Utku Altunöz – 12.01.2018
Değerli takipçiler. Cari açık bir ülkeye giren döviz ile o ülkeden çıkan döviz arasındaki farka verilen isimdir. Genelde bir çok kişi tarafından dış ricaret dengesi ile karşılaştırılan bu terim, dış ticaret dengesini de kapsamaktadır. Dış ticaret açığı denildiğinde ihracat ile ithalat göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Eğer bir ülkede dış ticaret açığı var ise o ülkede ihracatın üzerinde ithalat yapılıyor demektir. Cari işlemler açığının asıl önemi ise yabancı para cinsinden olması nedniyle söz konusu açığın kapanabilmesi için döviz kazandırıcı işlemlere ihtiyaç duyulmasıdır. Bu da ya türzimden ya da doğrudan yatırımdan olabilmektedir.
Bu kısa hatırlatmadan sonra gelelim TCMB tarafından açıklanan cari Kasım 2017 cari işlemler dengesine. TCMB tarafından açıklanan verilere göre, cari işlemler dengesi Kasım ayında 4,2 milyar dolar açık verdi. 12 aylık cari işlemler açığı 43,75 milyar dolar oldu. Buna göre; cari işlemler açığı, bir önceki yılın Kasım ayına göre 1 milyar 947 milyon dolar artarak 4 milyar 200 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda, on iki aylık cari işlemler açığı 43 milyar 752 milyon dolar oldu. Söz konusu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 1 milyar 824 milyon dolar artarak 4 milyar 674 milyon dolara ve birincil gelir dengesi açığının 555 milyon dolar artarak 1 milyar 44 milyon dolara yükselmesi etkili oldu. Beklenti cari açığın 3.85 milyar dolar olmasıydı. Ayrıca bir çok ekonomiste yöneltilen sorularla yapılan beklenti anketinde ekonomistlerin kasım ayı cari işlemler açığı beklentisinin ortalaması 3,9 milyar dolar olarak hesaplandı. Ekonomistlerin söz konusu dönem için cari işlemler açığı beklentisi 3,1 milyar dolar ila 5,2 milyar dolar aralığında yer aldı.
Ekonomistlerin 2017 sonuna ilişkin cari işlemler açığı beklentisinin ortalaması ise 45,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ankete katılan ekonomistlerin yıl sonu cari işlemler açığına yönelik tahminleri arasında en yüksek beklenti 48,4 milyar dolar, en düşük beklenti ise 41 milyar dola roldu.
Sonuç olarak Türkiye, 2017 yılında büyümeyi yükseltip işsizliği düşürme politikasına döndü. Bu politika, bütçe açığının, cari açığın ve enflasyonun yükselmesi pahasına yaşama geçirildi. Türkiye’de ekonomiyi yönetenlerin bu dengeyi optimal olarak koruması kanaatindeyim. İşsizliği düşürme pahasına devamlı büyüme stratejisinin sonucunda istihdamsız büyüme denilen olgunun karşımıza çıkabileceği unutulmamlıdır. Bu bağlamda ılımlı bir enfasyonla cari dengenin de korunacağı ve istihdam arttırıcı politikaların devreye girmesi gerekmektedir.