çatlaklar yaratarak, yeni fay hatlarının oluşumuna hem de ana akım ekonomik sistemden önemli düzeyde sapmaları beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla geçtiğimiz hafta ülkemiz piyasalarında yaşanan yoğun dalgalanmayı (volatiliteyi) analiz edebilmek için neoliberal ekonomi sisteminin artık miadını doldurmuş olduğu gerçeğine de atıfta bulunmak ihtiyacı hissettim.

Geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul, başta olmak üzere döviz ve tahvil piyasalarında yaşananların nedeni hepinizin bildiği üzere ekonomi yönetiminden kaynaklı değildi. Diğer taraftan iç siyasette önemli bir figür olan İBB Başkanı’na açılmış hukuki bir soruşturmanın toplumsal yansımaları yoluyla piyasalarda adeta bir deprem yaşandığını görüyoruz. Hisse piyasalarında görülen reaksiyonun en zengin ülkeler de dahil, dünyanın hemen hemen her açık ekonomisinde görüleceğine bahse girerim. (Panik yapmamak ve bu düşüşlerin önemli fırsatları da sunduğunu unutmamak önemlidir) Ancak kur tarafında görülen dalgalanma genellikle sermaye piyasaları yeterince gelişmemiş ve kırılganlığı olan ekonomilerde görülmektedir.

Neoliberal ekonomi sisteminin özellikle yukarıda tarif etmeye çalıştığım sermaye piyasaları yeterince gelişmemiş ülkelerde yarattığı en olumsuz sonuçlardan biri de işte bu kur kırılganlığıdır!

Nedenini en basit şekilde anlatmaya çalışacak olursam;

  • Neoliberal( parasalcı) ekonomide en ağırlıklı politika, para politikasının faiz aracı olup, ülkeler kendi paralarını değerli tutabilmek yani milli para taleplerini arttırabilmek adına yüksek faiz (pozitif reel faiz) verirler.
  • Görece yüksek faiz, yerli para tasarrufları arttırır fakat pratikte klasik kapitalist ekonomi varsayımlarında olduğu gibi bu tasarruflar yatırımlara dönüşmez ve üretim ekonomisi giderek daralarak dış ticaret açığı verilir,
  • Bu dış ticaret açıkları bir trend haline gelerek, cari açık yaratır ve
  • Kronikleşmiş cari açık sürekli döviz açığı yoluyla döviz talebi yaratır
  • Sonuç olarak bu açık bir faiz sarmalına dönüşerek ciddi bir kur kırılganlığı yaratır…
  • Diğer taraftan bu ekonomik sistem, Batıda ana akım iktisat olarak adlandırılır ve bu iktisadi sistemi uygulayan ülkelere genellikle yabancı yatırım kuruluşlarının yapmış olduğu kritikler kur stabil tutulduğu sürece pozitiftir.
  • Nedeni ise asıl konuya gelecek olursam, carry trade olarak isimlendirilen taşıma ticaretinin ancak kur stabil tutulduğunda yabancı yatırımcılara önemli getiriler sağlayacak olmasıdır. (Carry trade yatırımcıları faiz oranları düşük olan ülkelerden borçlanıp yüksek faizli ülkelerde yatırım yaparak arada oluşan faiz farklarından yararlanmaktadırlar.)
  • Kur kırılganlığı yüksek olan ülkelerde sarmal, aynı zamanda döviz kurunun enflasyon geçişkenliğini de arttırarak, kur-faiz-enflasyon olarak daha da geniştir.

Şimdi tüm bu tanımlamaları yaptıktan sonra geçen hafta piyasalarda yaşananlara geçelim;

Çarşamba sabahı, malum haber kanallarda geçtikten sonra borsanın keskin bir düşüşle açılış yaptığını, döviz kurunun da anormal seviyelere yükseldiğine şahit olduk. Ekonomi yönetimi sözlü bir açıklama yaparak, piyasalara sözlü güven telkin etti ve ardından hem TCMB hem SPK’nın bir dizi önlem ve kararıyla piyasalara çok çabuk müdahale etmesini karşıladık.

İlk gün bir miktar döviz satışıyla kurların stabilize edildiğini gördük ki sonradan Reuters kaynağından bu tutarın 11 milyar dolar düzeyinde olduğu servis edildi.

Sonraki gün TCMB’nin ara bir PPK kararıyla gecelik faiz koridorunun üst bandını yüzde 44’ten yüzde 46’ya çektiğini ve beraberinde enflasyonla mücadele için tüm para politikası araçlarının kararlılıkla uygulanacağına dair mesajların paylaşıldığını gördük. Diğer taraftan faiz koridorunun etkin kılınması için 1 hafta vadeli repo ihalelerine de ara verildi. TCMB’nin takip eden kararlarına bakılacak olursa;

Likidite fazlasını çekmeye ve TL maliyeti biraz daha sıkılaştırmayı hedefleyen TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başlayacağını açıkladı. (KKM’ye kızanlara duyurulur) Diğer taraftan vadesi 91 güne kadar TL likidite senetleri ihraç edileceği duyuruldu.  Devreye alınan adımlarla bankalararası piyasada gecelik faizin hafta başına göre 370 baz puan yükseldiği görülmüş oldu.

Özetle ekonomi yönetiminin özellikle enflasyonla mücadelede en başarılı ve etkin manevrası olan milli paranın talebini arttırma yoluyla stabil kılınması kuralı, kısa sürede işler hale geldi. Diğer taraftan yabancı ajanslar yoluyla medyaya servis edilen 11 milyar dolarlık döviz satışı hikayesinin TCMB’nin mevcut döviz rezervleri göz önüne alındığında çok büyük bir tehlike arz etmediğini düşünürüm. TCMB, 14 mart haftasında 171 milyar doları aşan toplam rezervleriyle bu tarz döviz müdahaleleri için yeterli alana sahip.

İkincil ve çok tehlikeli olarak servis edilen bir konu var ki o da sıcak para da denen ve yazımda yer verdiğim carry trade çıkışları… Bu çıkışların tehlikeli olduğunu söylemiyorum. Bilakis bu söylemin davranışsal ekonomi açısından piyasada yaratacağı olumsuz algının tehlikeli olduğunu; üstüne basa basa ifade ediyorum!

Çünkü sıcak para olarak tabir edilen parametrenin kendisi adı gibi sıcak ve üstelik manipülatif bir ajan rolünü görür. Gelişmekte olan ülkelerdeki finansal krizlerin çoğu bu paranın giriş ve çıkış hikayesiyle doğrudan ilintilidir.

O halde hep söylediğim gibi tam bağımsızlık için miadı dolmuş neoliberal ezberlerin dışında üretim ekonomisine her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz ortadadır.  Üstelik de bu geçişi konjonktürel kılan jeoekonomik koşullar da oluşmaktadır.

Nazlı Sarp

Google Play'den ücretsiz indirin
SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ PARA & BORSA MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK GÜNCEL PİYASA YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!